Nurdanhaber-Haber Merkezi
1. Fetö Darbesi daha önce pakistan’da denendi.
whatsApp gruplarından birinde paylaşılan bir makale ilgimi çekti, paylaşanın tel. Numarası da olduğundan o zatı arayıp paylaşılan makalenin kaynağını sordum. Oda bana “dayı oğlunun bir akademisyen olduğunu ve kendisinin bir paylaşımı olduğun söyledi. Teşekkür edip dayısının oğlunun numarasını istedim ve nihayet kendisi ile görüştüm. Paylaşılan makalenin kaynağını söyledi araştırdım ve sizin için buldum. Kitabın ismi : Çağdaş İslam Ülkeleri Tarihi Yazarı: Prof.Dr. İsmail Hakkı Göksoy
Buraya kadar her şey tamamda makale çok tanıdık, aslında olay Pakistan’da ve Kannadada geçiyor, olayın kahramanı yâda kahramanları da Pakistan’da fakat elimi uzatsam tutacağım kadar yakın geldi bana. Sonra düşündüm “bu benzerlik nedendir?” diye ve bu sualin sonunda Cumhurbaşkanı R. Tayyib Erdoğan’ın neden “meydanları terk etmeyin” dediğinin cevabına ulaştım. Zira Pakistan ve Kardeşi Türkiye için aynı senaryo yazılmış ve sahneye taşınmıştı. Birinde muvaffak oldular ama Türkiye’de muvaffak olmamaları Türk Milletinin basiret ve ferasetine mütevakkıf olarak bekliyor.
Şimdi size Pakistan’da sahnelenen oyunu sunuyorum, bakın acaba isimleri Fetullah, ABD ve Türkiye olarak değiştirirsek ne göreceğiz?
19 Şubat 1951’de Pakistan’ın Jhang şehrinde tıp doktoru, din alimi ve şair bir babanın oğlu olarak dünyaya geldi. Okul hayatına 1955’te bir Hristiyan okulunda başlayan Kadri, aynı zamanda 1962 yılında din eğitimi almaya başladı. Babasından da yoğun bir İslami eğitim alan Kadri, daha çocuk yaşta hem İslamiyet hem Hristiyanlıkla tanıştı.1974 yılında Lahor Pencap Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden birincilikle mezun oldu.
Tahir-ul Kadri, aynı dönemde Başbakan Navaz Şerif’in babası Mian Muhammed Şerif ile tanıştı. Mian Muhammed Şerif tarafından kendi demir çelik fabrikaları ve hastanelerine ait bir camide imam hatip olarak görevlendirdi. Navaz Şerif’in, eyalet bakanı olduktan sonra, Kadri’yi devlet televizyonunda program sunucusu yapması, onun ülke çapında şöhretini artırmasını sağladı. 1980’lerde Kadri’nin konuşmaları birçok din âlimini kızdırdı. Çünkü Kadri, “Hazreti Muhammed ile ilgili rüyalar gördüğünü” öne sürüyordu ve bu nedenle büyük tartışmalara neden oldu. Kadri bir süre avukatlık yaptıktan sonra, 1978 ile 1983 arasında mezun olduğu ve daha sonra hukuk doktorasını tamamladığı fakültede hukuk eğitmeni olarak görev yaptı.
1981 yılında Pakistan’da “Dinler arası diyalog” çalışmalarına başladı.
Aynı zamanda “Kur’an Yolu Hareketi” diye bir cemaat ihdas etti.1981 yılında Hristiyanlarla Müslüman âlimleri bir araya getirerek Müslüman-Hristiyan Diyalog Forumu’nu kurdu ve başkanlığa getirildi. Bu forumun başkanlığını yürüten Kadri, Ekim 1981’de değişik dini azınlıklarla dinlerarası diyaloğu başlatan ilk örgüt olan merkezi Lahor’daki Uluslararası Minhaj-ul Kuran Örgütü’nü, ardından Lahor’da Minhaj Üniversitesi’ni ve Minhaj Refah Vakfı’nı kurdu. Dünyanın birçok şehrinde şubesi bulunan Uluslararası Minhaj-ul Kuran Örgütü’ne 2011’de Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konseyi tarafından “Özel İstişare Statüsü” verildi. Kadri, 25 Mart 1989’da halen liderliğini yaptığı Pakistan Halk Hareketi adlı siyasi partiyi kurdu.2005 yılında Pakistan’dan ayrılarak Kanada’ya yerleşti ve çifte vatandaşlık aldı. Cemaatin tüm çalışmalarını Kanada’daki malikânesinden yürütmeye başladi.
Bir taraftan da kurduğu Kur’an Yolu Hareketi adlı cemaat çatısı altında öğrenci yurtları öğrenci evleri başta olmak üzere kendine bağlı öğrenciler yetiştirmeye başladı. Zamanla Avrupa, Amerika ve Ortadoğu’da yaşayan Pakistan’daki eski öğrencileri sayesinde bir ağ kurmayı başardı ve yüksek miktarlarda para topladı. Büyük servet edinen Kadri, Kanada resmi makamlarının dikkatini çekmeye başladı. Burs temin ederek yetiştirdiği öğrencileriyle başta askeriye ve Pakistan Yargı teşkilatı içinde örgütlendi. Öğleki 2012 yılı itibariyle Pakistan Anayasa Mahkemesi üyelerinin tamamı Kadri’nin öğrencilerinden oluşuyordu. Yurt ve evlere parasal kaynağı Şerif ailesinden aldığı paralar ve halktan topladığı himmetlerle sağlıyordu.2012 yılında Pakistan Anayasa Mahkemesini tamamen ele geçirince 2012 yılı Aralık ayı içinde ani bir kararla “Siyasetini değil devletini koru” sloganıyla Pakistan’a geri döndü. Minar-i Pakistan’da büyük bir halk kitlesine hitap etti ve mevcut sistemin iflas ettiğini anlatarak hükümeti protesto etti. Ayrıca 10 Ocak 2013’e kadar bu durum değişip iyileşmezse 14 Ocak 2013’te İslamabad’a bir milyon kişinin katılımı ile büyük bir yürüyüş düzenleyeceğini ve İslamabad’ı Tahrir Meydanı’na çevireceğini ilan etti.
14 Ocak 2013 tarihi aslında devlet içine yıllardan beri soktuğu ve özenle yerleştirdiği elemanlarına verilmiş üstü örtülü bir saldırı talimatıydı.
SONUÇ: Pakistan Anayasa Mahkemesi 15 Ocak 2013 te hükümeti düşürdü ve Pervez Müşerrefi yolsuzluk suçlaması ile tutukladı.
İsmi Muhammet Tahir’ül Kadri
Bu adam kim midir?
Pakistan’daki paralel devlet yapılanmasının (Kanada’da yaşayan ve Kanada vatandaşı olan) lideri.
Vikipedi’den bakarsanız, din adamı, bursiyer (Bursla öğrenci okutan)” olarak kayıtlı olduğunu görürsünüz.
Ne tesadüf yine yurtdışında yaşayan bir hoca, yine bir cemaat, yine devlet içinde bir paralel devlet yapılanması ve ele geçirilen mahkemeler, yine Aralık ayı, yine yolsuzluk suçlaması, yine tutuklanan bir başbakan.
İLGİNÇ DEĞİL Mİ?
TESADÜF MÜ ACABA?
SİZE BİR YERLERDEN TANIDIK GELİYOR MU?