Almanya’da bulunan “Jama’ at-un Nur Deutschland” Derneğinden yapılan açıklamaya göre İsviçreli bilim adamı Robert Kenzi Müslümanlığını ilan etti
İslâm’ı seçmesindeki sebep:
Termal bir kamera ile abdest alan Müslümanları çevreleyen Nûrani hâre’yi gördükten sonra, Muslümanların yeryüzünde yaşayıp hâreket eden en temiz, en hijyenik (tahâretli) kişiler olduğunu tesbit etti.* [Hâre (hı-elif-rı-he ile): Farsça isim. Cam, göz vb.’de dalgalanır gibi görünen parlak çizgiler, meneviş.]
63 yaşındaki bilim adamı termal (ısı ve ışın belirleyen) kamerasıyla abdestli Müslümanların vücudundan yayılan, onu çevreleyen ısıyı ve ışını tesbit için çekim yapıyordu.
Bu hâreler yedi kattan oluşmaktaydı.
İlk önce kırmızı hâre.
Kırmızı hâre sürekli insanı çevrelerse insanda güven hissini ve huzuru temin ediyordu.
Buna delil Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellemin şu mübarek sözleridir:
“Abdest alan bir Müslüman, ağzına ve burnuna su verdiğinde ağzı ve burnu ile işlemiş olduğu günahları dökülür gider. Yüzünü yıkadığında yüzünden, hatta iki göz kapakları arasından günahları dökülür gider. Başını meshettiğinde hataları başından, hatta kulaklarından dökülür, gider. Ayaklarını yıkadığı zaman ayakları ile işlediği hataları ayaklarından, hatta tırnaklarının arasından çıkar gider. Böylece o kul, günah ve hatalarından temizlenmiş olur.” (İbn Mâce, Sünen, Tahâret, 6; Müslim, Sahih, Tahâret, 32; Nesâî, Sünen, Tahâret, 108]
Bağışlanmış demek, yani güvendedir anlamına gelir.
***
Robert Kenzi bu araştırmasını Avrupada 50 bin kişi üzerinde uygulamıştır.
50 bin kişide bu ışın ve sıcaklığı ölçmüş (ayrıca bu ışınlar hastalığı teşhiste kullanılan bir metodtur).
Bu hâreyi göremediği bölgelerde hastalık olduğunu belirlemekteydi.
50 bin kişide bazı bölgelerde görülmeyen hârelerin, belki de normal olduğuna kanaat getirmişken kendisine Nijerya’dan önemli bir işadamı hastalığı yüzünden müracaat edince kanısı değişti.
Bu kişinin vücudunda ışın hâreleri eşit orandaydı.
Kendisiyle sohbet etmek icin tercüman ararken, cok iyi İngilizce konuştuğunu farketti.
Adam kendisinde abdest aldıktan sonra hârelerin tam görülüp gorülmediğini sorduğunda,
– “Evet”, cevabını aldı. Ve (adam) şöyle devam etti: “Ben abdest almadan hâreket etmem, çünkü abdest mü’minin kalkanı gibidir” dedi.
Bunun üzerine bilim adamı, bu termal kamerada kendisini tesbit etmek istedi.
Abdestin düzenini bilmeksizin, öylesine gördüklerini uyguladı; ışın hâreleri tam eşit değildi.
Müslüman birisinden, kendisine İslâmî usûle göre abdest almayı öğretmesini istedi.
Ve hârelerin tamamını düzenli olarak tesbit etti.
Bunu birçok kişide 37 kez tekrarladı.
Hâreleri eksiksiz hepsinde tesbit etti.
Üstelik bu kişiler Müslüman değillerdi.
Robert Kenzi bu araştırmasından sonra Müslüman oldu, 67 yaşında Kur’an-ı Kerim‘i ezberledi.
Ve bu cihazına “İmanı ölçen cihaz” adını verdi.
Hastalarına bundan sonra sâkinleştirici olarak İslâmî usûlde abdesti reçete verdi.
Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
“Benim ümmetim kıyamet gününde abdest eserinden dolayı yüzleri nûrlu, elleri ve ayakları özel işaretli olarak geleceklerdir. Artık bu parlaklığını daha ziyade artırmak hanginizin elinden gelirse yapsın.” [Müslim, Sahih, Tahâre, 246] buyurdu.
Abdestin etkisi vücudu nûrani hâreler şeklinde çevreler.
Sizleri Müslüman olarak yarattığı için Rabbinize (c.c.) ne kadar şükretseniz az’dır.
***
Bir başka mûcize de 14 asır sonra keşfedilmiş. SubhanAllâh…
Rasûlullah’a Salavât (Allahumme Salli ve Sellim ve Barik alâ nebiyyinâ Muhammed)
Muhteşem bir bilgi:
İnsan vücudu bir depo gibidir; neşe, acı ve hüzün hepsi birarada bulunmaktadır.
Göz, kusursuz bir kamera gibidir, her gördüğünü kaydeder, faydalı veya zararlı herşeyi tesbit eder.
Yaşadığı olumsuzluklar, uykusunda kâbus gibi şeyler gösterir insana…
Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bizlere uykudan önce bolca istiğfarda bulunmamızı emretmiştir.
Bunun ilmî araştırması sonucunda;
İstiğfar sırasında dil üst dişlerin ardına değdiğinde,
Hipofiz bezine değer.
Hipofiz bezi, başın üst bölümünde yer alır.
Görevi, hücreleri kötü düşüncelerden, vesveseden, kahredici duygulardan, evhamdan (endişe) arındırır.
Olumlu duygulara sevkeder, vücudu oksidanlardan temizler, tüm bedeni oksijene doyurur.
SubhânAllah…
***
İblis, Allah Azze ve Celle‘ye;
“Senin izzetine (mutlak kudretine, kahrına) yemin ederim ki, ben de artık onların hepsini muhakkak azdıracağım, dedi.”
“Ancak içlerinden ihlâs ile seçilmiş (kalplerine ihlâs Allah tarafından yerleştirilmiş) hâs kulların müstesna’ dedi.” [Sad suresi, 82- 83]
Allahu Teâla da:
“Buyurdu ki; o doğru ve ben hep doğruyu söylerim. Andolsun ki, Cehennemi mutlaka senden ve onların sana uyanlarından, topunuzdan tıkabasa dolduracağım.” [Sad suresi, 84- 85]
Çokça istiğfarda bulununuz.
***