Nurdan Haber

Bediüzzaman’ın virdi

Bediüzzaman’ın virdi
19 Mayıs 2017 - 5:29

Bediüzzaman’ın çok ehemmiyet verdiği sekine duasının ehemmiyeti yeterince idrak edilmediği ve evrad u ezkar dünyamızda hak ettiği yeri almadığı kanaatindeyiz.

Bu sebeple bu yazımızda Bediüzzaman Hazretlerinin evrad u ezkar hayatına kısaca bir göz atıp, evradları içinde olan “Sekine” isimli ve kendine daimi vird edinerek, bütün evradları zamanla değiştiği hâlde hiç bırakmadığı bu dua hakkındaki mülahazamızı sunmaya çalışacağız.

Bediüzzaman Hazretlerinin Evrad Hayatı:
Bediüzzaman Hazretlerinin telif etmiş olduğu Risale-i Nur Külliyatı gerek bu asrın, gerekse önümüzdeki asrın beşeriyetini fikir karanlıklarından kurtarıp tenvir ve irşad edecektir. İman ve Kur’an hizmetinde böyle büyük bir çığır açan, Bediüzzaman Hazretleri, evrâd u ezkâr mevzuunda hiç mi hiç kusur etmemiş, en ağır meşguliyetlerinde dahi evradını okumuştur. Mehmed Feyzi Efendi Üstad’ın evraddaki hassasiyetini şöyle ifade etmiştir:

“Gecelerde sabaha kadar calib-i dikkat bir hal-i haşiane ile ubudiyette bulunurlar. Yaz ve kış bu adetleri tahalluf etmez (geri kalmaz). Teheccüd ve münacaat ve evradlarını asla terk etmezler. Hatta bir Ramazan’da pek şiddetli hastalıkta altı gün bir şey yemeden savm-ı visal (iki gün üst üste iftar etmeden oruç tutmak) içinde ubudiyetteki mücahedelerini terk etmediler. Komşuları her zaman derler ki:”
“Biz sizin Üstad’ınızın sekiz sene yaz ve kış geceleri, aynı vakitlerde, sabaha kadar hazin ve muhrik sadasıyla münacat seslerini dinler ve böyle fasılasız devamlı mücahedesine hayretler içinde kalırdık.”

Nitekim büyük bir veli ve âlim bir zat olan Said Nursi Hazretleri, Risale-i Nur hizmetinin hakikatini şöyle ifade eder:

“Üveysî bir surette doğrudan doğruya hakikat dersimi Gavs-ı A’zam’dan (k.s.) ve Zeynelâbidîn (ra) ve Hasan ve Hüseyin (ra) vasıtasıyla İmam-ı Ali’den (ra) almışım. Onun için, hizmet ettiğimiz daire onların dairesidir.”

Bediüzzaman Hazretlerinin “Sekine”yi Daimi Vird Edinmesi:
“Kaside-i Ercuziye” Hz. Ali (ra) tarafından bahr-ı recez vezni üzere yazılan ve istikbalden haber veren meşhur kasidenin adıdır. İstikbalden haber veren Kaside-i Ercuziyede Risale-i Nura işaretler vardır.  On Sekizinci Lem’ada Birinci Keramet-i Aleviye’nin izahında, Kaside-i Ercuziye’nin Risale-i Nur ve müellifine dair işarat-ı gaybiyesi beyan edilmiştir. Bediüzzaman Hazretleri bu Lema’nın ön sözünde: “Risale-i Nur şakirtlerine işaret eden Hazret-i Ali’nin (ra) bir keramet-i gaybiyesidir.”  der.
Yine Hz Ali (ra) Efendimiz Kaside-i Ercuziye’sinde gaybi bir tarzda, iki-üç yerde kuvvetli işaret ile Said ismini verdiği şakirdine hitaben “Kendini, Sekine ile dua edip muhafazaya çalış.” dediğini Bediüzzaman Hazretleri haber vermektedir. Böyle kudsi ve sırlı işaretleri haber veren Bediüzzaman Hazretleri “Sekine” duasını hiç terk etmemiştir.

Evrad Olarak Sekine:
Sekine kelimesi sözlükte kalp huzûru, itminan duygusu, güven, sükûnet, dinginlik, vakar, ağırbaşlılık v.b. anlamlara gelmektedir.Tasavvufta ise genel anlamıyla sekîne gaybın ve manevî feyzin gelişi esnasında kalbin yaşadığı tatmin hali ve gönül huzûru şeklinde tarif edilmektedir.
Hz. Ali Efendimizin (ra) okunmasını istediği Sekine, Allah’ın altı İsm-i Azamı olan “Ferd, Hayy, Kayyûm, Hakem, Adl, Kuddûs” isimleri ile bir münacattır. Bu dua Mecmuatü’l-Ahzabta “Kaside-i Ercûze”nin içinde geçmektedir. Hz. Ali Efendimizin (ra) onca evrad u ezkar içinde sekine ismini verdiği “Ferd, Hayy, Kayyûm, Hakem, Adl, Kuddûs” isimleri ile Üstad Hazretlerinin dua etmesini istemesi oldukça dikkat çekicidir. Bedîüzzaman Hazretleri Risâle-i Nûr’u bu altı ismin perspektifinde telif etmiş, Otuzuncu Lem’ayı da özel olarak bu altı ismin tefsîrine ayırmıştır. Bediüzzaman Hazretleri “Sekîne” olarak isimlendirilen duanın okunma şeklini de “yetmiş bir âyet ile yüz yetmiş bir defa dâimî vird edinmeli” şeklinde ifade etmiştir. Daha sonraları kendisi yetmiş bir âyetten on dokuz tanesini seçerek şimdiki okuna gelen hâlini almıştır. Bu duanın besmele ile on dokuz defa okunmasını bildirmiştir

Sekine Duasının Okunuş Şekli:
Bildiğimiz kadarıyla sekine duasının iki farklı okunuş şekli vardır.
Birincisi: Bildiğimiz üzere besmele ile on dokuz defa okunmasıdır.
İkincisi ise, bazı ağabeylerden duyduğumuza göre, Hulusi Ağabey şu şekilde de okunabileceğini söylemiştir:
1. Niyet (ne için ve ne maksatla okunduğuna niyet etmek)
2. İstiğfar (7 defa)
3. Salâvat-ı Şerife (7 defa)
4. Allahü Ekber (10 defa)
5. Altı Esma her âyetle beraber okunacak. (19 defa)
-Besmeleden sonra altı esma (Ferdun, Hayyun, Kayyumun, Hakemun, Adlun,Kuddusun) sonra birinci âyet on dokuz defa okunacak. Arkasından tekrar besmele altı isim sonra ikinci âyet on dokuz  defa okunacak. Örnek: Bismillahirrahmanirrahim, Ferdün, Hayyun, Kayyumun, Hakemun, Adlun, Kuddusun- “Seyec ‘alullahu ba’de ‘usru-y yusra” on dokuz defa okunur. Sonra tekrar besmele ve ikinci âyet okunur böylelikle bütün âyetler okunur.  Bu okuma şeklinin şöyle olduğu da söylenmektedir: Şâyet sekine okuyan kişi belli bir amaca göre okuyacaksa, Besmele ve altı isimden sonra amacına uygun olan âyeti 19 defa okumalıdır.

Okuma şeklindeki on dokuz sayısı hakkında şunları da göz önünde tutmakta fayda vardır: 19×19=361 eder. 361 çemberin açısıdır. Ancak matematikçiler hesaplarda kolaylık olması için bunu 360 olarak kabul etmişlerdir. Sekinede her âyet 19 harftir ve 19 defa okunur. Kanaatimizce, 19×19 olarak okunan sekine ile okuyanın çevresinde nurdan bir kalkan oluşmaktadır.

Yapılan Bir Tenkite Cevap:
On Sekizinci Lem’a da geçen aşağıdaki metin bazıları tarafından tenkit edilmektedir.
“Sonra Hazret-i Cebrail’in, Âlâ Nebiyyina (a.s.m.) huzur-u Nebevide getirip Hz. Ali’ye Sekine namıyla bir sayfada yazılı İsm-i Âzam, Hz. Ali’nin (r.a.) kucağına düşmüş. Hz. Ali diyor: “Ben Cebrail’in şahsını yalnız alâimü’s-sema suretinde gördüm. Sesini işittim, sayfayı aldım, bu isimleri içinde buldum.”
Görüldüğü üzere, Hz. Ali’ye (k.v.) inen bir Sekine’den bahis vardır, yoksa –haşa- Peygamberane bir vahiyden değil! Bahse konu Sekine, Allah’ın altı İsm-i Azamı olan “Ferd, Hayy, Kayyûm, Hakem, Adl, Kuddûs” isimleri ile bir dua-yı münacattır. Bediüzzaman Hazretleri bu Lema’nın ön sözünde: Gizli kalmış gaybî mühim bir Mucize-i Ahmediyeyi (a.s.m.) beyan eder.” diyerek, konunun öncelikle Efendimiz (asm)‘in bir mucizesi ve “Ben ilmin şehriyim. Ali ise, onun kapısıdır.”  işaretine mazhar Hz. Ali (k.v.)’nin bir kerameti olarak takdim etmektedir.

İtiraz edilen husus; ifadede geçen “ Sekine namıyla bir sayfa” ise, sayfadan murat ilahi bir ilhamvari mesajdır, yoksa Efendimize (asm) inen “vahiy” ile karıştırılmamalıdır. Şâyet itiraz Cebrail aleyhisselamı görmüş olma keyfiyeti ise, başta Hz. Aişe, Hazret-i Ömer, İbni Abbas, Üsame bin Zeyd, Ümmü Seleme, Sa’d ibni Ebî Vakkas gibi pek çok sahabe Cebrail aleyhisselamı Dıhye veya bir süvari veya başka keyfiyette gördüklerini ilan etmektedirler.

Şâyet itiraz sayfanın kucağına düşme keyfiyeti ise, İmamı Gazali bu hususu veciz bir şekilde açıklamıştır:
“Onlar vahiyle Peygambere (a.s.m.) nazil olduğu vakit, İmam-ı Ali’ye (r.a.) emretti, ’Yaz’; o da yazdı, sonra nazmetti.”

Konuyu özetlemek gerekirse; Cebrail (as) Peygamberimizin (asm) huzuruna geldiği vakit altı İsm-i Azam’lı münacat duasını, murad-ı ilahi gereği, “İlim Şehrinin Anahtarı Hz.Ali’ye (k.v.)” nazmetmesi için getirmiş, Efendimiz’de (asm) Hz. Ali’ye (ra) Sekineyi bir kaside şeklinde düzenlemesi için bildirmiştir. Murad-ı İlahi, nazmetme işlevini Hz. Ali’nin (ra) yapması istediğinden, Bediüzzaman Hazretleri “Hz. Ali’nin (r.a.) kucağına düşmüş” şeklinde belirtmektedir.

Sekine Geçen Âyetlerin Mealleri:
1. Allah her sıkıntıdan sonra kolaylık lütfedecektir. (Talak, 65/7)
2. Bütün yüzler gerçek hayat sahibi, her şeyi ayakta tutan Allah’a baş eğmiştir. (Taha, 20/111)
3. Şüphesiz, Allah size karşı çok şefkatli, çok merhametlidir. (Hadid, 57/9)
4. Şüphesiz, Allah tövbeleri çok kabul edici ve kullarına çok merhamet edicidir. (Nisa, 4/16)
5. Muhakkak ki, Allah çok bağışlayıcı ve çok merhamet edicidir. (Nisa, 4/23, 106)
6. Muhakkak ki, Allah her şeye gücü yettiği halde çok bağışlayıcıdır. (Nisa, 4/149)
7. Şüphesiz Allah her şeyi hakkıyla işitir ve her şeyi hakkıyla görür. (Nisa, 4/58)
8. Şüphesiz Allah her şeyi hakkıyla bilir ve her işi hikmetle yerine getirir. (Nisa, 4/11)
9. Muhakkak ki, Allah sizin üzerinizde gözeticidir ve her halinizi görür. (Nisa, 4/1)
10. Biz sana apaçık bir fetih yolu açtık. (Fetih, 48/1)
11. Ve Allah sana pek şerefli bir zaferle yardım etsin. (Fetih, 48/3)
12. Şüphesiz Allah’a tâbi olan topluluk gerçek gâliplerin tâ kendisidir. (Maide, 5/56)
13. Muhakkak ki Allah, azabında pek kuvvetlidir ve kudreti her şeye galip olandır. (Hud, 11/66)
14. Muhakkak ki hiçbir şeye ihtiyacı olmayan ve her türlü övgüye lâyık olan ancak Allah’tır. (Lokman, 31/26)
15. Allah bana yeter. O’ndan başka ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur. (Tevbe, 9/129)
16. Allah bize yeter. O ne güzel vekildir. (Âl-i İmran, 3/173)
17. En büyük korku olan kıyâmetin dehşeti onlara üzüntü vermez. (Enbiya, 21/103)
18. Ancak Sana kulluk eder ve ancak Senden yardım isteriz. (Fatiha, 1/5)
19. Ve âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun. (Fatiha, 1/2; Enam, 6/45)
Sonuç:
Manevi hayatın merkezi olan kalp dünyamızı canlı ve aksiyoner tutmada evradda devamlılık ve disiplin şarttır. Evrâd u ezkârı terk etmek iç dünyamızdaki bozulmanın alâmetidir. Bunu Bediüzzaman Hazretleri şöyle ifade eder:
“… günahlardan gelen yaralar ve yaralardan hâsıl olan vesveseler, şüpheler (neûzü billâh) mahall-i iman olan bâtın-ı kalbe ilişip imanı zedeler ve imanın tercümanı olan lisanın zevk-i ruhanîsine ilişip zikirden nefretkârane uzaklaştırarak susturuyorlar. Evet, günah kalbe işleyip, siyahlandıra siyahlandıra tâ nur-u imanı çıkarıncaya kadar katılaştırıyor. Her bir günah içinde küfre gidecek bir yol var. O günah istiğfar ile çabuk imha edilmezse, kurt değil, belki küçük bir manevî yılan olarak kalbi ısırıyor.”(17)
Bir asra yaklaşan hayatı boyunca karşılaştığı dehşetli fitnelerden hârika bir sûrette korunmuş olan Bediüzzaman Hazretlerinin,  Hazret-i Ali’den (ra) ders aldığı Sekîne gibi yüksek bir evradı kendisine dâimî bir vird edinmesi ve terk etmemesi sekinenin sıkıntı ve gaflet anlarında bize bir kalkan ve nur olacağı kanaatindeyiz.

Zafer KARLI

 

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )