Esselamu Aleykum

Macaristan’ın başkenti Budapeşte’den binler selam.

Evvela mübarek şuhur-u selasenizi ve gelecek Ramazan-i şerifinizi tebrik ederiz. Bu mübarek ayların hürmetine Rabbimizden Üstadımızın bir gaye-i hayali olan İttihad-ı İslam’ı görmeyi bizlere nasip etmesini temenni ederiz.

Elhamdülillah Nur’un fütuhatı her tarafta galibane devam ediyor ve bizler kalpleri ve akılları teshir eden bu nurların Kur’an’a ne de güzel ayine olduğunu bizzat müşahede ediyoruz. Bu vesile ile geçenlerde katıldığımız Kitap Fuarı ile alakalı bir kısım müşahedelerimizi duaya vesile olması dileğiyle paylaşıyoruz…

Bu sene 25.si düzenlenen fuara geçen sene olduğu gibi yine Risale-i Nur Külliyatı -adıyla katılmak nasip oldu. Dört günlük fuar süresi boyunca dört tane Macar kardeşimiz de stantta bize yardım ettiler ve 4 gün boyunca kendi milletlerine doğru İslamiyet’i ve Kur’an-ı Hakimi yine Nurlardan aldıkları derslerle anlattılar. Hem dinleyenlerin kalplerini ve akıllarını fethettiler, hem de bizzat kendileri tebliğdeki zevk-ü safayı tattılar. Öyle ki fuarın sonunda “Keşke fuar hiç bitmese de burada kalıp ölüm gelinceye kadar imanın bu elmas hakikatlarını anlatsak” diye hissiyatlarını dile getirdiler. Rabbim bu kahraman kardeşlerimizin sayılarını arttırsın ve hem onları hem bizleri ömürlerimizin sonuna kadar bu Nurani vazife ile meşgul eylesin. Amin…

Fuarın ilk günü standımızı ziyaret eden Macar bir yazar, bizden Said Nursi ve Risale-i Nur Külliyatı ile alakalı bilgi istedi, dikkatlice dinledikten sonra “Szavak” yani Sözler kitabını eline alıp “Ben bir kitabin kıymetini anlamak için önce ilk sayfalarına sonra da son sayfalarına bakarım” deyip eline aldığı Sözlerin ilk sayfasını açtı ve “Ey Kardeş!” diye başlayan ve Üstadın bizzat kendi nefsine hitaben “…Çünkü ben nefsimi herkesten ziyade nasihate muhtaç görüyorum…” diye devam eden cümleleri dikkatini çekti, ve bize dönüp “Burada yazar öncelikle samimiyetini ortaya koymuş ve yazdıklarını önce kendisi hazmetmiş gibi geliyor bana” dedi. Sonra, bir de son sayfalarına bakmak istiyorum deyip rastgele bir sayfa açtı ve karşısına lemaattan su ifadeler çıktı; “Hazmolunmayan ilim telkin edilmemeli. Hakiki mürşid-i âlim; koyun olur, kuş olmaz; hasbî verir ilmini.” Burayı da okuduktan sonra kendi kendine “Bunlar Kitap değil Hazine, Said Nursi yazar değil Mürşid bir Alim” dedi.

Birkaç dakika sonra gelen 50 yaşlarında ki başka bir beyefendi ise Asa-yi Musa (Mozés Botja) risalesini eline alıp hemen sandalyeye oturup 45 dakikaya yakın okudu ve ömründe daha önce hiç böyle bir eserle muhatap olmadığını beyan edip hayranlığını dile getirdi ve kitabı satın alıp gitti. Bir sonra ki gün sabahın ilk saatlerinde gelip Kuran-ı Kerim var mı? deyip bizden bir de Kuran-ı Kerim meali aldı ve dedi ki: “Said Nursi bana uzakları yakın etti adeta. Dün gece yarısına kadar Asa-yı Musa’yı okudum ve bu kitap 1400 senelik bir dini ve o dinin Kitabını ve Peygamberini tanımak noktasında içimde bir arzu uyandırdı.”

Evet Hulusi (r.h) ağabeyin dediği gibi;

“Ayinedir bu hâtem herkes sıdk ile hâdim

Mir’at- Üstaddan Kur’an görünür daim.”

Daha sonra standımızı ziyarete gelen ve iki saatten fazla bizimle oturup Sözler kitabını okuyan bir başka Macar beyefendi Sözler’den iki adet aldığında kendisine “Niçin aynı kitaptan iki tane alıyorsun?” diye sorduğumuzda bize şöyle cevap verdi: “Bu bir kitap değil, Elmas madeni. Birini kendime diğerini ise eşime alıyorum ve galiba ben bu elmas madenini eşimle de paylaşamayacağım için iki tane alıyorum.”

Bir sonraki gün standımıza önyargıları ve medyanın empoze ettiği bir düşmanlıkla gelip sadece Hz. Kur’an’ın ve Hz. Resulullah’ın (s.a.v) aleyhinde konuşup bizimle tartışan başka bir Macar, kendisine önce 25. Sözden sonra da 19. Sözden okuduğumuzda o nefretinin bir anda hürmete dönmesi ve gözlerinden akan birkaç damla yaştan sonra “Meğer ne çok yanılmışım” deyip geçmişteki fikirlerinden pişmanlık duyması, Nurun elmas hakikatleri karşısında diz çökmesi bize Hasan Feyzi (r.h) ağabeyin şu hakikatli dizelerini derhatır ettirdi:

Huzur bulur bugün seninle âlem

SİNGAPUR’DA İSLAMİYET VE RİSALE-İ NUR HİZMETLERİ…

Ey bu asırda rahmet-i âlem Risalet-ün-Nur

Sürur bulur bugün seninle âdem

Ey bir rahmet-i alem Risaletü’n-Nur!

Bu hasta gönüller çoktan perişan,

Varsa sende eğer Lokman’dan nişan,

Bir şifa sun, gel ey mahbub-u zîşan

Ey cilve-i rahmet-i âlem Risaletü’n Nur! 

Ve bu Kitap Fuarının en esaslı meyvesi ise Cenab-i Hakk’ın (cc) Rahmet ve Keremiyle Nurun intişarı için çok büyük bir kapı açması oldu. Bu müjdeyi de inşallah ilerleyen zamanlarda Rabbimizin tevfiki refikimiz olup bu çekirdek sümbüllendiğinde siz muhterem abi ve kardeşlerimizle paylaşırız inşaallah.

Hz. Kur’an’a ve Hz. Resulullah’ın (s.a.v) davasına hizmet etmede Risale-i Nur ile âlemşümul bir yol açan ve bu vesile ile her milletten yüzbinlerce belki de milyonlarca insanın şereflenmesine vesile olan Kahraman Üstadımıza ve onun aziz ve sıddık ve fedakâr vekillerine ve talebeleri olan ağabeylerimize medyun-u şükranız. Rabbim bizleri Nur’a sadakatten ayırmasın. Âmin.

Binler Selam

Macaristan Nur talebeleri

(Tarık, Levent, Nur, Şeyma, Ali, R., İ., E.)

Kaynak: Nurdanhaber