Nurdanhaber-Özel
19 Kasım 1997 yılında hizmet seyahati nedeni ile bulundukları Almanya’dan Türkiye’ye karayolu ile dönerken Bulgaristan’da geçirdikleri esrarlı trafik kazası nedeniyle vefat eden Bediüzzaman Hazretlerinin talebesi Bayram Yüksel ağabey ile Ali Uçar ve Mehmet Çiçek’in bugün vefatlarının 20. Sene-i devriyesi.
3 nurlu şehit ağabeylerimizi rahmet ve dualarla anıyor, ruhlarına Fatihalar gönderiyoruz.
Bayram Yüksel Ağabey Kimdir?
1931 yılında Bolvadin’e bağlı Kemerkaya Köyünde (eski ismiyle Çoğu Köyü) doğdu. 1947 yılında Üstad Bediüzzaman’ın hizmetine girdi. O zamanlar 16 yaşındaydı. Üstad ile pek çok Nur talebesi Afyon hapsinde bulundu. Orada da durmadan Risale-i Nur yazarak çoğaltıyorlardı. Kur’ân yazısı yazmayı Ceylan Çalışkan’dan öğrendi.
1951′de askere gitti, acemiliğini İskenderun’da yaptı. Daha sonra çektiği kurrada Kore çıktı. Bunun üzerine Üstad’ın yanına gitti. Bayram Yüksel durumu Üstada anlatınca, Üstad çok memnun oldu.
“Ben zaten bir Nur talebesini Kore ve Japonya’ya göndermek istiyordum. Bunun için seni veya Ceylan’ı düşünmüştüm. İnkâr-ı Ulûhiyetle mücadele için Kore’ye gitmek lâzım” dedi.Üstad Hazretleri kendi Cevşenini Bayram Yüksel’e verdi ve “Biz inayet-i Rabbâniye altındayız, hiç merak etme. Cenâb-ı Allah senin yardımcın olacaktır” dedi. Kendisine Hutbe-i Şamiye ile birlikte altı risale daha vererek Japon Başkumandanına götürmesini istedi. Savaş bittiğinde komutanlarına, Bediüzzaman’ın verdiği risaleleri Japon Başkumandanına ulaştırması gerektiğini söyledi. Subaylar dışında kimsenin Japonya’ya gitmesine izin verilmemesine rağmen, bölük komutanı ve bazı üst teğmenlerin gayretleriyle o da Japonya’ya gitti. Japon Başkumandanının bir kaç sene önce öldüğünü haber aldı. Emanetleri yetkililere teslim etti. Savaş bittiğinde Türkiye’ye döndü.
2002 yılında gerçekleştirilen Uluslararası Bediüzzaman Sempozyumuna Kore’den katılan Prof. Dr. Cemil Lee’nin: “Biz Bayram Yüksel’in Kore’de ayak bastığı topraklarda açan çiçekleriz” şeklindeki ifadesi, Kore’de o gün yapılan bu hizmetlerin bugün nasıl meyveler verdiğinin anlamlı bir örneğidir.
Bayram Yüksel, savaş bittiğinde Türkiye’ye döndü. Üstad kendisini bekliyordu ve onu hizmetine aldı. Üstad Hazretleri Bayram Yüksel’in üzerindeki asker elbisesini eskiyinceye kadar çıkarttırmadı.
Bayram Yüksel ihlâslı, samimî ve fedakâr bir insandı. Bediüzzaman Hazretlerinin şahsî hizmetlerinde bulundu, onun suyunu taşıyıp yemeğini pişirdi. Üstadının vefatından sonra da Risale-i Nur hizmetine bütün ömrü boyunca devam etti.
19 Kasım 1997′de Avrupa hizmetleri için yaptığı bir seyahat esnasında trafik kazası geçirdi; Seyyidü’l-Mürselîn’e (s.a.v) ve Üstadına kavuştu. Kabri Barla Mezarlığında bulunmaktadır.
Ali Uçar Ağabey Kimdir?
Ali Uçar Ağabey, daha ziyade, yurt dışında hizmet veren ve bir çok yabancı dil bilen fedakar bir Nur talebesidir.
Yurt dışında bir sene içinde dört yüzü aşkın konferans vererek yabancıların rekor kitaplarında yer almıştır.
Üniversite mezunu ve hiç evlenmeyen Ali Uçar Ağabey, 1997 tarihinde Bulgaristan sınırları içinde geçirdiği bir trafik kazası sonucu, Bayram Yüksel Ağabey ile birlikte Hakkın rahmetine kavuşmuştur.
Bir hatırası:
Bir gün Rahmetli Ali Uçar Ağabey, uçakta iken bir Ermeni ile aralarında bir konuşma cereyan eder. Ermeni Türkiye’nin ele geçirilebileceğini, bölünebileceğini ama bir engel olduğunu söyler. Ve aralarında uzun süreli bir konuşma olur. Ermeni son olarak şöyle der: “Türkiye’nin işi kolay kolay ama şu NURCULAR olmasa..” Gerçekten öyle.. Türkiye’de ‘asayişin manevî muhafızları’ Nur Talebeleri..
Barla’daki mezarda Bayram Yüksel ve Ali Uçar Ağabeylerin ismi yazıyor. Ortadaki mezar kime ait?
Malum olduğu üzere Bayram Ağabeylerin vefatına vesile olan kazada üç ağabeyimiz vefat etmiştir. Bu ağabeyler; Bayram Yüksel, Ali Uçar ve Mehmet Çiçek Ağabeylerdir.
Isparta’daki Nur ağabeylerden aldığımız bilgiye göre, bu üç şehid ağabeyimizin Barla’da gömülmesi hususunda büyük ağabeylerden meşveret kararı çıkıyor. Bu karar muvacehesinde üç mezar kazılıyor. Fakat Mehmet Çiçek Ağabey’in ailesi rica ile kendisinin memleketinde gömülmesi için istekte bulunuyorlar. Bu ricaya ağabeyler olumlu cevap verince, Mehmet Ağabey’in yeri de boş kalmış oluyor. Böylece üç mezarın ikisi dolu birisi ise boş durmaktadır.