Nurdan Haber

Kartal Baba Külliyesine Dua’larla Muhteşem açılış

Kartal Baba Külliyesine Dua’larla Muhteşem açılış
16 Nisan 2016 - 9:03

Nurdanhaber-Özel

Bir süredir Restorasyonu devam eden Kartal Baba tekkesi, zaviyesi, şeyhevi ve camisindeki çalışmalar tamamlandı ve önceki gün açılışı yapıldı. Açılışına büyük bir davetli topluluğu katıldı. Açılışta yapılan konuşmalarda genellikle Risale-i nura ve Bediüzzaman’a vurgu yapıldı. Açılışa Başbakan yardımcısı Yalçın Akdoğan ile birlikte, Ak parti milletvekillerinden Said Yüce, Nureddin Nebati, vakıflar genel müdürü Adnan Ertem, Üsküdar kaymakamı, Çekmeköy kaymakamı, Üsküdar belediye başkanı, Üsküdar müftüsü ve daha bir çok resmi zevat da katıldılar. Ayrıca Bediüzzaman hazretlerinın talebelerinden Mehmet Fırıncı ağabey Katıldı.

Misafirlerin birer konuşma yaptığı açılışta Yalçın Akdoğan: “Bediüzzamanı anlamak lazım, Bediüzzaman ile beraber Risale-i Nuru anlamak lazım.” dedi. Akdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü;

“Asırlardır devam eden vakıf geleneğinin tek amacının ‘Allah’ın rızasını kazanmak’ olduğunu dile getiren Akdoğan, bu amaçla devam eden faaliyetlerin, bir vakıf medeniyetinin ortaya çıkmasına yol açtığını anlattı.

Akdoğan, vakıf alanında yardımlaşma, dayanışma, kardeşlik gibi erdemlerin yeşerdiğine işaret ederek, “Vakıflar Genel Müdürlüğü, TİKA, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı olarak dünyanın neresinde bir vakıf eser varsa onları ihya etmenin çabası içindeyiz. Ecdat yadigarı eser nerede varsa ayağa kaldırıyoruz, ecdat yadigarı topluluk nerede varsa onlarla kucaklaşmanın çabası içindeyiz” diye konuştu.

Vakıflar Genel Müdürlüğünün, Balkanlar’da, Afrika’da yardım etme, tedavi ettirecek bir insan bulma arayışında olduğunu kaydeden Akdoğan, “Bu sayede Türkiye Cumhuriyeti son dönemde gerçekten bölgesel bir güç oldu. 4 bin 500 eseri AK Parti iktidarları restore ettik, ayağa kaldırdık. Üsküdar’da 23 tane eseri ayağa kaldırdık. Bu eserlerin yanında Üsküdar’da inşallah bu yıl, 16 eserin tekrar çalışması var. 8 restorasyon çalışmamız devam ediyor” dedi.

Akdoğan, vakıf medeniyetinin vakıf insanlarla ayakta kalabildiğini ifade ederek, Bediüzzaman Said Nursi’nin de bir vakıf insan olduğunu belirtti.

Bu eserlerin ihya edilmesi her zaman bizim için çok büyük bir memnuniyet vesilesidir. Burada çok güzel ve hayırlı hizmetler yapılacak. Cenab-ı Hak bu tür eserlerin sayısını çoğaltsın. Bizi de bunlardan hissedar eylesin. Bir kez daha Mustafa Sungur Ağabeyi rahmetle anıyorum. Burada kimin emeği geçti ise hepsinden Allah razı olsun.” diye konuştu.

Vakıf medeniyetinin insanlarla ayakta kalabileceğini ifade eden Akdoğan, “Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, böyle bir vakıf insanıydı. Allah ondan razı olsun. Risale-i nur bir şaheserdir. İman ve Kuran hakikatlerini anlatır. Ancak aynı zamanda Bediüzzaman’ın hayatı bir şaheserdir. Dava adamı olması, yaşantısı Risale-i Nur kadar şaheserdir ve doğru anlaşılmalıdır. Bediüzzaman nasıl bir dava adamıydı? Nasıl bir mücadele insanıydı? Halkı için milleti için kendi hayatından geçti. Nasıl hayatını ona vakfetti? Millete hizmet etmek için yaşadığı çileleri, çok iyi görmemiz ve anlamamız lazım.
Birilerinin sonradan çıkarak önce Risale-i Nur’a, Bediüzzaman’a ihanet ettiğini dile getiren Akdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Sonra bu millete, bu devlete ihanet ettiler. Bunların kimler olduğunu biliyorsunuz. Dini bir oluşum, manevi bir çalışma gibi başladılar bir casusluk şebekesine dönüştüler. Sadece hükümete savaş açmadılar, devlete savaş açtılar. Biz, muhabbet fedaileriyiz ama onlar husumet fedaisi oldular, bir fitne odağına dönüştüler. Bugün dünyanın neresinde bir Türkiye düşmanı varsa, Türkiye aleyhine bir faaliyet varsa, yanlarında onlar var. Onlar bir şer cephesi oluşturdular, ‘Türkiye’ye nasıl zarar verebiliriz?’. Türkiye’yi esir almak istediler. Bütün vakıflar, dernekler, cemaatler, herkes; öğrencilerden tutun iş adamlarına, medyaya zulmetmedik adam bırakmadılar. ‘Herkesi şantaja bağlayıp nasıl esir hale getirebiliriz?’. Böyle bir manevi çalışma olabilir mi? Her yolu mubah gören, kendini hakikatin merkezine yerleştiren, herkesi kurban edilebilir gören bir anlayış, manevi bir çalışma yürütebilir mi? Bu anlayışın çok iyi görülmesi, fark edilmesi gerekiyor. Bununla ilgili de elbette çalışma yapmak devletin görevidir.”

