Nurdan Haber

İnsanın Yaratılış Hikmeti

İnsanın Yaratılış Hikmeti
24 Mart 2016 - 10:14

 

 

Acaba melekler gibi son derece muti olan kulları dururken yüce Allah şu fitne-fesat çıkaracak ve ona isyan edecek olan bu insanları niçin yarattı? Diğer bir ifadeyle: Şu insan nevinin hangi özelliği ve güzelliği var ki bütün o isyankâr tavırlarından daha üstün gelmiş ve hangi iyiliği var ki kötülüklerine karşı ağır basmış ki, Allah’ın onu var etmesine bir şart-ı âdî olarak bir vesile teşkil etmiş ve hikmetine uygun düşmüştür?

 

İşte bu ve benzeri soruların cevabını, yukarıda kısaca arz edilen insanın yaratılış gayesini sergileyen onun -insan olarak- var olma özelliğinde bulmak mümkündür. Zira bu özellik Allah’ın bilinmesine,  tanınmasına/marifetullah’a vesiledir. Bu özellikle insan bir manevi pencereden bin bir ism-i ilahînin tecellilerini müşahede eder.

 İnsanın bu karakteristik yapısı içindir ki “kendini bilen Rabbini bilir” düsturu, ehl-i tahkikçe hak ve hakikatin yolcuları için formüle edilmiştir. Diğer bir rivayette Hz. Aişe validemiz:  “İnsanlardan Rabbini en iyi bilen kimdir?” diye sormuş,  Efendimiz (s.a.m.) de: “Nefsini en iyi bilendir”[1]diyerek cevap vermiştir.

 

Şimdi bu hususu Kur’an’ın ışığında tahlil etmeye çalışalım:

Yukarıda zikredilen insanın yaratılış hadisesi ve meleklerin bir çeşit itirazı ve bütün kötülüklerine rağmen Allah katında onların kötü yanlarını hiçe indiren ve yokluktan varlık sahnesine çıkmalarına vesile olan hasenatlarını/iyi taraflarını tahkik ve izah etmeye çalışacağız. Önce konu ile ilgili ayet-i celilerin meallerini kaydedelim:

“Ve Allah Âdem’e bütün isimleri öğretti. Sonra eşyayı meleklere gösterdi ve ‘Eğer (insanların yaratılmasının gereksiz olduğuna dair) sözlerinizde doğru iseniz, haydi  bunların isimlerini bana söyleyin’ dedi. Melekler: ‘Sen her türlü noksanlıktan münezzehsin, senin bize öğrettiğinden başka bizim bir bilgimiz yoktur. Şüphesiz sen hem Alîm hem Hakîmsin’ diyerek cevap verdiler.  Allah ise: ‘Ey Âdem! Haydi, meleklere bunların isimlerini söyle’ dedi. Âdem, onların isimlerini söyleyince, Allah: ‘Ben size göklerde ve yerde görünmeyeni bilirim. Sizin açığa vurduklarınızı da,  gizlemekte olduklarınızı da bilirim’ diye söylememiş miydim?’diye buyurdu.”[2]

Kur’an’ın bu açıklamasından anlaşılıyor ki,  insanı insan yapan ve meleklerden bile üstün kılan, insanın – meleklerden farklı olarak- öğrendiği ayrıcalıklı ilimdir. Çünkü insanda manevî/ruhânî yönü yanında maddi/cismanî yönü de bulunduğundan yüce Allah’ın marifetine dair çok değişik yollardan deliller, bilgiler bulabilirler. İşte marifetullaha dair çok dallara ayrılan bu üstün ilimleri, bu değişik kaynaklı bilgileri, adeta her şeyden Allah’ı tanımaya bir pencere bulabilme kabiliyetleri, onların kötü taraflarına galip gelmiş ve var olmalarına bir vesile teşkil etmiştir.  Bu sebepledir ki, ibadetlerde önce ilim, sonra amel gelir.

 


[1] Aclûnî, İsmail b. Muhammed, Keşfu’l-Hafa ve muzilu’l-İlbas, el-Mektebetu’l-Asriye, 1420/2000, II/312.

[2] Bakara, 2/31-32.

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )