TOPRAK
Su renksizdir.. duru, berrak,
Emer onu kara toprak;
Işığını yer güneşin,
Havada renklenir yaprak.
Göğe ser çeken her bir dal,
Mânâ timsâli bir bayrak.
“Ey kusur gözlü insan!” der,
“Şu sanata hayretle bak.
Şu kâinat sarayında
Görüyor musun bir çatlak?!”
Bir’den gelir ancak birlik,
Bir, kabul etmez bir ortak.
Mutlak Bir’e her şey birdir:
Küçük büyük, yakın uzak…
***
Kudret çekici “hak hak” der,
Hak, adâletledir ancak.
Hakkı yere gizlesen de
Asıl orda mîzân-ı hak.
Arar bulur yer, yer seni,
Kaç bakalım bucak bucak!
Bağlanacak ağzın dilin,
Âzâların konuşacak.
Bir de şöyle bakabilsen:
Toprak sana açmış kucak.
Bu, rahmetin kucağıdır,
Ana kucağından sıcak.
Fakat hayat bırakmıyor,
Kurmuş sana baldan tuzak.
Bu eşyâyı ne toplarsın?!
Misâfirsin, elden bırak!
Sırtladığın yükü indir,
Gemidesin, behey ahmak!
Toprak, vuslat kapısıdır;
Ölüm, firaklardan firak…
Hay’dan Hû’ya bir seferdir…
Kara toprak… Bu, son durak…
Nar da nur da olmaz orda,
Ne lâzımsa her şey burda;
Sen bir ışık götür de yak…