Nurdanhaber-Haber Merkezi
Europalia Türkiye etkinlikleri kapsamında düzenlenen Türk Edebiyatı buluşmalarında Belçika’da, divan şairi Fuzuli hakkında konferans verildi.
Brüksel Yunus Emre Enstitüsünde gerçekleştirilen konferansa, eski Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Prof. Dr. Mustafa İsen ile yazar ve Başbakanlık Danışmanı Prof. Dr. İskender Pala konuşmacı olarak katıldı.
Fuzuli’nin Arapça, Farsça ve Türkçe dillerinde şiirler yazabildiğine, aynı zamanda tıp, sosyoloji, astronomi gibi çok değişik alanlarda eserler verdiğine dikkati çeken Pala, bir profesör bile şimdi en fazla 5-6 bin kelime ile konuşurken Fuzuli’nin 16. yüzyılda yaşamış biri olarak 21 bin kelime ile düşünüp yazdığını vurguladı.
Fuzuli ile Shakespeare’i karşılaştıran Pala, İngiliz şairin “Olmak ya da olmamak” ifadesinin herkesçe bilindiğini ancak Fuzuli’nin Leyla ile Mecnun adlı eserinde yer verdiği “Bulmak ya da bulmamak” ifadesinin bilinmediğini söyledi. Pala, “Bize bırakılan mirası bilmezsek nasıl tanıtacağız ki? Yunus Emre Enstitüsünün ardından bir Fuzuli Enstitüsü gelse güzel bir Leyla ile Mecnun filmi çekilse keşke. Türkiye’deki arkadaşlardan medet ummayın. Avrupa’da olan sizsiniz. 3 dil bilen sizsiniz. Avrupa’nın refleksini anlayan sizsiniz” diye konuştu.
İsen ise Fuzuli’nin çok yönlü olduğunu belirterek “Onun çok geniş kitleleri etkileyen bir dili vardı” dedi. Shakespeare’in Romeo ve Juliet eserinin filmi, tiyatrosu ve çizgi filminin yapıldığını ancak Fuzuli’nin Leyla ile Mecnun eseri için aynısının söz konusu olmadığını ifade eden İsen, “İngilizce öğrenmek için para harcıyoruz, zaman harcıyoruz ama kendi atamızı anlamak için, onun eserlerini verdiği bir dili öğrenmek için çaba harcamıyoruz” diye konuştu.
Atılan kültürel köprülerin yeniden kurulması gerektiğini belirten İsen, tarihi dizilerin bu açıdan faydalı olabileceğini dile getirdi. İsen, şöyle devam etti:
“Türkiye’de son yıllarda tarihi dizilerde, filmlerde bir patlama olmasa da bile bir hareketlilikten söz edebiliriz. Diziler konusunda dünyaya, özellikle de yakın coğrafyaya dizi ihraç eden önemli bir ülke haline geldik. Bu dizilerin içerik itibariyle üzerilerinde durmuyorum. Bunların hepsinin ummadığımız farklı yararları ortaya çıkabilir. Bu diziler sayesinde bu toplum, kendi toplumunu, tarihini fark etmeye başladı.”
İsen, Fuzuli’yi sadece bir edebi metin olarak ayakta tutmanın mümkün olmadığını, sahne sanatları olarak da eserlerinin ortaya konulması gerektiğini kaydetti.