Nurdanhaber-Özel
HDP’li başkanvekili Pervin Buldan’ın oturumunda yapılan gündem dışı konuşmalarda söz alan Akparti Isparta Milletvekili Said Yüce, Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nin Mektubat adlı eserinden, Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in mucizelerini anlatan Mu’cizât-ı Ahmediye ismindeki 19. Mektup’tan 6 dakikalık bir ders yaptı.
Konuşma sonunda Genel Kurul’da bulunan milletvekilleri Said Yüce’yi coşkuyla alkışladılar.
Biz de Nurdanhaber olarak Meclis Genel Kurulu’nda ilk defa Risale-i Nur okuyan Akparti Isparta Milletvekili Said Yüce’yi tebrik ve teşekkür ediyoruz.
İŞTE MECLİS’TEKİ O KONUŞMA:
Sayın Başkan Değerli milletvekilleri,
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle şehidlerimize Allah’dan rahmet diliyorum.
Salı’yı Çarşamba’ya bağlayan bu gece, Yüce Rabbimizin bütün âlemlere rahmet olarak gönderdiği Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafa (ASV)’ın mevlidi şerifini idrak edeceğiz. Bu vesileyle Rasûl-i Ekrem Efendimize (ASV), onun âl ve ashâbına, evlâd ü iyaline, ehl-i beytine salat ve selâm ediyorum. Onun getirdiği Nur ve vahyin ışığı gönüllerimizi aydınlatırken, bu ışığın bütün insanlığın muhtaç olduğu manevi huzura dönüşmesini; vatanımız, milletimiz, tüm alem-i İslam için rahmet, merhamet, kardeşlik, barış ve selamete vesile olmasını Rabbimizden niyaz ediyorum.
Aynı Allah’a, aynı kitaba, aynı peygambere inanan, aynı kıbleye dönen kardeşler olarak bizler, asırlarca beraber kardeşçe yaşadığımız bu topraklarda kardeşlik ahlakını, ulvi değerleri paylaşarak bugünlere geldik.
Mu’cizat-ı Ahmediye de ifade edildiği gibi;
“Muhammedürresulullah” ve risalet-i Muhammediye kâinatın en büyük hakikatı ve Zât-ı Ahmediye, bütün mahlukatın en eşrefi ve iki cihanın en parlak bir güneşi olduğuna ve bu harika makama liyakatine dair pek çok delilleri olan efendimiz(ASV) ..
Hem öyle yüksek, kuvvetli hitap ediyor ki, bütün asırlar onu dinler. Evet, aks-i sadâsını herbir asır işitiyor.
Evet, zât-ı Ahmediyenin (a.s.m.) nuruyla âlemin şekli değişti.
İnsan ve bütün kâinatın mahiyet-i hakikiyeleri o nur, o ziya ile inkişaf etti.
Eğer o nur olmasaydı, mevcudat fena-yı mutlaka mahkûm ve kıymetsiz, mânâsız, faydasız, abes, karma karışık, tesadüf oyuncağı bir zulmet-i evham içinde kalırdı.
Şu gördüğün büyük âleme büyük bir kitap nazarıyla bakılırsa, nur-u Muhammedî (a.s.m.) o kitabın kâtibinin kaleminin mürekkebidir.
Eğer o âlem-i kebir bir şecere (ağaç) tahayyül edilirse, nur-u Muhammedî hem çekirdeği, hem semeresi (meyvesi) olur.
Eğer dünya mücessem bir zîhayat farz edilirse, o nur onun ruhu olur.
Eğer büyük bir insan tasavvur edilirse, o nur onun aklı olur.
Eğer pek güzel şaşaalı bir cennet bahçesi tahayyül edilirse, nur-u Muhammedî onun andelîbi (bülbülü) olur.
Mahlukların en ehemmiyetlisi olan nev’-i insanın güneşleri ve yıldızları ve kumandanları olan bütün peygamberleri arkasına alıp onlara duasına “âmîn, âmîn” dedirten ve ümmetinden her gün her ferd-i mütedeyyin hiç olmazsa kaç defa ona salavat getirmekle onun duasına “âmîn” diyen ve belki bütün mahlukat o duasına iştirak ederek “Evet ya Rabbenâ! İstediğini ver, biz de onun istediğini istiyoruz.” diyorlar.
Efendimiz ASV ‘ın şahs-ı mânevîsine bak:
Sath-ı arz bir mescid, Mekke bir mihrap, Medine bir minber; o burhan-ı bâhir olan Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm bütün ehl-i imana imam, bütün insanlara hatip, bütün enbiyaya (peygamberlere) reis, bütün evliyaya seyyid, bütün enbiya ve evliyadan mürekkep bir halka-i zikrin serzâkiri; bütün enbiya hayattar kökleri, bütün evliya tarâvettar semereleri bir şecere-i nuraniyedir ki, herbir dâvâsını, mucizatlarına istinat eden bütün enbiya ve kerametlerine itimat eden bütün evliya tasdik edip imza ediyorlar.
Zira, o Lâ ilâhe illâllah der, dâvâ eder. Bütün sağ ve sol, yani mazi ve müstakbel taraflarında saf tutan o nuranî zâkirler, aynı kelimeyi tekrar ederek, icmâ ile, mânen Sadakte ve bilhakkı natakte (doğru söyledin) derler. Hangi vehmin haddi var ki, böyle hesapsız imzalarla teyid edilen bir müddeâya parmak karıştırsın.
İşte bak! O Zât öyle bir salât-ı kübrâda, bir ibâdet-i ulyâda saadet-i ebediyye için dua ediyor ki, güya bu cezîre, belki bütün Arz Onun âzametli namazıyla namaz kılar, niyaz eder.
Bak, hem öyle beka gibi bir hacet-i âmme için dua ediyor ki; değil ehl-i Arz, belki ehl-i semâvât, belki bütün mevcûdât niyazına iştirak edip lisan-ı hâl ile: evet yâ Rabbenâ!. ver, duasını kabûl et. Biz de istiyoruz.» diyorlar.
Bu mübarek gece hürmetine Cenab-ı Hak İnsanlığa huzur ve iki cihan saadeti versin. Mazlum ve muhtaçlara kurtuluş ve kolaylıklar nasib etsin.
Rabbim Ahlakımızı Peygamber efendimizin ahlakıyla ahlaklandırsın Amin
22.12.2015
Said YÜCE
Ak Parti Isparta Milletevekili