Endonezya’nın ada şehri Papua’nın kanaat önderlerinden Muhammed Fazlan Rabbani Garamatan, bölgede yüz binlerce kişinin İslam dinini seçmesine vesile olan davet çalışmalarına 35 yıldır devam ediyor.
Endonezya’nın ada şehri Papua’nın kanaat önderlerinden Muhammed Fazlan Rabbani Garamatan, bölgede yüz binlerce kişinin İslam dinini seçmesine vesile olan davet çalışmalarına 35 yıldır devam ediyor.
El Fatih Kaafah Nusantara Vakfı Başkanı Garamatan, eski ismi Nuu Waar olan ancak sömürge döneminden kalan ismiyle Papua olarak bilinen adadaki tebliğ faaliyetleri hakkında AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Garamatan, yaklaşık 5 milyon 700 bin nüfusa sahip adada 1982’de yerel halka eğitim hizmeti verirken aynı zamanda davet çalışmalarına başladığını söyledi.
Resmi rakamlara göre nüfusunun yüzde 30’u Müslüman olan Papua’daki ilk dinin İslamiyet olduğunu aktaran Garataman, 1214 yılında İslamiyet’in bölgeye davetçiler vesilesi ile girdiğini, daha sonra ise Hristiyan misyonerlerin bölgeye geldiğini ifade etti.
Adada Müslüman nüfusun önceden beri var olmasına karşın İslamiyet’in aktif olarak öne çıkmadığını belirten Garamatan, şunları kaydetti:
“İmaj olarak Müslümanlar çok zayıftı. Papua, Hristiyanlar ve çıplak insanların yaşadığı, sık sık kabile savaşlarının yaşandığı bir bölge olarak biliniyordu. Ancak biz davet ile eğitim çalışmaları yapmaya başladık ve Müslümanlar aktifleşti. Biz bölgede okul inşası, cami inşası, hayvancılık ve tarım eğitimi, diğer meslek eğitimleri, sabun dağıtımı ve temizlik uygulamaları gibi sosyal ve ekonomi temelli faaliyetler gösterdik. Bu çalışmalarla Papua’da İslam daha hızlı kabul görmeye ve yayılmaya başladı. Şimdi de Papua dışına gönderdiğimiz öğrencileri hazırlıyoruz ve davet çalışmalarına devam ediyoruz.”
220 kabile İslamiyet’i seçti
Garamatan, Papua’da 220 kabilenin İslam dinini seçmesine vesile olan çalışmalar yürüttüklerini ve her gün iki-üç kişinin kelimeişehadet getirerek Müslüman olduğuna dikkati çekti.
Adada tebliğ çalışmalarının günden güne ilerlediğinin altını çizen Garamatan, “Toplum canlandı ve insanlar Müslüman olmaya başladı. Resmi rakamlar hala yüzde 30’ları gösterse de adanın yüzde 60’ı Müslüman olmuş durumda. Bölgede yöneticiler Hristiyan olduğundan Müslümanların sayısını bilinçli olarak düşük gösteriyorlar.” dedi.
Lise döneminden beri arkadaşlarıyla İslamiyet’in aktif olarak yaşanması ve toplumda yayılması için çalıştıklarını aktaran Garamatan, “Her topluma ve her insana ayrı metotlar uyguluyoruz. Liderlere şahsi davetler yapıyoruz. Evine gidiyoruz ve tek tek ilgileniyoruz. Halk içinse daha çok kültürel ve toplumsal olarak İslam’ı tanıtıyoruz.” diye konuştu.
Garamatan, İslam’ın günlük yaşamdaki yerini ve toplumun öncelikli ihtiyaç duyduğu yönlerini öne çıkardıklarını ifade ederek, Papua’da kabilelere yıkanma ve temizlenme gibi öncelikler konusunda yol gösterdiklerini dile getirdi.
Papua’da insanların durumunun çok acı verici olduğunu, ada toplumunun kültürel olarak da büyük sıkıntılar yaşadığını vurgulayan Garamatan, “Hristiyan misyonerler burada insanlara hiçbir şey katmadılar, hatta daha da kötü hale getirdiler, halka doğru Hristiyanlığı öğretmiyorlar. İnsanlar kiliselerde çıplak ibadet ediyorlar. Turistler de gelip çıplak insanların fotoğraflarını çekiyorlar. Biz de buna bir türlü anlam veremiyoruz.” ifadelerini kullandı.
Ada halkının Müslümanları gördükçe İslam’a daha çok yaklaştığına değinen Garamatan, “Müslümanların hayatları düzenli, eğitimliler, ne yaptıklarının farkındalar ve bilinçli hareket ediyorlar. İnsanlar kendilerini yücelten, hayatlarını düzelten İslam’dan başka bir din olmadığını görüyorlar. İslam oradaki insanların kalplerine hitap ediyor. Hristiyanlıkta bulamadıkları temizliği ve huzuru genel olarak İslam’da buluyorlar. Halk bunu gördükçe Müslümanlara özeniyor. İslama hızlı bir yönelim söz konusu.” diye konuştu.
Hapse atıldı, defalarca mızrak ve okla yaralandı
Muhammed Fazlan Rabbani Garamatan, davet çalışmaları sırasında türlü zorluklarla karşılaştıklarını da anlattı. Üç kere hapse atılan, farklı kabilelerce 7 defa mızrakla, 11 defa da okla vurularak yaralanan Garamatan, “Bizler şunu biliyoruz ki, İslam’a davet ederken övgülerle karşılanmayacaktık. Bu göreve soyunanların tehditlerle karşılaşacaklarını biliyorduk. Ben de karşılaştım ancak tebliğ çalışmalarında bunlar bizim gözümüzü korkutmuyor.” dedi.
Papua’da çok özel anlara şahitlik ettiğini aktaran Garamatan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Buradaki hiçbir anımı unutamam. Hepsi birbirinden güzel anılar. Bir defasında bir kabileye davet için gittik. Kabile reisi varlığımızdan rahatsız olduğu için beni okla vurdu. İki kolumdan vuruldum. Ben bunun üzerine ‘Kabilenize gelerek bir hata mı işledim? Özür dilerim’ dedim. Benim tavrımdan etkilendi ve tedavi için beni şehre hastaneye götürdü. Tedavi sırasında bizimle kalan kabile reisine İslam’ın gerektirdiği gibi davrandık. Bu davranışlarımız sebebiyle hem kendisi hem de tüm kabilesi Müslüman oldu.”
Garamatan, DEAŞ gibi terör örgütlerinin etkisiyle tüm dünyada yayılan İslam karşıtlığının bölgedeki yansımalarını en aza indirmek için Müslüman ve Hristiyan din adamlarının bir araya gelerek diyalog toplantıları düzenlediklerini belirtti. Bu tür örgütlerin eylemlerinin İslam’la uzaktan yakından ilgisinin olmadığını aktardıklarını ifade eden Garamatan, bu toplantılarla DEAŞ gibi fikirlerin Papua gibi bölgelere sızmasının ve din adına çatışmalar yaşanmasının önüne geçmeye çalıştıklarını vurguladı.
El Fatih Kaafah Nusantara Vakfı Başkanı Garamatan, Müslümanların yaşadığı tüm sorunların, İslam’ı tam olarak anlamaya çalışmaması, bunun sonucu olarak etrafına da kendisini anlatamaması sebebiyle yaşandığını sözlerine ekledi.