Nurdan Haber

Bediüzzaman’dan Mustafa Kemal’e: İslâmiyet düşmanları dinde ki lakaytlığınızı gördüler!

Bediüzzaman’dan Mustafa Kemal’e: İslâmiyet düşmanları dinde ki lakaytlığınızı gördüler!
09 Mart 2016 - 8:05

Nurdanhaber-Özel

Ak Parti Milletvekili Ertuğrul Soysal, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda, AK Parti adına yaptığı konuşmada, Bediüzzaman Hazretleri’nin Büyük Millet Meclisi’nin ilk günlerinde davet edildiği Meclis Kürsüsü’nde dinleyiciler arasında Gazi Mustafa Kemal’in de bulunduğu meb’uslara haykırdığı hakikatlerden bahsetmiştir.

Tam metin şöyledir:

Sayın Başkan,

Değerli Milletvekili arkadaşlarım.

2016 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı’nın 6. maddesi üzerinde şahsım adına söz aldım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Şu anda doğu ve güneydoğu’da devam eden terör olaylarının tek hedefi, Müslüman Kürt kardeşlerimizi İslamiyetten ve bin yıldır kardeşlik içinde yaşadığı Türk milletinden koparmaktır. Teröristlerin dinden uzak hale getirilmeleri ve hatta gayrimüslimlerle işbirliği içinde olmaları bunun delilidir. Haçlı zihniyeti de buna destek olmaktadır. Bu sebeple terörle alakalı bazı tespitlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Birincisi: Müslüman bir insan Müslüman bir toplumda azınlık olamaz; bizim inancımıza göre azınlık olmanın kriteri dindir. Devletimiz laik olsa da, bizler Müslümanız. Bizim duygularımızı, arzularımızı, fikirlerimizi, hülasa kalbimizi, aklımızı ve nefsimizi tesiri altında tutan bir unsur vardır ki, o da dindir.

Batılıların ve İslam düşmanlarının terör olaylarını tahrik için kullandıkları en önemli silah olan azınlık fikrine, en öldürücü darbe, ancak ve ancak din ve İslamiyetle verilebilir. Bediüzzaman’ın ifadesiyle Kürtler ve Türklerin ve bu vatan evlatlarının %99’unun;

Gayet kıymettar üç cevheri vardır:

Birincisi, İslamiyet ki, milyonlarla şehitlerin kan pahasıdır.

İkincisi, insaniyettir.

Üçüncüsü, milliyetimizdir ki, “Milliyetimiz bir vücuttur. Ruhu İslâmiyet, aklı Kur’ân ve imandır.”

Bundan başka bizi mahveden üç düşmanımız vardır.

Birincisi, fakirlik.

İkincisi, cehalet.

Üçüncüsü, ihtilaf ve keşmekeşliktir.

Şimdi bize üç elmas kılınç lazımdır; Tâ ki üç cevherimizi muhafaza ve üç düşmanımızı da mahvetsin:

Bunlardan,

Birincisi, milli birlik ve beraberlik.

İkincisi, çalışmak ilerlemek ve maddeten terakki etmek.

Üçüncüsü, millet olarak birbirimizi sevmektir. 

Türkler bizim aklımız, biz de onların kuvvetiyiz; ikimiz birlikte iyi bir insan oluruz. İttifakta kuvvet var. Birlikte hayat var. Kardeşlikte saadet var.”

İkincisi: Irkçılıktır. Başkasını yutmakla beslenen bir Frenk illetidir. Anadolu insanlarını birbirine bağlayan bağ, kuru bir ırkçılık değildir. Zira kuru bir ırkçılık fikri, Avrupa tarafından İslam âlemini ve özellikle Osmanlı devletini parçalamak için içimize bir Frenk illeti olarak atılmıştır.

Anadolu’nun saf Müslümanları ayrı ayrı milletlerden ve kabilelerden olabilirler. Ancak aralarında binbirler adedince birlik bağları vardır. Yaratanları bir, rezzakları bir, peygamberleri bir, kıbleleri bir, kitapları bir, vatanları bir…

Bu kadar bir birler, kardeşliği, muhabbeti ve birliği iktiza etmektedir. Zaten Kur’an da aynı hakikati haykırmaktadır: “Sizi, tâife  tâife, millet millet, kabile kabile yarattık. Ta birbirinizi tanımalısınız. Ve birbirinizdeki sosyal hayata ait münasebetlerinizi bilesiniz ve birbirinize yardım edesiniz.”

Türk ve Kürt kökenli vatandaşlarımız, birbirine en çok muhtaç oldukları ve her ikisini de esir etmek için uğraşan nice dış düşmanlar varken, sırf ırkçılık fikriyle birbirine yabani bakmak ve birbirini düşman telakki etmek büyük bir felakettir. Büyük ejderhalar hükmünde olan Avrupa’nın doymak bilmez hırslarını tatmin için pençelerini açtıkları bir anda, ırkçılık fikriyle dindaşına düşmanlık ve kin beslemek çok tehlikelidir. Türklerin ve Kürtlerin  o düşman pençelerine düşmelerine sebeptir.

Üçüncüsü: Kaderimiz ve tarihimiz de müşterek  yazılmıştır; din ile milliyetimiz et ile kemik gibi olmuştur. Biz Müslümanlar, indimizde ve yanımızda din ve milliyet, bizzat müttehiddir; bunları birbirinden ayırmak mümkün değildir. Belki din, milliyetin hayatı ve ruhudur.

Biz şarklılar, garplılar gibi değiliz. İçimizde ve kalbimizde hakim olan din duygusudur.

Bu hakikati bir asır önce gören büyük alim Bediüzzaman, meseleyi çok açık bir şekilde takdim etmektedir:

“Sultan Selim’e biat etmişim, Onun İttihadı İslam’daki fikrini kabul ettim. Zira O, şark vilayetlerini ikaz etti, onlar da Ona biat ettiler. Şimdiki şarklılar, o zamandaki şarklılardır.” Aynı ikazını Büyük Millet Meclisi’nin ilk günlerinde davet edildiği Meclis Kürsüsü’nde dinleyiciler arasında Gazi Mustafa Kemal’in de bulunduğu meb’uslara şu hakikati haykırmıştır:

“Şarkı ayağa kaldıracak din ve kalptir, akıl ve felsefe değil. Hasmınız ve İslamiyet düşmanı olan Avrupalılar, dindeki lakaytlığınızdan pek fazla istifade ettiler ve ediyorlar.”

Dördüncüsü: Teröre karşı merhametle davranılmaz. Karşımızdaki teröristler, ateist, marksist, Leninist ve haçlı neferleridir.

Bediüzzaman’ın ifadesiyle:

“Aç olan canavara karşı sevimli gözüksen; merhametini değil, iştihasını açar. Sonra döner, gelir: tırnağının, hem dişinin kirasını senden ister.”

Terörle teröristlerle yapılacak mücadelede devlet olarak yapılması gerekenleri sıralayacak olursak; 

1-Doğu ve Güneydoğu’daki dini cemaatlerden ve teşekküllerden destek alınmalı; mahallin maddi  manevi reislerinin itibarlarından yararlanılmalıdır.

2-Devlet memurları milletin dini ve örfü ile uyum içinde olmalı; şefkat ve merhamet ile davranmalıdır. Zira Hazret-i Peygamber şu hadis-i şerifinde açıkça belirtmiştir: “Bir milletin efendisi, o millete hizmet edendir.”

3- Birinin cinayetiyle başkalarını sorumlu tutulmamalıdır. Kur’an’ın çok yerlerinde tekrarlanan bir düsturu daha vardır: “Hiçbir kimse başkasının suçuyla itham edilemez.”

4-Teröristler cezalandırılmalıdır ve adalet mekanizması tam çalışmalıdır.

5-Terörün para kaynakları kurutulmalıdır.

Değerli arkadaşlar! Terör ve bu rezaletin destekçileri muvaffak olamayacaktır. Yakın zamanda Rusya’nın dağılıp büzüldüğünü ve İslam âleminin aralarındaki kardeşlik bağlarını güçlendirecek fitne odaklarına karşı birlikte mücadele ettiklerini inşallah göreceğiz diyor. Yüce heyetinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

 

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )