Nurdanhaber-Haber merkezi
Türkiye’nin en önemli turistik merkezlerinden Antalya’nın simgeleri arasında yer alan 8 asırlık Yivli Minare, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor.
Türkiye’nin en önemli turistik merkezlerinden Antalya’nın simgeleri arasında yer alan 8 asırlık Yivli Minare, zamana meydan okuyor.
Gövde kısmı tuğla ve firuze renkli çinilerden oluşan, 90 basamaklı merdiven ile çıkılan 38 metre yüksekliğindeki tarihi yapı, turistlerin ziyaret ettiği yerlerin başında geliyor.
Kiremitlerin verdiği kızıl renk ve eşine az rastlanır türdeki yivli dış yapısıyla dikkati çeken Yivli Minare, Yivli Minare Cami, Gıyaseddin Keyhüsrev Medresesi, Selçuklu Medresesi, Mevlevihane, Zincirkıran Türbesi ve Nigar Hatun Türbesi’nin içinde yer aldığı külliyede bulunuyor.
Antalya Müftüsü Osman Artan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Antalya’daki ilk İslam yapılarından olan Yivli Minare’nin 13. yüzyıla ait bir Selçuklu eseri olduğunu söyledi.
Minarenin kaidesinin kesme taş, gövdesinin ise tuğla ile firuze renkli çinilerden yapıldığını belirten Artan, “Sultan 1. Alaeddin Keykubat tarafından tarafından yaptırılmış. Tabanı kare biçimindeki blok taş olan minareye, gövdesi tuğladan dilimli ve 8 adet yarım silindir biçimli olmasından dolayı Yivli Minare adı verilmiş.” dedi.
Üst bölümü tuğladan minarenin açık mavi renkte dört köşe taşlarla mozaik tarzında süslendiğini dile getiren Artan, yaklaşık 38 metre yükseklikteki minareye, 90 basamaklı merdivenle çıkıldığını kaydetti.
Tabanındaki künklerle ısıtılan cami
Yivli Minare’nin yanı başında yer alan Alaeddin Camisi’nin girişinde yer alan kitabe caminin yapılışı hakkında bilgi veriyor.
Yivli Minare’nin yanı başında aynı külliye içerisinde Yivli Minare (Alaeddin) Camisi’nin de yer aldığını ifade eden Artan, ibadethanenin, Anadolu çok kubbeli cami türünün eski örneği olduğuna dikkati çekti.
Artan, cami yapısının genel hatlarıyla enine dikdörtgen olduğunu ve yarım küre şeklindeki 6 kubbe ile örtülü bulunduğunu anlattı.
Yapının giriş kapısındaki kitabeye göre caminin Hamitoğullarından Mehmet Bey tarafından 1372 yılında mimar Balaban Tavaşi’ye yenilettiriliğini dile getiren Artan, “Yapısında diğer elemanların yanı sıra antik kalıntılar kullanıldığı görülüyor. Bu tarihi binanın başka bir önemli özelliği ise o zamanki şartlara göre içerisine ısınma ve soğutma sisteminin kurulmuş olması. Bu sistem bugün bir camekan içerisinde muhafaza ediliyor. Altından su geçen bir dehliz var. Kışın sıcaklık, yazın ise serinlik verdiği biliniyor.” diye konuştu.