Nurdan Haber

Türkiye Cumhuriyeti’nde bir ilk Barla Sempozyumuyla yaşandı

Türkiye Cumhuriyeti’nde bir ilk Barla Sempozyumuyla yaşandı
14 Ağustos 2015 - 12:37

Akademisyenlerin, araştırmacıların, yazarların ve Risale-i Nur’a gönül vermiş kimselerin katıldığı sempozyum iki gün sürdü. 

Eğitimci-Yazar Ali Irmak’ın sunuculuğunda gerçekleşen sempozyumu 12 Haziran 2015 Cuma günü Hafız Recep Duran’ın Kur’an tilavetiyle başladı. Kur’an tilavetinden sonra SDÜ akademisyenlerinden Doç. Dr. Hikmet Orhan tarafından Barla Lahikası’ndan bir bölüm okuyarak açılış dersi yapıldı.

“Barla Döneminde Bediüzzaman’ın Hizmet Metodu” başlığıyla açılış konferansını Akdeniz Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ali Bakkal yaptı. Daha sonra sırasıyla Isparta Kültür ve Eğitim Vakfı’ndan Zafer Alanat, Risale Akademi Kurucu Üyesi Dr. İsmail Benek, Eğitimci Öner Ergenç, Çevre eski bakanı Rıza Akçalı ve Bediüzzaman Hazretlerinin talebesi Mehmet Fırıncı ağabey açış konuşmalarını gerçekleştirdiler. Süleyman Demirel Üniversitesi rektörü İlker Hüseyin Çarıkçı ise kısa bir selamlama konuşması yaptı. 

SAİD NURSİ, HZ. MUHAMMED’İN (SAV) HİZMET METODUNU TAKİP ETTİ

Açılış konferansını “Barla Döneminde Bediüzzaman’ın Hizmet Metodu” tebliğiyle Akdeniz Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ali Bakkal yaptı. 

Ali Bakkal, Bediüzzaman’ın hizmet metodunu anlatmadan önce, Peygamberimiz (sav) hizmet metodunu anlatarak, Said Nursi’nin aynı metodu takip ettiğini söyledi. Bugün İslam âleminin durumunun Mekke dönemine tekâbül ettiğini, Hazret-i Peygamber (a.s.m) gibi sabır metodunu kullanmak gerektiğini söylerek, bugün İslam Dünyası’ndaki cihadist hareketlerin metot yanlışı yaptıklarını ifade etti.

Ali Bakkal, Cumhuriyetin kurulmasıyla başlayan inkılapları sayarak Üstadın bu inkılaplar yapılırken Barla’da risaleleri yazdığını söyleyerek sözlerine devam etti. Medreselerde verilen klasik eğitim çok uzun sürdüğü için hem inananlara İslam’ın özünü öğretecek, hem de fennî ma’lumatı da ihtiva ederek felsefecilerin ve modern eğitim alan insanların akıllarını tatmin edecek bir eserin gerektiğini, bunun da Barla’da yazılan Nur Risaleleri olduğunu beyan etti. 

Prof. Dr. Ali Bakkal, Said Nursi’nin Barla’ya sürgün edilişini, burada risalelerin ne şekilde ve hangi metotla telif edildiğini anlatarak sözlerine son verdi.

Daha sonra Isparta Eğitim ve Kültür Vakfı adına kısa bir konuşma yapan Zafer Alanat, vakfın kuruluş amacından ve yapılan hizmet faaliyetlerinden bahsetti. 

TÜRKİYE CUMHURİYETİNDE BİR İLK YAŞANDI

Risale Akademi Kurucu Üyesi Dr. İsmail Benek ise Türkiye Cumhuriyeti tarihinde belki ilk defa bir köyde sempozyum yapıldığını belirtti. Benek, Cumhuriyet döneminde îmânî meselelerin zeminine inmek için Barla’ya bakmak gerektiğini çünkü Risalelerin Barla’da telif edildiğini söyledi. Said Nursi’nin Van’da dağda bile rahat bırakılmadığı için bugün devletin “dağın güvenliğini” sağlamak gibi bir probleminin olduğunu söyleyerek, bugün doğuda yaşanan sorunların nedenlerine işaret etti. 

Dr. İsmail Benek, Bediüzzaman’ın her bir talebesinin ayrı birer okul olduğunu, Said Nursi Hazretlerinin mürşit, müellif, müceddid, kardeş,  arkadaş, yoldaş ve komutan olduğunu söyleyerek sözlerine son verdi.

BARLA’DA DENENEN RİSALE-İ NUR METODU 

Eğitimci ve 22. Dönem Milletvekili Öner Ergenç, Bediüzzaman’ın Ağrı dağının parçalandığını gördüğü rüyayla ilgili olarak, 1. Dünya Savaşı ve Bolşevik Devrimi nedeniyle inkar-ı uluhiyet düşüncesinin dünyanın birçok yerine sıçradığını, bunun Osmanlı Devleti’ni de yıktığını ve böylece Bediüzzaman’ın rüyasının bu şekilde tahakkuk ettiğinden bahsetti. Ergenç, Said Nursi’nin “Kur’anın etrafındaki surlar parçalanacak.” sözünden hareketle, bu asırda Kur’an’ın kendi kendini müdafaa edeceğini, bunun da ilk defa Barla’da denenen yeni bir metod olan Risale-i Nur metoduyla olacağını ve olduğunu söyledi.

ASRIN İDRAKİNE RİSALE-İ NUR

Çevre eski bakanı Rıza Akçalı konuşmasına sempozyumu düzenleyen ve sponsor olan vakıflara teşekkür ederek başladı. Barla’nın dışarıdan bir sürgün hayatı olarak görüldüğünü ancak Bediüzzaman’ın bunu münbit bir sürece çevirdiğinden bahsetti.  Küresel anlamda bu asrın insanına ve idrakine ancak Risale-i Nur’daki iman hakikatleriyle hitap edilebileceğinin altını çizerek Barla Lahikası’ndaki talebelerin mektuplarında, onların üstadlarına olan sadakat, vefa ve hizmetlerine dikkat çekti. Saff-ı evvel talebelerin hizmetinin, asr-ı saadette sahabelerin Hazret-i Peygambere (a.s.m) yaptıkları hizmetin bu asırdaki nümunesi olduğunu söyleyen Akçalı, konuşmasına Barla Lahikası’ndaki ihlasla alakalı mektupların bazı parçalarını okuyarak son verdi. 

FIRINCI AĞABEY: BARLA’DA SEMPOZYUM YAPILMASI BENİ DUYGULANDIRDI

Bediüzzaman Hazretlerinin talebesi Mehmet Fırıncı Ağabey ise Barla’nın, ehl-i imanın imdadına yetişen, îmânî meşalenin tutuştuğu yer olduğunu ifade etti. Üstadın Barla’daki talebelerini vefa ve minnet ile anan Fırıncı Ağabey, Barla’da bu sempozyumun düzenleniyor oluşunun kendisini oldukça duygulandırdığını belirtti. Barla’nın farklı, mübarek bir yer olduğunu ve bununla alakalı Bediüzzaman’ın Bayram Ağabey ile yaşadığı bir hatırayı anlattı:

Bediüzzaman Hazretleri1950’li yıllarda talebeleriyle Isparta’dan Barla’ya gidip gelirken, Bayram ağabey 1-2 saat Barla’da kalmak için ne diye bu kadar meşakkat çektiklerini içinden geçirir. Üstad da buna mukabil Bayram ağabeye şöyle der: Bayram, Barla’yı kerih görme. Hakikaten ehemmiyetlidir. İleride burası çok şenlenecek.

Hatırayla konuşmalarına son veren Mehmet Fırıncı ağabey ile birlikte açılış konuşmaları da son bulmuş oldu.

OTURUMLAR

Açılış konferansından sonra, Prof. Dr. Mehmet İpçioğlu, Prof. Dr. Bilal Sambur, Halil Köprücüoğlu ve İbrahim Kaygusuz’un tebliğleriyle birinci oturum yapıldı.

Sempozyumun ikinci günü, Doç. Dr. Hikmet Orhan’ın başkanlığında, Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu, Dr. Alimcan Can, Abdurrahman Iraz ve Mustafa Duman’ın tebliğlerini sunduğu ikinci oturumla başladı.

Üçüncü oturumda, Prof. Dr. Himmet Uç, Eğitimci-Yazar Mustafa Yılmaz, Erdoğan Çelebi ve İhsan Atasoy;

Dördüncü oturumda, Mustafa Akça, Serdar Bilgin, Ahmet Yılmaz ve Gökçe Ok;

Beşinci oturumda, Doç. Dr. Fevzi Karademir, Doç. Dr. Cüneyd Gökçe, Levent Ertekin ve Mustafa Oral;

Son oturum olan altıncı oturumda ise, Prof. Dr. Hüseyin Yaşar, Mehmet Polatdemir ve Sıddık Süleyman’ın oğlu Mehmet Kervancı tebliğlerini sundu.

Kapanış dersini Mehmet Timur yaparken, katılımcılara verilen plaket töreni sonrasında hatıra fotoğrafları çekildi.

Sempozyumun son günü olan 14 Haziran 2015 Pazar günü ise gezi yapıldı. Üstad Bediüzzaman’ın Barla’da ve Isparta’da yaşadığı evler, Çam Dağı ve mezarlık ziyaret edildi. 

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )