Bahar geldi tabiat oldu şimdi rengârenk
Dağlar oldu rengârenk kırlar oldu rengârenk
Dallar oldu rengârenk kuşlar oldu rengârenk
Bahar geldi tabiat oldu şimdi rengârenk
Şeftaliler, elmalar, kayısılar, kirazlar
Menekşeler, lâleler, karanfiller, sümbüller
Zeytuniler, ebruliler, eflatunlar, pembeler
Altın sarısı, ateş kırmızısı, beyaz, yeşiller
Her şey daha rengârenk her yer daha rengârenk
Sular daha rengârenk, toprak daha rengârenk
Güneş daha rengârenk, rüzgâr daha rengârenk
Bahar geldi tabiat şimdi daha rengârenk
Arı kuşlarının, ispinozların, papağanların
Kanatları, kuyrukları, tüyleri, sesleri
Yalınkat, yedi veren, sarmaşık güllerin
Tomurcukları, katmerli yaprakları, kokuları
Ya insanların hele de oğlanların, kızların, çocukların
Eşarpları, etekleri, pantolonları, gömlekleri, pabuçları
Hele de benekli benekli o küçücük kelebeklerin
Dokunsan dökülecek gibi nahif desenli kanatları
Beyazlar, kırmızılar, pembeler, sarılar
Rengârenkler, renk renkler, rengârenkler
Turuncular, eflatunlar, maviler, yeşiller
Rengârenkler, renk renkler, rengârenkler
Bahar geldi her şey şimdi daha rengârenk
Güller, çiçekler, kanatlar, yapraklar, tüyler
Elbiseler, desenler, kokular, renkler, sesler
Bahar geldi her şey şimdi daha rengârenk
Bahar geldi kudret-i ilahiye oldu şimdi rengârenk
Güllerle, kelebeklerle, böceklerle kırlar oldu rengârenk
Kuşlarla, çiçeklerle, meyvelerle ağaçlar oldu rengârenk
Bahar geldi kudret-i ilahiye oldu şimdi rengârenk
Sâni-i Kadîr-i Zülcelâl, Fâtır-ı Hakîm-i Zülcemâl
Fasl-ı baharın iptidasından yazın intihasına kadar
Hüsn ü münezzehinin ve cemali mukaddesinin
Âyâtı ve emârâtı olan rengârenk masnuatıyla
Bizlere öylece muhabbetini ve rahmetini gösteriyor
Bizleri bu numunelerin asıllarına, membalarına çağırıyor
Makarr-ı saltanat-ı ebedisine yani cennetine davet ediyor
Aziz SİMA