Arjantin’de Nur risalelerine ve Kuran’ın hidayet ışığının latin Amerika’ya intişarına mesaisini vakfeden kardeşimiz Abdullah’ın güzel bir hizmet haberini paylaşıyoruz.
Üstad Bediüzzaman’ın “Amerikada din-i hakkı arayan cemiyeti” diyerek ora insanlarının Kur’ân’ın hakikatlarına müştak olacaklarını ihbarını teyid ve tasdik eden bu haberler Nurun bayramının sabah güneşi hüzmeleri gibi ruhlarımıza meserret serpiyor…
Latin Amerika kıtasının en büyük kitap fuarı olan Arjantin Buenos Aires kitap fuarında, standımızı ziyaret eden “Colegio Del Arce” adında bir Kolej’de öğretmen, “Cilviya” (silviya) hanım, İslamiyet ve Kur’an hakkında sorular sorup bilgi aldıktan sonra, İslam ve Kur’an hakkında öğrendiklerini,
Zaten vazifemiz bu Kur’an hakikatlarını Latin Amerika insanlarına ulaştırmak, nur tohumlarını bu topraklara elimizden geldiğince ekebilmek olduğu için biz de davete icabet ettik. Rabbim muvaffak eylesin inşaallah, vazifemizi yapıp vazife-i İlahiyeye karışmamak, bir düsturumuz zaten. Ne diyor şair,
“Tohum saç, bitmezse toprak utansın!
Hedefe varmayan mızrak utansın!
Hey gidi Küheylan, koşmana bak sen!
Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!
….
Usta’da kalırsa bu öksüz yapı,
Onu sürdürmeyen çırak utansın!”
…
Bizler de dilimiz döndüğünce, İslâm’ı Kur’an’ı bu masum körpe dimağlara anlatmaya gayret ettik.
Üstadımızdan aldığımız dersle elimizdeki eşsiz Kur’an hakikatlarının kuvvetini bizzat hakkalyakin müşahede ettik. Öyle ya,
“Elde Kur’an gibi bir mu’cize-i bâki varken, başka bürhan aramak aklıma zaid görünür.
Elde Kur’an gibi bir bürhan-ı hakikat varken, münkirleri ilzam için gönlüme sıklet mi gelir?”
Anlattığımız Kur’an hakikatları öğrenci ve öğretmenleri adeta mest edip cezbediyordu ki ilk defa duydukları Kur’an hakikatlarını pürdikkat merak içinde dinliyorlardı.
Öyle ki bize verilen konuşma süresini iki kat aştığımız halde, ne biz ne de onlar zamanın nasıl geçtiğini farketmedik. Yaklaşık iki saat konuşmadan sonra yarım saat soru cevap şeklinde her ne sordularsa ikna olacakları şekilde izah ettiğimiz Kur’an hakikatlarına doymadan geçen proğram bittiği halde etrafımızı sarıp, hususi merak ettikleri meselelerdeki sorularını sorup bizimle sohbet etmek için adeta yarışıyorlar, biryandan da hatıra fotoğrafları çekiliyordu, gençlerin memnuniyetlerin
Başta öğretmenlerden Cilviya(silviya
Rabbim iman, hidayet ve İslâm’ı nasip etsin inşallah amin.
Okuldan ayrılıp medrese-i nuriyemize geldiğimizde bizi davet eden Cilviya hanım bir mesaj attı. Mesajında memnuniyetini ifade ederek diyor ki,
“Çok güzel bir program oldu, sizin maneviyatınız manevi havanız (bizden şahsımızdan sandığı Kur’an hakikatlarının manevi havası) öğrencilerin ruhuna tesir etti onları kendinize aldınız (yani etkiniz altına aldınız demek istiyor) iyi ki geldiniz bizi kırmadınız. Bunu tekrar yapalım. Daha kapsamlı şekilde, başka okullardan arkadaşlarımız da istiyorlar.”
Ve min Allahi’t-Tevfik vel-hidaye inşaAllah.
Selam ve Duâ ile, dualarınızın devamını diliyoruz.
Kaynak: Mehmet Başaran