Nurdan Haber

“Kılıçdaroğlu” -aslında- ne yapmak istiyor?”

“Kılıçdaroğlu” -aslında- ne yapmak istiyor?”
01 Temmuz 2017 - 10:17

Milat Gazetesinden Serdar Arseven 30 Haziran 2017 tarihli makalesinde Kemal Kılıçtaroğlu’nu analiz etmiş. Makalenin bir bölümünü burada yayınlıyoruz.

Kemal Kılıçdaroğlu“ABD-İsrail Projesi” için özel olarak seçilmiş bir politikacıdır!..

“Onların adamıdır” demiyorum, “Onlarla anlaşmıştır” da demiyorum…

“Onların projesi için uygun adamdır” diyorum sadece.

Gelişine bakın; yıldızının nasıl parlatıldığına ve ne sistemli bir organizasyonla yükseltildiğine…

O vakitlerde, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı olan zatı nasıl “harcadığına” bir bakın….

Sonradan “PKK Partisi”ne geçecek olan bu zâtı “gayet ayarlı bir şekilde” bitirişine…

Ardından…

Ekranda “mat etme” meraklısı Melih Gökçek‘e, özel ayarlanmış ortamda, gayet taraflı bir “gazeteci”nin yönetiminde “ekran mağlubiyeti” tattıran “ilk adam” olarak ününe ün katışına!..

Melih Gökçek’e tuzaktaki ustalığa bakın!,,

Sonra…

Eş zamanlı olarak, zamanın CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın yıpratılmasına…

Şöyle geriye dönüp bir bakın:

Sonra, o kaset olayı…

“Kimler üzerinden” servis etti FETÖ o kasedi, hatırlayın.

Bir yandan AK Parti’nin yara almasını, diğer yandan da Kemal Kılıçdaroğlu’nun önünün açılmasını ne biçim sağladı!..

FETÖ bu işe, Bugün TV, Samanyolu gibi  “kendi” medya organlarını bulaştırmadı ustalıkla.

Hepimiz çok iyi bilmekteyiz ki, Pensilvanya’daki FETÖbaşı bu türden kurguları yönlendirebilecek bir kafa yapısına, akla, zekâya, birikime vs. sahip bir zat değil.

Kemal Kılıçdaroğlu’na CHP Genel Başkanlık yolunu açacak bir “kaset tezgâhı” FETÖ üzerinden kurulduysa, evet, bu bir “Kontrollü Darbe”dir, bu “Kontrollü Darbe”yi gerçekleştirerek Deniz Baykal’ı alaşağı edenler, bunu mutlaka “bir takım amaçları” gerçekleştirmek için yapmışlardır.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun “getirilişi” mutlaka bir takım amaçlara “hizmet” ediyordur…

Elbette, boşuna değildir.

Elbette, Türkiye’nin yararına değildir!..

Kılıçdaroğlu’nun hâl ve hareketlerine dikkat!.

 

Deniz Baykal’ı “kaset”le devirerek, Kemal Kılıçdaroğlu‘na yol açanlar, öncelikle neyi hedeflediler?..

Uzun süredir bunun cevabını arıyorum.

Bunun için de, Kemal Kılıçdaroğlu‘nun hâl ve hareketlerini dikkatle takip ediyorum.

Gezi olaylarından bu yana yaptıklarına bir bakın:

Öncelikle, CHP  tabanını çok daha “kavgacı”, çok daha “sert” bir kıvama getirmeye çalıştı.

Teşkilâtlarda “çetin” isimleri öne çıkarttı, böyle bir kadro kurdu.

Sonra…

Derin Sol’un bir takım “örgüt”leriyle ilişkilerdeki hasarları onardı,  “ulusalcı” Deniz Baykal’ın CHP’den uzaklaştırdığı “örgütlerin” desteğini aldı.

Gezi olaylarında ambulans, otobüs yakanları, esnaf yağmalayanları “alınlarından öpüş”bu yolda attığı dikkat çekici adımlardandı.

Şiddete destek veren “bildirici” akademisyenlere kol kanat germesi de, “Derin Sol” örgütler nezdindeki itibarını arttırdı.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu süreçte “malûm” derin sol örgütleri rahatsız edecek tek bir lâf etmek bir yana, tüm gücüyle onların arkasında olduğunu göstermesi de kayda değer bir durumdu.

CHP’nin kasetle gelen Genel Başkanı, Erdoğan’la çatışması gittikçe şiddetlenecek olan FETÖ unsurlarını arkasına alacak çıkışları da ihmal etmedi.

 “Ergenekon Kumpası”nı kuran FETÖ’nün el konulan medya organlarına, şirketlerine sahip çıkarken, CHP tabanından kayda değer tepkiler almayacağını biliyordu Kılıçdaroğlu.

Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığı, FETÖ medyasına, FETÖ şirketlerine desteği “kabul edilebilir” kılacaktı ve nitekim öyle oldu…

CHP tabanı, bir vakitler “laikliği ortadan kaldırmaya çalışmakla” suçladığı FETÖ’ye göz kırpılmasına neredeyse hiç tepki göstermedi.

“Düşmanımın düşmanı, dostumdur!” mevzuu!

Kemal Kılıçdaroğlu‘nun izini sürmeye devam edelim:

CHP’nin kasetle gelen Genel Başkanı, bu süreçte Saadet Partisi ile de yakın ilişkiler içinde olmaya özen gösterdi.

Bu çerçevede “Eski Faziletli” Mehmet Bekaroğlu’nu parti yönetiminden ve parti tabanından gelen tepkileri göğüsleyerek, icabında “kadın kontenjanı”ndan parti yönetimine alarak sırtlamasını da bir yere not etmek lazım.

Kılıçdaroğlu’nun Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığı ortak paydasında buluştuğu kimi Saadet yöneticilerinin önemi, elbette sahip oldukları“oy oranı”yla ilgili değildi.

Saadet, yüzdelerle de değil, artık bindelerle ifade edilebilen bir oy desteğine sahip bir parti ama  AK Parti’yle “kardeşlik” bağı var.

(Celal Kılıçdaroğlu ile Kemal Kılıçdaroğlu arasındaki kardeşlik bağı gibi bir şey bu.)

Sonra…

Bir de Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli’ye aynı ölçüde düşman olan kimi Sözde Ülkücüleri de avucunun içine almayı bildi Kemal Kılıçdaroğlu.

Evet…

Şu ana kadar neler dedik, şöyle bir toparlayarak ilerleyelim:

Kemal Kılıçdaroğlu, kasetle getirildikten sonra, CHP teşkilâtındaki “mücadeleci” adamları öne çıkarttı.

Eş zamanlı olarak Derin Sol’un “örgütleri”yle ilişkileri tamir etti.

FETÖ çevrelerinin Erdoğan’a yönelik kin ve nefretinden istifade için bu kesimi “kafaya”almaya çalıştı.

Saadet Yönetimi’ni aynı şekilde kafaladı!..

Bununla birlikte, uzunca bir süredir Sayın Devlet Bahçeli’nin yönetim tarzından memnun olmayan ya da orada kendisine “yükseliş imkânı bulamayan” bir takım kifayetsiz muhteris sözde ülkücüleri de “avucunun içine” aldı.

Bunları yaparken,

Batıyla ilişkilerde son derece özenli davrandı ve aynı zamanda “Dindarları rencide edecek” tavırlardan da kaçınmaya çalıştı, başörtüsünün Askeriye’de bile serbest bırakılmasına yönelik tepkisini içine hapsetti.

Bugünlerde sürdürdüğü sözde “Adalet” yürüyüşü için yayımladığı 12 maddelik “önlem genelgesi”ndeki “Sizi protesto edenlere alkışla karşılık vereceksiniz!” mevzuu da mühim bir “PR” çalışması…

“AK Partililerin üçte ikisi yürüyüşe HOŞGÖRÜ ile bakıyor!” sonuçlu kamuoyu araştırması(!)da bu çerçeveye yerleştirilsin…

Bütün bunlar…

Ve sizin aklınıza gelebilecek diğer Kılıçdaroğlu adımları neyi hedefliyor?..

Yavaş yavaş oraya geliyorum:

Bir kere…

Hiç kimse kafayı kuma gömmesin; “kasetle getirilen” Kemal Kılıçdaroğlu‘nun  stratejisi önemli ölçüde “başarılı” oldu.

Referandumdan çıkarttığı yüzde 48.5 kendisi açısından başarı.

Öncelikle “AK Parti içindeki” sancıları iyice gün yüzüne çıkartmayı hedefliyordu, bu oldu.

Kemal Kılıçdaroğlu, “kenara alınacağı” ana kadar ilerleyişini sürdürecek gibi…

Kendisinden sonrası için de…

İşte bütün mesele bu noktada…

Kemal Kılıçdaroğlu’ndan sonrası, aynı zamanda Sayın Erdoğan’dan sonrası!..

Hem CHP’nin, hem muhalif ülkücülerin, hem “Kızgın Saadetçilerin” desteğini alabilecek…

Bir, “isim.”

“O İsim” CHP’li değil!..

Olamaz, zira bir CHP’li, bu milletten asla ve kat’a kendisini zirveye taşıyacak desteği bulamaz!

O kişi…

“Muhafazakar Takımı”ndan çıkacak!..

O kişi…

Öyle tahmin ediyorum ki, “aday” olacak.

O kişi…

“Ben” diyecek,

“Gelirsem… Başbakanlık Sistemi’ni geri getireceğim.”

“Gelirsem… Ekonomiyi düzlüğe çıkartacağım.”

Bugünlerde…

Kemal Kılıçdaroğlu’na “ustaca” destek veren “ana akım medya”da Recep Tayyip Erdoğan ve Binali Yıldırım’ın, “Faizi düşürmezseniz düşürtmesini biliriz!” yollu çıkışlarına tepkiler organize ediliyor…

Ve bu medyada, “Finans dışı özel kesim şirketleri”nin borçluluk düzeylerinin son 15 yılın en yüksek seviyesinde olduğuna yönelik vurgular gittikçe kuvvet kazanıyor.

Israrla;

“Yönetim, ‘banka faizlerini’ düşürtmek yolundaki ısrarına devam ederse, ‘Ekonomik kriz çıkar’!” diyor ana akım medya!..

Ekonomik kriz çıkarsa…

“Kurtarıcı” lâzım olur.

Kurtarmak da muhafazakâr işi!..

Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı “zemini” o “kurtarıcı”ya uygun hale getirmek.

Buraya kadar, birçok şey yazdık. …

 

MAKALENİN TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )