BİRİNCİ SUAL: Mahdut bir hayatta, mahdut günahlara mukabil hadsiz bir azapve nihayetsiz bir Cehennem nasıl adalet olur?
Elcevap: Sabık işaretlerde, hususan bundan evvelki On Birinci İşarette kat’iyenanlaşıldı ki, küfür ve dalâlet cinayeti, nihayetsiz bir cinayettir ve hadsiz bir hukuka tecavüzdür.
İKİNCİ SUAL: Şeriatta denilmiştir ki, “Cehennem ceza-yı ameldir, fakat Cennetfazl-ı İlâhî iledir.”2 Bunun sırr-ı hikmeti nedir?
Elcevap: Sabık işaretlerde tebeyyün etti ki, insan, icadsız bir cüz-ü ihtiyarî ile vecüz’î bir kesb ile, bir emr-i ademî veya bir emr-i itibarî teşkil ile ve sübut vermekle müthiş tahribata ve şerlere sebebiyet verdiği gibi, nefsi ve hevâsı
daima şerlere ve zararlara meyyal olduğu için, o küçük kesbin neticesinden hâsılolan seyyiâtın mes’uliyetini o çeker. Çünkü onun nefsi istedi ve kendi kesbiyle sebebiyet verdi. Ve şer, ademî olduğu için, abd ona fâil oldu, Cenâb-ı Hak dahalk etti. Elbette o hadsiz cinayetin mes’uliyetini, nihayetsiz bir azapla çekmeyemüstehak olur.
Amma hasenat ve hayrat ise, madem ki vücudîdirler, kesb-i insanî ve cüz-ü ihtiyarî onlara illet-i mûcide olamaz. İnsan onda hakikî fâil olamaz. Ve nefs-i emmâresi de hasenâta taraftar değildir.1 Belki rahmet-i İlâhiye onları ister vekudret-i Rabbâniye icad eder. Yalnız, insan, iman ile, arzu ile, niyet ile sahip olabilir. Ve sahip olduktan sonra, o hasenat ise, ona evvelce verilmiş olan vücutve iman nimetleri gibi, sabık hadsiz niam-ı İlâhiyeye bir şükürdür, geçmiş nimetlere bakar. Vaad-i İlâhî ile verilecek Cennet ise, fazl-ı Rahmânî ile verilir.Zâhirde bir mükâfattır, hakikatte fazldır.
Demek seyyiâtta sebep nefistir, mücâzâta bizzat müstehaktır. Hasenatta ise sebep Haktandır, illet de Haktandır. Yalnız, insan iman ile tesahup eder. “Mükâfâtını isterim” diyemez, “Fazlını beklerim” diyebilir.’
13.lem’a