Nurdanhaber-Haber Merkezi

Türkiye Bağımlılıkla Mücadele Eğitim Programı (TBM) kapsamında Türkiye Yeşilay Cemiyeti ile Diyanet İşleri Başkanlığı işbirliğiyle gerçekleştirilen ve ülkenin 81 ilinden 90 din görevlisinin katıldığı uygulamalı eğitim programı başladı.

Basın İlan Kurumu Darıca Sosyal Tesislerindeki programın açılış konuşmasını yapan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Hasan Kamil Yılmaz, dinin iki önemli ayağı bulunduğunu, bunlardan birinin hakka diğerinin de halka bakan yönü olduğunu söyledi.

Yılmaz, bağımlılığın ne İslam ne de Kur’an-ı Kerim ile kabulünün mümkün olmadığını dile getirerek, şöyle devam etti:

“Aslında İslami hayatta dünyevi haz ve lezzetleri bağımlılık noktasına taşımamak hususunda çok ciddi uygulamalar vardır. Allah nefsimizin arzularını putlaştırmayalım diye bizlere namazı emrediyor. Allah bize sükutu sağlamayı namazla emrediyor. İhram yasakları var, ramazanda yemek, içmek yasak… Yani dünya nimetlerinden doymamayı çünkü her aşırı doyumun yeni açlıklar meydana getirerek insanı esir edeceği gerçeğini Allahu Teala gözümüzün önüne koyuyor. Dolayısıyla aslında irşad hizmeti yapan, vaazu nasihatte bulunan insanlar olarak bizim birinci görevimiz zaten bir insan olarak kendi bağımlılıklarımızdan kurtulmaktır.”

Bağımlı insanlarla meşgul olurken onlara her şeyden önce alemdeki en değerli varlık olan insan olduklarını düşünerek yardımcı olmaları gerektiğini kaydeden Yılmaz, Peygamberimizin öğrettiği merhamet eğitiminin aslında bağımlıları ve diğer dezavantajlı grupların da gündeme alınmasını gerekli kıldığını vurguladı.

Yılmaz, “Özellikle israf ekonomisinin ve tüketim ekonomisinin ürettiği bu alışveriş bağımlılığından cinsellik bağımlılığına varıncaya kadar her türlü bağımlılığın çözüm ilacı bence yüce dinimizin bize öğrettiği değerlerdedir, ibadet hayatındadır” ifadelerini kullandı. 

– “Bağımlı olma riskini en aza indirmeyi hedefliyoruz”

Yeşilay Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Akif Seylan ise bu programın ülkenin sosyal yapısı, ihtiyaçları ve eğitim sistemi göz önüne alınarak bağımlılıklarla mücadelede etkin bir eylem planı olması amacıyla hayata geçirildiğini söyledi.

Programın bağımlılık konusunu halk sağlığı temelinde incelediğine işaret eden Seylan, “Bağımlılık riskine en açık olan kesim, gençler ve çocuklarımızdır. Dolayısıyla gençler ve çocuklar hedef kitleyi oluşturmaktadır. Biz bu programla bağımlılıkla tanışmamış veya tanışmış ama henüz bağımlı olmamış kişilerin bağımlı olma riskini en aza indirmeyi hedeflemekteyiz” diye konuştu. 

Seylan, programın toplumda yaygınlaşabilmesi için birçok kamu kurum ve kuruluşuyla işbirliği yaptıklarını anlatarak, gençlere ve çocuklara ulaşabilmek için geçen yıl mart ayından haziran ayına kadar yaklaşık 28 bin 349 rehber öğretmenin bu eğitimi aldığını, bunun neticesinde 20 milyon öğrenciye birebir ulaşıldığını, Yeşilay ve Diyanet İşleri Başkanlığı arasındaki protokol kapsamında toplumsal dönüşüm hareketinde geniş etki alanları olan din görevlilerine uygulamalı eğitim verileceğini dile getirdi.

SİNGAPUR’DA İSLAMİYET VE RİSALE-İ NUR HİZMETLERİ…

– “Dünya Yeşilaylar Federasyonunu oluşturacağız”

Dünyada tütünle alkolle ve uyuşturucu maddeyle mücadele eden kuruluşlar olduğunu ama bağımlılıkla mücadele eden tek kuruluşun Yeşilay olduğunu belirten Seylan, “İnşallah biz Yeşilayı dünya markası yapmaya çalışıyoruz. Bugün 30’a yakın ülkede, ülke Yeşilaylarının kuruluşu ya tamamlandı ya devam ediyor. Önümüzdeki yıl içerisinde de Türkiye Yeşilay şemsiyesi altında Dünya Yeşilaylar Federasyonunu oluşturacağız” açıklamasında bulundu. 

Seylan, herkesin Yeşilay’ın hedefleri doğrultusunda çalışmasının çok önemli olduğunu vurguladı.

– “İsrail Filistin’deki gençleri bağımlı yapmaya çalışıyor”

“Etrafımızda yaşanılanların farkındayız, çekilen acıları görüyoruz ve içimiz kanıyor ama şu anda yapabileceğimiz belki bu kadar ve inşallah daha fazlasına gayret ediyoruz” diyen Seylan, şöyle devam etti:

“Toplumlarda sosyal ve ekonomik yıkımlara yol açan bağımlılık konusu da bu yürüyüşün içinde önemli bir mücadele. Filistin’e gidin bağımlılıklar çok yüksek orada çünkü İsrail oradaki gençleri bağımlı yapmaya çalışıyor, casus elde etmek için. Bosna Hersek’te de bağımlılıklar yüksek çünkü savaş yaşamış bir toplum, ‘posttravmatik semptom’ dediğimiz bir hadise var. İnsanlar duygusal yıkımlara uğruyorlar ve bir yerlere sığınmaya çalışıyorlar. İşte buralara bizim gücümüzün gitmesi lazım.”

Konuşmaların ardından, Türkiye’nin 81 ilinden gelen vaiz ve müftülerden oluşan 90 kişiye yönelik uygulamalı eğitim programı başladı. Katılımcılar, 4 gün sürecek program boyunca tütün, alkol, teknoloji ve uyuşturucu madde bağımlılığıyla sağlıklı yaşam konularında bilgilendirilecek. Programla uygulamalı eğitim alan din görevlilerinin hizmet yerlerine döndüklerinde aldıkları bilgileri kendi il ve ilçelerindeki diyanet personeline aktarmaları hedefleniyor.