Nurdanhaber-Haber Merkezi-Özel
Doğu Türkistan’da yaşayan Uygur Türklerine uygulanan zulümlere her gün bir yenisi eklenirken, Komünist Çin yönetimi tarafından son bir yıllık süre içerisinde “Uygur Türklerine Yeni Pasaport Verilmesinin Kolaylaştırılması” kararı ne gibi sonuçlar doğuracak
Ağustos 2015 sonlarında Doğu Türkistan’da resmi olarak yayınlanan genelgeyle birlikte Çin Pasaportu almak isteyen Uygur Türkleri, eskisi gibi onlarca çeşit bürokratik onaya ve yıllar süren sorgu sual işkencelerine tabi tutulmuyor ve başvuru işleminden sonra en geç 15 gün içerisinde pasaport alabiliyorlar.
Mart 2016 itibariyle resmi olmayan rakamlara göre sadece Hoten’de Pasaporta başvuranların sayısı 2 milyonu geçmiş, Kaşgar’da da bu sayı milyonlarla ifade ediliyor. Urumçi, Kuçar, Turfan, Aksu, Gulca ve Kumul gibi diğer büyük illerde yapılan başvurulara ilişkin net bir bilgi alınamıyor ama il ve ilçe emniyet müdürlükleri önünde metrelerce uzun kuyrukların oluştuğu ve sıra alabilmek için geçe yarısından kalkıp kuyrukta nöbet tutmakta olduğu gelen bilgiler arasında.
BİR UYGUR PASAPORT İÇİN 17 FARKLI SORUŞTURMADAN GEÇMEK ZORUNDAYDI!
Çin Halk Cumhuriyeti’nin kendi vatandaşlarına olan güvensizliği, komünist yönetimin seyahat engelleri oluşturmasına sebep oluyor. Ancak bu durum azınlık olarak kabul edilen milletlere gelindiğinde korkunç bir boyut almakta, bütün dünyada serbestçe alınan bir pasaport için bir Uygur Türkü en az 2 yıl bekletilmekte, 15-20 bin dolar arası bir rakamı rüşvet olarak alınmakta ve hatta pasaport aldıktan sonra Yurt dışına çıkanlardan kefil istenmekte ve ailenin bir kısmına pasaport verilip diğer kısmına verilmeyerek adeta ‘rehin politikası’ izlenmekteydi.
Güneydoğu Asya Ülkelerine kaçak yollardan gelebilen ve Türkiye’ye ulaşabilen Uygur Türklerinin anlatımlarına göre; Müslüman Uygurların Tayland ve Malezya gibi güneydoğu Asya ülkelerine kaçak yollardan gelmelerinin en önemli ve başta gelen sebeplerinden biri Doğu Türkistan’da normal şartlarda pasaport alamamak olarak gösteriliyor.
Kaçak yollardan bu ülkelere çıkan Uygur Türkleri tutuklanıyor, aylarca ormanlık alanlardaki sağlıksız ve elverişsiz toplama kamplarında kalıyor ve perişan oluyorlar. Bu ülkelere gelebilen Uygurların çoğunluğu yasal ve normal yollardan pasaport alamadıkları için bu kaçak yollara başvurmak zorunda kaldıklarını belirtiyorlar. Hür Asya Radyosu muhabiri Doç. Dr. Erkin Emet’in imzasını taşıyan ve Mehmet Oğuz adındaki bir Uygur mülteciye dayandırılan haberde bu süreç şöyle sıralanmaktadır: “Uygur Türkleri yurt dışına çıkabilmek için pasaporta müracaat ettiklerinde, ilk etapta 17 farklı güvenlik soruşturmasından olumlu onay alınması gerekliydi. Pasaport için müracaat eden bir Uygur Türk’ü bu soruşturmalardan olumlu olarak geçse de yıllar sonra pasaportlarına kavuşabiliyordu.”
ÇİN YÖNETİMİ’NİN HEDEFİ YENİ BİR GÖÇ DALGASI MI?
Genel olarak bakıldığında Komünist Çin’in pasaport alımı konusunda Uygur Halkına hak tanıması fazla inandırıcı gelmemektedir. Zira sadece Uygurlara yönelik olan ve Doğu Türkistan sınırları içerisinde şehirlerarası seyahat ve ziyaretlere getirilen kısıtlama ve yasaklamalar hala kalkmış değil.
Müslüman Uygur Türklerine uygulanan bu kısıtlamalara göre, başka bir bölgeye Seyahat etmek isteyen Uygurların seyahat belgesi alabilmek için 4 çeşit sorunun cevaplandırıldığı beyanname doldurmaları gereklidir. Yerel ÇKP Yönetimince uygun görülmesi halinde seyahat belgesi ya da yeşil kart düzenlendiği ve seyahat belgesi olmayanların seyahatlerine izin verilmediği ve toplu ulaşım vasıtalarına alınmamakta olduğu bir gerçektir. Acaba yurt içindeki bu ilkel yasaklamalar kalkmamışken birden bire pasaport kolaylığı ne kadar inandırıcı olabilir?
Dolayısıyla Zalim Komünist Çin Yönetimi’nin bu kararı alması ve uygulamaya geçirmesinde aşağıda sıraladığımız birkaç gizli sebep yatıyor olabilir;
1- Çin’in Doğu Türkistan’a daha fazla nüfus yerleştirmesine engel olan en önemli etken Doğu Türkistan’ın doğal yapısıdır. Doğu Türkistan’da ki kuraklık ve su kaynaklarının yetersizliği demografik yapısının değiştirilmesine geçit vermemektedir. Dolayısıyla Komünist Çin Yönetimi, Uygurlara pasaport hakkı tanıyarak yurt dışına çıkmalarını kolaylaştırmak suretiyle, senelerdir süregelen Çin zulmü yüzünden bunalıma giren Uygurlar arasında yeni bir göç dalgası yaratmak ve onların yerine Çinlileri yerleştirmek istemiş olabilir mi?
2- Doldurulması gereken yeni pasaport formunda; Uygurların yurt dışında kiminle görüşeceği, akrabalarının kimliği, nerede ve ne işle meşgul olduğuna dair kapsamlı bilgi istenmektedir. Çünkü pasaport zorluluğu yüzünden son 2-3 sene içerisinde kaçak yollarla göç eden Uygurların; kimlikleri, sayısı ve nerede oldukları bilinmez hale gelmiş olup, acaba Çin bu istihbarat zafiyetini düzeltmek için söz konusu yeni pasaport kolaylığını yem olarak öne sürmüş olabilir mi?
3- Pasaport almanın önünde ki engeller kalkmış olsa da yurtdışına çıkmanın ön şartları olan kişi başına 10-20 bin dolar gibi yüklü miktarda kefalet parası yatırma ve iki resmi memurun kefil olma şartlarının kalktığına dair hiçbir genelge yayınlanmamıştır. Şimdiye kadar alınan pasaportlarda böyle bir bedel tahsil edilmemiş olsa da, ilerleyen süreçte Çin yönetimi pasaport ücreti ve kefalet parası tahsil etmek suretiyle Uygurların birikimlerini gasp etmek istemiş olabilir mi?
4- Müslüman Uygur Türklerinin tarihi ana vatanı Doğu Türkistan, dünyanın en zengin yer altı kaynaklarına sahip bölgelerinden biri. Çin resmi istatistik bilgilerine göre Çin genelinde bulunan 162 çeşit elementten 148’i Doğu Türkistan topraklarında bulunmakta. Son yıllarda Tarım bölgesinde keşfedilen 200 milyar ton petrol ve 2,3 trilyon m3 doğal gaz rezervi olduğu açıklanmıştır. Günümüzde Tarım Bölgesi, Çin’in en büyük ve dünyanın ise, önemli petrol endüstri bölgelerinden birine dönüştürülmüştür. Çin Yönetimi, zulümden kaçma noktasına getirdiği Uygurları kendi rızalarıyla topraklarını terk etmiş durumuna düşürerek, yer altı zenginliklerini tamamen ele geçirmek istemiş olabilir mi?
Önümüzdeki birkaç yıl içerisinde akla gelen bu soruların ne derece gerçekleştiğini hep birlikte göreceğiz.
Kaynak: Mirkamil Kaşgarlı