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, bir milli güvenlik sorunu varsa, bir hareket milletin temiz duygularını istismar ederek farklı arayışlar içinde ülkesine düşmanlık yapmaya başlıyorsa bunun, Türkiye’ye zarar vermesinin, hukukun, demokrasinin altını oymanın, sistemi zehirlemesinin, paralize etmesinin önüne geçmek gerektiğini belirterek, şunları söyledi:

“İş birliği yapmaktan çekinmedikleri yapılar, Türkiye düşmanlarını geçtik, içerideki terör örgütlerine bilgi sızdırıyorlar ve Türkiye’nin şu anki terörle mücadelesini akamete uğratmaya çalışıyorlar. Bu nasıl bir kirli işbirliğidir? Türkiye, eğer terörle mücadelede başarılı olacaksa önce paralelle mücadelede başarılı olacak. İleri demokrasiye, hukukun üstünlüğüne ulaşacaksa, önce bu yapıyla, bu hastalıklı yapıyla mücadeleyle ulaşacak. Bizim geleneğimizde ‘Her yol mubahtır’ anlayışı yok. Bunlar sanki hükumet cemaatlerle problemliymiş gibi göstermeye çalışıyorlar. Türkiye’deki vakıflar, dernekler, cemaatler, Türkiye’nin nereden nereye geldiğini çok iyi biliyor. 28 Şubat sürecini yaşadık. 2 kişi yan yana gelmeye korkuyordu. Sohbet halkaları olabiliyor muydu? Bütün manevi çalışmalara sekte vurulmuştu. Bütün bu vakıflarımız, derneklerimiz bugün özgürce bu faaliyetlerini yürütebiliyor. Ama bütün bunlara karşı siz devlete savaş açarsanız, devletin kurumlarını ele geçirmeye çalışırsanız, buna da kimse izin vermez.”

– “Üsküdar’da hemen hemen el atılmadık bir yer kalmadı”

Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem de Üsküdar’ın İstanbul’un tarihi ve vakıf eserleri açısından zengin bir ilçesi olduğuna değinerek, “Bu dönemde Üsküdar’da hemen hemen el atılmadık bir yer kalmadı. Restorasyonu devam eden, bu sene içerisinde restorasyon programına aldığımız işleri inanıyorum ki kısa zamanda tamamlayacağız” diye konuştu.

Türkiye çapında 4 bin 500 eserin restorasyonunun gerçekleştirildiğini kaydeden Ertem, “Her yıl 250 civarında şantiyemiz Türkiye genelinde mevcut. Osmanlı’nın ayak izlerinin olduğu yerlerde de vakıf menşeli bütün eserlerin ayağa kaldırılması noktasında gayret sarf ediyoruz” dedi.

Arslanbey Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve AK Parti Isparta Milletvekili Said Yüce ise İstanbul’un yanı sıra Türkiye’nin her yerinde, Balkanlar’da, Kafkaslar’da vakıf eserlerinin ihya edildiğini anlatırken, “Ecdadımızın ruhunu ve maneviyatını hoş edecek, onların bize yadigar bıraktığı bu eserleri manasına ve ruhuna uygun olarak kullanmayı Cenab-ı Hak bize nasip etti” ifadelerini kullandı.

– Üsküdar Kartal Baba Camisi

Kaynaklarda “Kartal Ahmet Efendi”, “Şeyh Ahmed Kartal” ve “Şeyh Kartal” adlarıyla anılan tekkenin ilk kurucusu Şeyh Ahmet Efendi olarak bilinirken, tekkenin 18. yüzyılda yapıldığı tahmin ediliyor.

Kare planlı olarak yığma taştan inşa edilen yapı, 1878’de Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın cariyelerinden La’l-ter Hanım tarafından onarıldı.

Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından projeleri çizdirilen Kartal Baba Camisi, şeyh dairesi ve hazirenin restorasyonu Üsküdar Belediyesi tarafından il özel idare eski eser kaynak fonu aktarılması sağlanarak, 3 milyon 352 bin 888 lira harcanarak tamamlandı. Cami parseli içinde yeni yapılan bina için Arslanbey Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından yaklaşık 5 milyon 500 bin lira harcandı.

Arslanbey Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve AK Parti Isparta Milletvekili Said Yüce ise İstanbul’un yanı sıra Türkiye’nin her yerinde, Balkanlar’da, Kafkaslar’da vakıf eserlerinin ihya edildiğini anlatırken, “Ecdadımızın ruhunu ve maneviyatını hoş edecek, onların bize yadigar bıraktığı bu eserleri manasına ve ruhuna uygun olarak kullanmayı Cenab-ı Hak bize nasip etti” ifadelerini kullandı.

Cuma namazının kılınmasından sonra vakıf merkezine geçen misafirlere Başbakan yardımcısı Yalçın Akdoğan teberrüken kısa bir ders okudu. Risale-i Nur küllliyatından Mektubat isimli eserden 19. mektub’un 19. nükteli işaretinin, 6,7,8 ve 9. esas’ı okuduktan sonra süphaneke la ilme lena ille me allemtene diyerek fatiha verdi.

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )