Nurdan Haber

Rusya, Afganistan, Suriye ve PKK! Neler oluyor?

Rusya, Afganistan, Suriye ve PKK! Neler oluyor?
20 Ocak 2016 - 11:58

Abdurrahman İraz

Dostu ve müttefiki Devlet başkanı Beşar Esed’in isteği üzerine Suriyeye giren Rusya, adeta geleneğine sadık kalarak Suriye’yi yakıp yıkıyor, çoluk-çocuk, yaşlı-ihtiyar demeden “nede olsa Müslümandır öldürelim” zihniyetini muhafaza etmektedir. Tam 36 sene önce aynı fitili Afganistan’da yakmış, Afganistan’ı yakan ateş etrafındaki ülkelere de sıçramıştı. 5 sene öncesine kadar dünyadaki en güzel tarihi mirasa sahip olan Suriye, gelinen noktada maalesef harab, virane ve hayalet ülkesine dönmüştür.

Rusya’nın dost ve müttefiklerini ne hale getirdiğini hem Suriye hem de Afganistan örnekleri üzerinden baktığımızda çok net görebiliyoruz. Her birini 50-60 yıl geri bıraktığı Sovyetler Birliği’nin hem Avrupa’da kalan ülkeleri, hem de Türk cumhuriyetlerini konuşmaya gerek bile yoktur. Suriye’de aslında ne olduğunu anlayabilmemiz için geçmişe bir ayna tuttuk. Sadece nüfusunun kısmı azamı Suriye gibi Sünni Müslüman olduğu için, ellerinde felaket dağıtan teknikleri olan ülkelerin tekniklerini test etme sahası olmuşlardır. Maalesef bir çok İslam ülkesinde olduğu gibi her yerde kendilerine satılmış hainleri bularak kullanıyor. İktidar yapabilirse ne ala olmasa sanki dostmuş gibi ilişkilerini devam ettiriyor. Şu anda doğu ve güneydoğuda Türk hükümetinin verdiği savaş böyle bir senaryoyu Türkiye’de oynamak isteyenlerle verilen savaştır. Yoksa eğer bu gerçekten PKK meselesi olsaydı çoktan bitmişti. Zaten güvenlik güçlerinin öldürdüğü şahısların Türk ya da Kürt olmadığı anlaşılmıştır.

Bakın Afganistan’da olaylar nasıl başlamış ve Afganistan’ı 36 yıldır savaş meydanı yapanlar kimlerdir? Ve bundan önce yani savaştan önce Afganistan nasılmış?

1973 yılında, o zamana kadar krallıkla yönetilen Afganistan’da Davud Han liderliğinde Cumhuriyet ilan edildi. Davud Han’ın hazırladığı Anayasa 1977’de kabul edildi. Davud Han devlet başkanı sıfatıyla kendi aile çevresinden, yakınlarından, devrik kraliyet ailesinin üyelerinden kurulu bir hükümeti iş başına getirdi. Bunun üzerine 10 yıldır ayrı çalışan iki sol örgüt, Halk ve Bayrak partileri Davud Han’a karşı birleştiler. Halk kanadı lideri Hafızullah Amin’in düzenlediği bir darbeyle Davud Han devrildi, kendisi ve aile üyelerinin çoğu öldürüldü.

27 Nisan 1978’de Afganistan Demokratik Cumhuriyeti kuruldu. Ama Halk ve Bayrak kanatları arasındaki birlik hızla bozuldu. Orduya dayanan Halk kanadı giderek güçlendi. Yeni yönetimin reform programında kadınlara eşit haklar, toprak reformu ve klasik Marksist – Leninist doğrultuda yönetsel önlemler yer alıyordu.

Temel Afgan kültür öğeleriyle çatışan bu program ve siyasal baskılar, nüfusun geniş kesimlerini karşısına aldı. 1978 yazında Nuristan bölgesinde ilk ayaklanmalar patlak verdi ve eşgüdümsüz de olsa tüm ülkeye yayıldı.

5 Aralık 1978’de, Sovyetler  Birliği ile Afganistan arasında Dostluk, İyi Komşuluk ve İşbirliği Antlaşması imzalandı. Bu antlaşmanın imzalanmasından  kısa süre sonra Afganistan’da  Sovyet yanlısı iktidara karşı ulusal direniş hareketi başladı. Ayaklanmalar karşısında Afgan ordusu güçsüz kalınca iktidarda bulunan Afgan yönetimi SSCB ile imzalanmış olan dostluk ve işbirliği Antlaşmasına dayanarak  Sovyetler’den yardım talep ettiler.

Bu talep üzerine ve kısa sürede Afganistan’a çok sayıda Sovyet uzmanı ve askeri geldi. Sovyetler, 27 Aralık 1979’da ülkeyi fiilen işgal etti. Devlet başkanı Hafızullah Amin öldürüldü ve yerine Babrak Karmal getirildi. Sovyetler’in işgal hareketi, çok sayıda Afganlı’nın Pakistan ve İran’a sığınmasına sebep oldu.

1979’da Afganistan Sovyetler Birliği tarafından işgal edilince ülke içindeki bazı gruplar Sovyet işgaline karşı direnişe başladı. İlk ayaklanma doğu vilayeti Herat’ta yaşandı. Afgan askerleriyle birlikte hareket eden halk yönetimi ele geçirdi. Ancak Kabil hükümeti Sovyetlerden aldığı uçaklarla ayaklanan halkı bombaladı. 

Yaklaşık 50 bin kişi bu olaylar sırasında hayatını kaybetti. Köyler kasabalar basıldı, ileri gelen din adamları idam edildi. Sovyetler Birliği işgaline karşı direnişe başlayan Afganlar, dünyanın dört bir yanından gönüllü olarak gelen Müslümanların da katılmasıyla yedi büyük cephe oluşturdular

 “Afgan Cihadı” adı verilen direniş hareketi sürerken Babrak Karmal’ın devlet başkanlığı da 1986 yılında sona erdi. Onun yerine Sovyetler Birliği’nden polis şefi olarak Afganistan’a gelen Perçem Dr. Muhammed Necibullah yeni devlet başkanı oldu.

Mücahitlerin Sovyet işgaline direnişi, 1988 yılında Sovyetler Birliği’ni Afganistan’daki ordularını geri çekmeye itti. Michael Gorbaçov 8 Şubat 1988 tarihinde Sovyet ordusunun on ay içinde Afganistan topraklarından çekileceğini, ancak Afganistan’la Sovyetler Birliği’nin iyi ilişkilerinin devam edeceğini ve Necibullah hükümetine verdikleri desteğin süreceğini açıkladı.  

Savaş sırasında Afganistan’da öldürülen Sovyet askerlerinin sayısının 15 bin ila 30 bin arasında olduğu ve 1000’den fazla Sovyet tankının tahrip edildiği belirtilmektedir.

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )