Nurdanhaber-Haber Merkezi
Kadere imân eden kimse bütün varlığı ile Allah’a teslim olur. Allah’a teslim olan derin bir huzura kavuşur. “Allah ne yazdıysa başımıza o gelir” der; (Tevbe, 51) olup biten hâdiseler onu asla rahatsız etmez.
Peygamber Efendimiz, genç sahabesi Abdullah İbn-i Abbas’a şu öğüdü vermişti:“Yavrucuğum!Bütün bir ümmet toplanıp sana fayda temin etmeye çalışsa, ancak Allah’ın senin için takdir ettiği faydayı temin edebilir.Ve bütün ümmet sana zarar vermeye kalksa, ancak Allah’ın senin hakkında takdir ettiği zararı verebilir.Çünkü artık kaderi yazan kalem yazmaz olmuş, yazdığı yazılar değişmeyecek şekilde kesinleşmiştir.” (Tirmizî, Kıyâmet 59; Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 293, 307)
Bu paha biçilmez öğüdü Peygamberinin kendisine de verdiğini düşünen bir mümin, içinin ferahladığını hisseder.Şayet başına istemediği bir olay gelirse, şöyle yapsaydım böyle olurdu, böyle yapsaydım şöyle olurdu diye hayıflanmaz. “Allah böyle uygun görüp yarattı. O her istediğini yaratır” diyerek Cenâb-ı Hakk’a bağlanır, şeytanın olumsuz etkilerine fırsat vermez.Sıkıntılara sabreder; Allah’ın takdirine teslim olur. Başına bir felâket gelince “Bizim bütün varlığımız Allah’ındır ve sonunda yine O’na döneceğiz” der.Bir kimse “Başıma gelmesini Allah’ın takdir ettiği bir şey mutlaka gerçekleşecektir. Allah’ın takdir etmediği bir şey de kesinlikle olmayacaktır” diye düşünmedikçe iyi bir mümin olamaz. Üstelik böyle düşünmek ona derin bir gönül huzuru verir.
Prof. Dr. M. Yaşar Kandemir
Vahdet Gazetesi.