Nurdan Haber

Osmanlı’yı bugüne taşıyan belgeler: Kadı Sicilleri

Osmanlı’yı bugüne taşıyan belgeler: Kadı Sicilleri
15 Şubat 2016 - 11:43

Nurdanhaber-Haber Merkezi

,OSMANLI arşivleri bir deryadır. Her türlü yazılı belgeyi saklayan, kayıt tutan bir bürokrasi vardı Osmanlı Devleti’nde. Günümüzde Osmanlı Arşivlerindeki, 150 milyon belgenin yaklaşık yüzde 60’ı, tasnif edildi. Uzmanlara göre tam tasnifin gerçekleşmesi için daha 70 yıl lazım. Ama bir de mahkeme kayıtları var. Yani kadı sicilleri. Kadı sicilleri, Osmanlı Devleti’nin en önemli hukukî belgeleri. Kadı sicillerinde sadece hukuki anlaşmazlıkların kayıtları yok. Vakıf senetleri, satım, bağış, ödünç işlemleri, belediyecilikle ilgili belgeler ve düzenlemeler, pazarlarda satılan ürünlerin fiyatları, esnaf, zanaatkâr ve ticaret erbabına yönelik belgeler, miras taksimleri, vasiyetler, evlenme ve boşanmalar gibi medenî hukuka dair kayıtlar da var.

16. yüzyıldan manzaralar

Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Araştırmaları Merkezi, kadı sicillerini araştırmacıların hizmetine sunuyor. Prof. Dr. Akif Aydın yönetimdeki kurul, Osmanlı döneminde İstanbul (sur içi İstanbul) ve Bilâd-i Selâse (Üsküdar, Galata, Eyüp) şeklinde dört bölgeye ayrılan mahkemelere ait toplam 10 bin defteri inceliyor.

‘Kadı Sicillerinde İstanbul 16 ve 17. Yüzyıl’ adlı eser araştırmanın ilki. Kitapta dönemin sosyal yaşamını anlatan ilginç bilgiler var. Bu siciller arasında dolaşırken kendiniz 16. Yüzyıl İstanbul’unda bulabilirsiniz. Karaman Beylerbeyi’nin kızı Zeliha Hanımla, Mehmet beyin 11 bin altın sultani altın mehr-müeccele karşılığında (erkeğin evlenirken kadına vaad ettiği altın miktarı) evlendiklerine tanık olabilirsiniz. Bazen de tanıklar huzurunda kuvvetli yeminler söz konusu. Meselâ Manol ile Yorgi bir Müslüman esnaftan borç almışlar. Yeminleri aynen şöyle: “Hacı Rüstem’e olan borcumu 60 günde ödemezsem Müslüman olayım”

Kadılar Osmanlı Devleti’nin her köşesinde yargıyı sağlıyordu. Her kazada beylerbeyi ve kadının olması, Osmanlı Devleti’nde yasama ve yürütme işlerinin ayrılığının göstergesiydi. Ayrıca kadı tayinleri beylerbeyinin bölgeye tam hâkim olmasını engellemiştir ki; bu da Osmanlı Devleti’nin merkeziyetçiliğinin işareti kabul edilir. Kadı fiyatları denetler, narh koyar, dönemin belediye başkanı gibi çalışırdı.

Kadınlar kadıya emanet

Ve kadılar her şeyin kayıt altında olmasına dikkat ederlerdi. Elbette kendi kararlarının da… Batıda kadının hiçbir değerinin olmadığı dönemde, Osmanlı’da kadınlar kadıya emanetti. Sarhoş olup karısını sürekli döven Zülfikar Abdullah’a verilen uzaklaştırma cezası, Hüseyin Mustafa’nın karısının izni olmadan eve ikinci bir kadın getiremeyeceği, Oruç Halil’in eşi Dilferid’i bir aydan fazla bırakıp gidemeyeceğini belirten kararlar, kadıların nasıl yoğun bir mesai içinde olduğunu gösteriyor. Bir dönemi kapsayan İstanbul Kadı Sicilleri, yönetim, ticaret ve mahalle ilişkilerine ve buna benzer birçok alanda kentin hafızasını gün yüzüne çıkarma imkânı da veriyor. Sicillerdeki belgelerde geçen kişilerin kimlik tespitinde bireylerin ad ve baba adlarının yanı sıra, oturdukları mahalle veya köyün adı da yer alıyor. Bu durum, kişinin yaşadığı yerleşim yeriyle de tanınmasını sağlıyor. Mahallenin insanlarla birlikte anılması, devlet yönetimini kolaylaştırıyordu. Bu yüzden mahallede istenmeyen bir olayda halk suçlunun mekândan gönderilmesi talebinde bulunabiliyordu. Tabii yine kadı kararıyla.

Zindanda ölen Drako’nun malları 

BORCU nedeniyle zindanda ölen Darko V. Mihail’in bıraktığı miras yetmediğinden ki, daha önce yüklü borçları için 2 yıl hapis olduğu ve ölünce de kalan tereke borçlarını karşılamadığından alacaklılarına muhtaç olan Kadıköylü Drako V. Mihail’in adına Şah Mehmed el Fenari vakfına zimmetli yirmi yedi bin akçesi olup; bu alacaklılarca onüç bin beşyüz akçe olarak beyan edildi. Hâlâ vakfiyenin uhdesinde bulunan Ali Çelebi ve Yusuf el Fenari isimli kişilere toplam onaltı bin beşyüz akçe teslim edilip, bu senet tanzim edildi.

Sahte bakır eşyayı denize atın!

KEBÎR sini 1, 1 leğen, 1 tencere Nikola zimmînindir. 1 leğen, 1 saray tepsisi, Dimo’nundur. Bakraç Kiryako’nundur. Tencere Yanaki’nindir. Def‘a 2 tencere Dimitri’nindir. Saplı 1 tas, hamam tası Araboğlu’nundur 1 maşraba, kahve ibriği Araboğlu’nundur. 1 tencere , Sofyanos’un 2 tencere, 1 leğen Kostantin’in. 1 tencere, 1 taba Anaştaş’ın. 1 tencere Ayvaz’ın. 2 tencere Lefter’indir. Yukarıda zikredilen kap kacaklar paraya çevrilmeye veya kullanılmaya elverişli olmayıp; üzerleri Bosna işi kalayla sırlanmışken, yüce divana getirildiklerinde yukarıda belirtildiği gibi olmakla, hiç kimseye satılmaması ve de kullanılmaması için denize atılmasını buyuran ferman, huzurda bulunanlara ilan edildi.

yeniyüzyıl

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )