Nurdan Haber

Empati

Empati
28 Aralık 2015 - 9:45

Modern insanın en önemli sorunlarından biri de şüphesiz empati eksikliğidir. Hatta hayatın her alanında çıkan problemlerin temeline inersek empati kuramamanın neticesinde çıktığına şahit olacağız. Seküler eğitimin bize dayattığı ben merkezci bir hayat anlayışı, bilinçaltımızı da bencilce formatlamaktadır. Başkalarını anlamak yerine daha kolay olan yargılama yolunu seçiyoruz. Neticede dinleme becerisi olmayan çatışmacı, saldırgan bireyler olmaya başlıyor ve aslında kendimize yabancılaşıyoruz. Yabancılaşıyoruz çünkü aslında özümüzde, başkalarının derdiyle dertlenen, neşesiyle sevinen bir yapıya sahip bilinçli varlıklarız. Öğretilen ahlak anlayışı çıkarı hedefleyen bir anlayıştır. Kıyıya vuran balinaları kurtarmaya çalışmak yapımızda yaratılan ahlakın neticesidir. Kıyıya vuran çocuklara karşı duyarsız kalmak ise öğretilen ahlakın neticesidir.

Empatinin bizim medeniyetimizdeki karşılığı diğergamlıktır. Başkasının gamıyla gamlanmak, onun baktığı yerden bakabilmek, yer değiştirebilmektir. Ama dikkat edin onu kendi değerlerimizle yargılamak değil kendimizi onun yerine koyabilmektir. Çoğu zaman empati yaptığımızı zannedip başkalarını kendi yerimize koyuyoruz. ‘Ben olsaydım şöyle yapardım’ yargısı yanlıştır. Ben o olsaydım ne yapardım? Sorusu bizi empati yapmaya götürür. Öncelikle insanların duygu durumlarını anlamak empatiye atılan ilk adımdır. Daha sonra, hemen yargılamak yerine anlamaya çalışmalı, o duygu durumun arkasındaki dürtüler tespit edilmeli. Bu arkadaşım kızdı ama niçin kızdı arkadaki sebepler ne olabilir gibi sorular sorulmalı. Sonra tespit ettiğimiz dürtüleri kendimize uygulamalı, yani kendimize yapılmış gibi düşünmeli ta ki geldiği ruh haletini anlayabilelim. En son analiz ve çözümlere gidilmeli. 

Yukarıda demiştik, empati yani diğergamlık yaratılışımızda vardır. O halde bunu ortaya çıkaramıyorsak bazı engelleri olmalı. Benim aklıma gelen ilk engel çıkar merkezli bir düzenin içinde yaşıyor olmamız ve bunu normalleştirmemizdir. Çıkar hedefine odaklanan bir beyin, adeta kurulmuş oyuncak arabalar gibi gider ve gözü hiçbir şey görmez. Çünkü sistemin öğrettiği ahlak, bireyi değil başarıyı kutsallaştırmış ve kutsallarına ulaşmak için her yolu olağan görmektedir. Vicdandaki ürpermeleri de çıkara yüklediği bazı kutsallarla susturabilmektedir. Stalin ‘bir kişinin ölümü trajedi ama bir milyon kişinin ölümü istatistiktir’ diyebilmiştir. Çünkü hedefe ulaşmak için her şey meşrudur onun için. Bu makro plandaki örneği, mikro planda ve birey ölçeğinde de aynı mantık hakim aslında. Her alanda önceliği kendimize verdiğimiz için sürekli hırçın ve stres altındayız. Bunun yerine biraz empati ve bunun sonucu olarak saygı, sevgi ,anlayış, düşünce, incelik hayatımıza girse öyle sanıyorum hem bireyler hem de toplumlar arasındaki çatışmaların çoğu önlenir. 

Diğer bir engel aidiyetlerimiz olarak  görüyorum. Bu da yine öğretilmiş ahlak kısmına girmektedir. Yıllardır Orta Doğu’da zulümler, haksızlıklar yapılmakta, zenginlikler sömürülmektedir. Ancak sıradan bir batılı bunu görememekte veya farklı yorumlamaktadır. Ait olduğu topluluk onun mazlum insanlarla empati kurmasına engel olmaktadır. Çünkü o, işin sömüren tarafında bulunmaktadır. İnsanları kategorize etmek, hele bizden olanlar ve bizden olmayanlar diye ikiye ayırmak gerçeğin üstünü örten en karanlık perdelerden biridir. 

Bu iki örnek gibi daha çok engeller sayılabilir ama bu  yazının formatı bu kadara izin veriyor. Allah’ın bize farz kıldığı ibadetlere baktığımızda aslında hepsinde bir empati kurma zeminini hazırlamak için olduğunu anlıyoruz. Mesela oruç aslında fakirliği yaşamak, fakirlerin halinden anlamak onlarla aynı duygularda birleşmek için son derece etkili bir ibadettir. Bediüzzaman hazretleri orucun hikmetlerini anlatırken bu noktaya şöyle dikkat çekmektedir:

‘’Eğer oruç olmazsa nefisperest çok zenginler bulunabilir ki, açlık ve fakirlik ne kadar elim ve onlar şefkate  ne kadar muhtaç olduğunu idrak edemez… Eğer nefsine açlık çektirmek mecburiyeti olmasa, şafkat vasıtasıyla muavenete mükellef olduğu ihsanı ve yardımı tam yapamaz; yapsa da tam olamaz. çünkü, hakiki o haleti kendi nefsinde hissetmiyor’’

Oruç empatiye zemin hazırladığı gibi zekat da iyi bir empatinin neticesinde hakkıyla uygulanabilecek bir ibadettir. Çünkü fakirin halini anlamayan yardım edemez veya etse de minnet gibi bir çok duygularını karıştırabilir. Oysa insanlığın kurtuluşu için yegane sistem olan islam ahlakı, değil minnet etmeyi gizli gizli vermeyi hatta verilenin sadaka veya zekat olduğunun söylenmemesini daha üstün görmektedir. Olur ki o fakirin gururuna dokunur diye bizim medeniyetimiz böyle bir ahlak anlayışını geliştirmiştir. Ne incelik, ne nezaket,  ne kibarlık… Bugün maalesef yabancısı olduğumuz duygular… Sadece insanlarla değil sokak hayvanlarıyla bile empati kurabilen, onları düşünen bir tarihten geliyoruz. Ağaçlara, yüksek duvarlara insan eliyle  yapılan yuvalar, oyulan taşların içine doldurulan su ve niceleri… Muhteşem bir medeniyet ama maalesef sunamıyoruz her ne ise…

Yine Resul-ı Kibriya Efendimiz (ASM)’in Uhud savaşından sonra söylediği o söz ve o sözün arkasındaki analiz onun şanına yakışır büyüklükteki bir analizdir. Ancak o söyleyebilir dedirten cinsten… O savaşta dişi kırılmış, miğferi şakağına geçmiş, müşrik ordusu var gücüyle saldırmaktadırlar. Böyle bir atmosferde aynen şu duayı yapıyor ‘Allah’ım kavmimi hidayet eyle çünkü onlar bilmiyorlar’ Kendi tarafından değil onların bakışıyla bakıyor. Müşriklerin yaptığı saldırıların arkasındaki dürtülere dikkat çekiyor ve ‘bilmiyorlar bilselerdi yapmazlardı’ buyuruyor. İşte empati tam da budur. En zor zamanlarda bile karşıdaki insanların bakışıyla bakabilmek ve onları yargılamamak…

Empati, insanın olduğu her yerde lazım olan bir ahlak. Bunu yapmak için biraz kendimizden fedakarlık göstereceğiz. İnsanları anlamaya çalışacağız. Bunun karşılığı olarak da sevgi dolu, birbirine saygılı, anlayış ve incelikle davranan bir aile, bir toplum bir ülke ve bir dünya bizi bekliyor…   

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )