Nurdan Haber

Milliyetçi bir gazetede Said Nursi düşmanının işi ne?

Milliyetçi bir gazetede Said Nursi düşmanının işi ne?
02 Mart 2018 - 12:21

Ali Osman Aydın, Akit’teki bugünkü yazısında Yeniçağ Gazetesi yazarı Ahmet Takan’ın büyük İslam alimi Bediüzzaman Said Nursi’ye yönelik küstah sözlerine sert tepki gösterdi.

02 Mart 2018 Cuma 10:12

Milliyetçi bir gazetede Said Nursi düşmanının işi ne?
İşte Aydın’ın o yazısı;

Osmanlı Devleti on yıl sürecek bir savaş dönemine giriyordu. Said Nursi 1913kışında talebelerine: “Büyük bir musibet ve felâket bize yaklaşıyor.” dedi. Medresesinde derslerle birlikte talebelerine bizzat silah eğitimi vermeye başladı.

Sarıkamış cephesinde savaştı…

Erzurum cephesindeki harplere öğrencileriyle katıldı…

Rus topçularının atışları arasında, soğuk siperin içinde, Molla Habib ile “İşârâtül-İ’caz”adındaki tefsirini tamamlamak için çalıştı.

1914 Aralık ayında açılan Rus cephesinde III. Ordu vaizi olarak görev aldı.

Bölgedeki muazzam nüfuzunu Türk Milleti aleyhine kullanmak isteyen dış güçlere ve yerli işbirlikçilerine karşı “Ben Müslüman Türk milleti aleyhine çalışamam. Esareti riyasete tercih ederim” diye korkusuzca haykırdı.

Bir keresinde vücuduna dört mermi yedi.

Bitlis muhasarasında Rus bataryalarından atılan üç gülle vücuduna isabet etti. Biri de şalvarını delip iki ayağının arasından geçti. O tehlikeli vaziyette dahi sipere oturmaya tenezzül etmedi…

Cephede ağır yaralı, ayağı kırık, su ve çamur içinde otuz dört saat ölümü bekledi…

Bitlis muhasarasında ayağı kırılıp Rus askerlerine esir düştü.

Sibirya’ya gönderildi…

İki buçuk yıl esir hayatı yaşadı…

Rus Başkumandanı Nikola Nikolaviç’in teftişinde ayağa kalmadığı için Divan-ı Harp’te yargılandı ve Rus Çarını ile Rus ordusunu tahkir maddesinden hakkında idam kararı verildi.

Bu karara karşı :“Ben Müslüman âlimiyim. Kalbimde iman vardır. Kendisinde iman olan bir şahıs, imanı olmayan şahıstan efdaldir. Ben ona kıyam etseydim, mukaddesatıma hürmetsizlik yapmış olurdum. Onun için ben kıyam etmedim.”dedi.

Bediüzzaman’ın pervasız ve asil tavırlarından etkilenen Başkumandan Nikolaviç, onun yüksek bir iman taşıdığı kanaatine vardı ve idam iptal edildi.

İngilizlerin İstanbul’u işgalinde Anglikan Kilisesi Papazlarının sorularına altı yüz kelimeyle cevap vermesi istendiğinde: “Altı yüz kelimeyle değil, altı kelimeyle de değil, hattâ bir kelimeyle dahi değil, belki bir tükürükle cevap veriyorum

Çünküo devlet, işte görüyorsunuz, ayağını boğazımıza bastığı dakikada, onun papazı, mağrurâne üstümüzde sual sormasına karşı, yüzüne tükürmek lâzım geliyor.TÜKÜRÜN O EHL-İ ZULMÜN O MERHAMETSİZ YÜZÜNE!” dedi.

22 Kasım 1922’de TBMM’de resmi törenle karşılandı ve meclis kürsüsünden dua etti.

Yaşamı boyunca tam yirmi bir kez çeşitli yollarla zehirlendi.

Yirmi sekiz yıl şehir şehir dolaşarak (…)

…YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYIN…

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )