Nurdan Haber

“Cihat, diriliştir, hayat vermedir, inşa etmedir”

“Cihat, diriliştir, hayat vermedir, inşa etmedir”
18 Nisan 2016 - 8:39

 

Nurdanhaber-Haber Merkezi

 

 Diyanet İşleri Başkanlığınca, Kutlu Doğum Haftası kapsamında İstanbul’da düzenlenen program, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla başladı. 

Sinan Erdem Spor Salonu’nda düzenlenen “Hz. Peygamber, Tevhid ve Vahdet” temalı program için vatandaşlar erken saatlerden itibaren salona geldi. Salonu dolduran vatandaşlar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın salona girişinin anons edilmesinin ardından, ellerindeki “Biriz” yazılı pankartları açtı. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç ve Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez de salona girdi. 

Sala-Salavat Tasavvuf Dinletisi ve Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda, Kutlu Doğum Haftası özel sinevizyonu gösterildi. Ayrıca Cemal Safi’nin bir dönem Orhan Gencebay tarafından da bestelenen “Gelin birlik olalım” şiirini vatandaşların okuduğu filmin gösterimi de yapıldı.          

Orhan Gencebay ve eşi Sevim Emre’nin de katıldığı program, gençler tarafından “Kutlu Doğum Çağrısı” ve çeşitli kasidelerin okunmasıyla devam etti. 

– “Hangi ırktan olursan ol, hangi kavimden olursan ol, ister Türk ol, ister Kürt ol, Laz ol, Çerkez ol, Gürcü ol, Abhaza ol, Boşnak ol, Roman ol, ne olursan ol ama bizi birleştiren bir şey var, İslam. Biz Müslümanız, burada bütünleşeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Şu anda biz terörün bedelini ödemiyor muyuz? Terörün bedelini ödüyoruz. Bakın bunca insan ölüyor. Tabii biz, burada duramayız. Sonuna kadar devam edeceğiz, bu operasyonlara. Niçin? Birliğimizi tesis etmek için, huzuru tesis etmek için devam edeceğiz.” dedi. 

Erdoğan,  “Tevhid, yani Yaradan’ın birliği. İhlas Suresi’nde ifade edildiği gibi ‘De ki o Allah’tır, birdir, Allah eksiksizdir, O doğurmamıştır, doğurulmamıştır, hiçbir şey ona denk ve benzer değildir.’ Vahdet, yani yaradılmışların birliği.” ifadelerini kullandı. 

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in konuşmasında, dinleyenleri Asr-ı Saadet dönemlerine götürdüğünü ve oradan bir örnek verdiğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

“Aklıma rahmetli babama sorduğum bir soru geldi. Bir gün babama sordum; ‘Biz Laz mıyız, Türk müyüz?’ dedim. Babam dedi ki ‘Oğlum büyük dedem Mollaymış, ona sordum ‘Dede biz Laz mıyız, Türk müyüz?’ Büyük dedem de babama şu cevabı vermiş; ‘Torunum, yarın öleceğuk, Allah bize Men Rabbüke, Ve men nebiyyüke, Ve ma dinüke sorularını soracak. Ve ma kavmüke diye bir soru sormayacak. Sana sordukları zaman Elhamdülillah Müslümanım de geç’ demiş.” 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu anda iki değil, üç tehlike ile karşı karşıya olunduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti: 

“Bir mezhepçilik, iki ırkçılık, üç terör belasıyla karşı karşıyayız. Bu hafta boyunca İslam İşbirliği Teşkilatı’nın 13. Liderler Zirvesi’ni yaptık ve sonuç bildirgesinde de bu başlıkları orada açıkladık. Dedik ki; Biz ne Şia ne Sünni, böyle bir din tanımıyoruz, bizim tek dinimiz var, İslam dedik. Biz İslam’ın, o bütünleştirici çatısı altında toplanacağız. Sünnisiyle, Şiasıyla, şusuyla, busuyla, vesaire. Asla bunlar bir ayrım sebebi olmayacak. İşte onun için gelin, birlik olalım demenin anlamı bu. İkincisi, ırkçılık. İşte onu da yine Rabbimiz, Hucurat Suresi’nde buyuruyor. Hangi ırktan olursan ol, hangi kavimden olursan ol, ister Türk ol, ister Kürt ol, Laz ol, Çerkez ol, Gürcü ol, Abhaza ol, Boşnak ol, Roman ol, ne olursan ol ama bizi birleştiren bir şey var, İslam. Biz Müslümanız, burada bütünleşeceğiz. Eğer her ikisi de olmazsa, işte o zaman başımızın belası nedir? Terör fitnesi. Şu anda biz, terörün bedelini ödemiyor muyuz? Terörün bedelini ödüyoruz. Bakın bunca insan ölüyor. Tabii biz burada duramayız, sonuna kadar devam edeceğiz, bu operasyonlara. Niçin? Birliğimizi, huzuru tesis etmek için devam edeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Cihat asla terör değildir. Terör örgütü kurup Müslümanlara zulmetmek değildir, masum insanların canına kastetmek değildir. Cihat, diriliştir, hayat vermedir, inşa etmedir.” dedi. 

Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığınca Sinan Erdem Spor Salonu’nda düzenlenen ”Hz. Peygamber, Tevhid ve Vahdet” temalı Kutlu Doğum Programı’nda yaptığı konuşmada, Hazreti Muhammed’in, bu tevhid ve vahdet dininin elçisi olarak gönderildiğini, Muhammed Suresi’nin 33. ayetinde  “Allah’a itaat edin, Peygambere itaat edin, amellerinizi boşa çıkarmayın.” buyrulduğunu hatırlattı. 

“Bize asla kula kulluk yakışmaz, Allah’tan başka hiçbir kula kul olmadık, olmayacağız” diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Ne yazık ki insanoğlunu aldatıp da birilerine farkında olmadan kul olmaya sevk edenler var. ‘Filanca efendi, bize şah damarımızdan daha yakın’ diyenler var. Bize şah damarından daha yakın olan, Allah’tan başka hiçbir güç yok. Bize şah damarından daha yakın olan sadece Rabbimizdir. Böyle bileceğiz, böyle inanacağız. Allah’a itaat şart ama dikkat ediniz hemen arkasından Peygamber’e itaat da emrediliyor. Çocukluğumuzda bize soru-cevap formatında tekerleme gibi ezberletilen bir dizi bilgi vardı. Bunlar kabirde bize ne sorulacak ilk sorular olarak ifade ediliyordu. Ne deniyordu; ‘Kimin kulusun?’ ‘Allah’ın kuluyum.’ ‘Kimin ümmetindensin?’ ‘Hazreti Muhammed’in ümmetindenim.’ ‘Kıblen neresi?’ ‘Kabe.’ ‘Kitabın ne?’ ‘Kur’an-ı Kerim.’ ‘Kimin zürriyetindensin?’ ‘Hazreti Adem’in zürriyetindenim.’ ‘Kimin milletindensin?’ ‘Hazreti İbrahim’in milletindenim.’ Bana göre Anadolu irfanının bir ürünü olan bu soru-cevap seremonisi, tevhid ve vahdet anlayışının en yalın ifadesidir. 

İnşallah bugün de aynı gelenek devam ettiriliyordur. Bizim her fırsatta ifade ettiğimiz yine Yunus Emre’den mülhem bir mesajımız var. Hep söylerim, meydanlarda hep bunu ifade ederim. ‘Yaradılanı severiz, Yaradan’dan ötürü. Başta insan olmak üzere, dünyadaki tüm canlılara, tüm varlıklara saygı duymak gerektiğinin ifadesi olan bu mesajın kuşatıcılığını dünyadaki hiçbir felsefi veya siyasi akımda bulamazsınız. Rabbim bizleri tevhidin ve vahdetin şuurunda olan insanlardan eylesin.” 

Erdoğan, her Kutlu Doğum tarihinin tüm Müslümanlar için yeni bir bahar olduğunu dile getirerek, “Maalesef, baharımızı kara kışa çevirmek, umutlarımızı daha yeşermeden kurutmak isteyenler var. Bunların bir kısmı Peygamber Efendimizin nübüvvetinin müjdelendiği günden beri zaten gördüğümüz, bildiğimiz, tanıdığımız kesimlerdir. Coğrafyamızdaki bin yıllık varlığımızın Anadolu merkezli mücadelemizin karşısında da hep bunlar olmuştur. Maalesef her dönem olduğu gibi bugün de kendilerini İslam dairesinde gösteren, kendilerine Müslüman diyenler arasında da aynı gayeye hizmet edenler bulunmaktadır. DAİŞ adıyla, Boko Haram adıyla, El Kaide adıyla ortaya çıkan İslam’a dair ne varsa, hepsini de pervasızca istismar edenlerin tüm zulümleri, sadece ve sadece Müslümanlara karşıdır. Bu terör örgütlerinin İslam’a verdiği zararı, en azılı İslam düşmanları dahi veremez, verememiştir” ifadelerini kullandı. 

Şair Arif Nihat Asya’nın “Naat” şiirinden “Ebu Leheb öldü” diyorlar/ Ebu Leheb ölmedi, ya Muhammed/ Ebu Cehil, kıtalar dolaşıyor.” mısralarını okuyan Erdoğan, şöyle konuştu: 

“İşte bunlar kıtalar dolaşan Ebu Leheb’in Irak, Suriye, Afrika ve dünyanın dört bir yanındaki takipçileridir. Sorsanız, ‘Cihat yapıyoruz’ diyorlar. Halbuki cihat asla terör değildir. Terör örgütü kurup Müslümanlara zulmetmek değildir, masum insanların canına kastetmek değildir. Cihat, diriliştir, hayat vermedir, hayat vermedir, inşa etmedir. Bugün eğer bir cihattan söz edeceksek, en büyük cihat, işte bu İslam ve Müslüman düşmanlarının ortaya çıkmasını sağlayan cehaletle ve fitneyle mücadele etmektir. Dikkat ediniz, cihat bu teröristleri öldürmektir demiyorum. Onları ortaya çıkartan şartları, ortadan kaldırmaktır diyorum. Çünkü şayet şartları ortadan kaldırmazsanız, kaldırmazsak yani bataklığı kurutmazsanız ölenin yerine yenisi gelir, hem de daha fazlasıyla gelir. Çok yönlü bir mücadele elbette olacaktır ama asıl olan kalplerin temizlenmesi, gönüllerin kazanılmasıdır.”

AA

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )