Nurdan Haber

Urfa Barosu ve STK’lar Said-i Nursi’nin mezarını bulmakta kararlı!

Urfa Barosu ve STK’lar Said-i Nursi’nin mezarını bulmakta kararlı!
12 Temmuz 2017 - 17:11

Şanlıurfa Barosu ve STK’lar Bediüzzaman Said-i Nursi’nin naaşının Urfa’daki mezarından çıkarılarak başka bilinmeyen bir yere defnedilmesini protesto etmek amacıyla bir araya geldi. Grup adına açıklama yapan Av. Nurullah Küçükoğlu, yaşanan bu olayın insanlık suçu olduğunu söyledi. Ancak Nurculara göre Said-i Nursi’nin kabrinin yerinin bilinmemesi gerekiyor.

Şanlıurfa Barosu ve STKlar Bediüzzaman Said-i Nursi’nin naaşının Urfa’daki mezarından çıkarılarak başka bilinmeyen bir yere defnedilmesini protesto etmek amacıyla bir araya geldi. Grup adına açıklama yapan Av. Nurullah Küçükoğlu, yaşanan bu olayın insanlık suçu olduğunu söyledi.
23 Mart 1960 tarihinde Urfa’da vefat eden Bediüzzaman Said-i Nursi’nin naaşının mezarından çıkarıldığı ve nereye gömüldüğü belirsizliğini koruyor. Şanlıurfa Barosu ve STK’lar Said-i Nursi’nin naaşının mezarından çıkarılarak bilinmeyen bir yere defnedilmesini protesto etmek amacıyla basın açıklaması yaptı. Balıklıgöl Platosunda yapılan açıklamaya Şanlıurfa Sebze ve Meyve Komisyoncular Derneği Başkanı Faruk Akbaş,  İnsan Hakları Komisyon üyelerinden Av. M. Celal Eriş, diğer STK temsilcileri ve avukatlar katıldı. Şanlıurfa Barosu ve STK’lar adına basın metnini okuyan Av. Nurullah Küçükoğlu, “Urfalı Sivil Toplum Kuruluşlarının temsilcileri olarak tam 57 yıl önce bugün, Merhum Said-i Nursi’nin az ötemizde bulunan Mevlid-i Halil (Dergah) camisinin avlusundaki mezarının parçalanarak naaşının kaçırılması olayını protesto etnek amacıyla toplanmış bulunuyoruz.” dedi.
Nurullah Küçükoğlu, “Bilindiği üzere merhum Said-i Nursi 23 Mart 1960’ta Urfa’da vefat etmiş, ertesi günü yukarıda belirtilen yerdeki mezarına defnedilmiştir. Merhum Said-i Nursi’nin vefatından önceki son 35 yılında dirisine tahammül edemeyip mutlak tecride maruz bırakanlar, Türkiye’de ve belki dünyada eşi benzeri görülmemiş büyük bir insanlık suçu işleyerek ölüsüne bile tahammül edememiş ve mezarını parçalamak suretiyle, naaşını defninden 111 gün sonra yani 12 Temmuz 1960’ta hırsızlayıp oratadan kaybederek toplumdan ve kamuoyundan yine mutlak bir şekilde tecrit etmiştir. Bu tecritten maksat Said-i Nursi’yi hafızalardan silmektir.” diye konuştu.
BU OLAY BÜYÜK BİR İNSANLIK SUÇUDUR
“Cenevre sözleşmesi Ek-1 nolu protokolü savaşta bile düşman cesetlerini kaybetmeyi insanlık suçu sayarken savaş hali olmayan bir zamanda ulusal ve uluslar arası kamuoyunca tanınan birinin mezarını parçalayarak naaşını kaçırmak elbette ve kesin bir surette büyük bir insanlık suçudur.” diyen Küçükoğlu, “Bu menfur olayın 2. Bir örneği Türkiye’de yoktur. Zira bu menhus olayda merhum Said-i nursi’nin mezar yeri bellidir fakat naaşı eski dilde nebbaşlık diye tabir edilen mezar soygunculuğu yapılarak çalınmıştır. Bilindiği üzere insanlığa karşı işlenen suçlarda da zaman aşımı yoktur.” şeklinde konuştu.
‘MERHUM SAİD-İ NURSİ’NİN NAAŞININ YERİNİN TESPİTİNİ TALEP EDİYORUZ’
Avukat Küçükoğlu, “1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun Baroların Kurulış ve görevlerini düzenleyen 76/1 ve Baro yönetim kurullarının görevlerini düzenleyen 95/21 fıkraları gereği hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak, baroların temel görevleri arasındadır. Biz merhum Said-i Nursi’nin çalınan ve gasp edilen naaşının yerinin tespiti ile 24 Mart 1960 tarihinde defnedildiği mezarına iadesini tamamen hukuki, vicdani ve insani saiklerle ilgili makamlardan talep ediyoruz.” şeklinde ifade etti.
‘BU EMSALSİZ İNSANLIK SUÇUNU İŞLEYEN FAİLLERİN YARGI ÖNÜNE ÇIKARILMASINI TALEP EDİYORUZ’
“Bu emsalsiz insanlık suçunu işleyen faillerin tespit edilip yargı önüne çıkarılmasını, kamu vicdanı adına bekliyor ve talep ediyoruz.” ifadelerine yer veren Nurullah Küçükoğlu, “Çünkü bu olayın üzerinden 57 yıl geçmesine rağmen, hala vicdan sahibi her insanı muzdarip ettiği bilinmektedir. Urfa barosu olarak yukarıda bahsedilen kanunun belirtilen maddelerine istinaden, bu olayla ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına adli ve idari yönden gerekli başvurularımızı yapacağımızı ve bu konunun bütün boyutlarıyla aydınlatılıncaya kadar takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyurmak istiyoruz.” dedi.

Bediüzzaman Said Nursî ne demişti

Benim kabrimi gayet gizli bir yerde… 

…Hattâ bizler gördük ki, bu mübarek bayramda şiddetli hastalığı için talebelerine dedi: “Benim kabrimi gayet gizli bir yerde, bir iki talebemden başka hiç kimse bilmemek lâzım geliyor. Bunu vasiyet ediyorum. Çünkü, dünyada sohbetten beni men eden bir hakikat, elbette vefatımdan sonra da o hakikat bu surette beni mecbur ediyor.”

Biz de Üstadımızdan sorduk:

“Kabri ziyarete gelenler Fatiha okur, hayır kazanır. Acaba siz ne hikmete binaen kabrinizi ziyaret etmeyi men ediyorsunuz?”

Cevaben Üstadımız dedi ki: 

“Bu dehşetli zamanda, eski zamandaki firavunların dünyevî şan ve şeref arzusuyla heykeller ve resimler ve mumyalarla nazar-ı beşeri kendilerine çevirmeleri gibi, enaniyet ve benlik, verdiği gafletle, heykeller ve resimler ve gazetelerle nazarları, mânâ-yı harfîden mânâ-yı ismiyle tamamen kendilerine çevirtmeleri ve uhrevî istikbalden ziyade dünyevî istikbali hayal edinmiş olmaları ile, eski zamandaki lillâh için ziyarete mukabil, ehl-i dünya kısmen bu hakikate muhalif olarak mevtanın dünyevî şan ve şerefine ziyade ehemmiyet verir. Öyle ziyaret ediyorlar. Ben de Risale-i Nur’daki âzamî ihlâsı kırmamak için ve o ihlâsın sırrıyla, kabrimi bildirmemeyi vasiyet ediyorum. Hem şarkta, hem garpta, hem kim olursa olsun, okudukları Fatihalar o ruha gider.

Dünyada beni sohbetten men eden bir hakikat, elbette vefatımdan sonra da o hakikat bu suretle, beni sevap cihetiyle değil, dünya cihetiyle men etmeye mecbur edecek” dedi.

Hizmetinde bulunan talebeleri (Emirdağ Lahikası)

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )