Nurdanhaber – Haber Merkezi
10 Kasım sabahı yine bir dini ayinine rast geldim. Saat 9’u beş geçe arabasından inen Kamalistler, ölüm yıldönümü nedeniyle saygı duruşunda bulunuyorlardı.
Kimsenin ibadeti, dini ritüelleri ile uğraşmak gibi bir niyetim yok. Neticede ülkemizde din ve vicdan özgürlüğü var. Kim nasıl ibadet ederse etsin, neye tapınırsa tapınsın kendi bileceği bir şeydir. Lakin eğer yeşil ışık yanıyorken durup trafiği tıkıyorsa ve otoyol gibi süratli akan yollarda durup dikiliyor ise işte bunu yapmak insan haklarını ihlaldir. Eğer M. Kamal’ı çok seviyorlar ise arabalarını emniyet şeridine çekip nasıl saygı duruyorlarsa dursunlar, buna itiraz etmem, onların sorunudur.
Yine aynı sabah, trafiği kontrol eden bir polis memurunun yanına gelerek sordum; “Memur bey saat 9’u beş geçe trafikte durmak suç mudur?”. Gayet soğukkanlılıkla cevap verdi; “Trafikte her zaman durmak suçtur!”. Bu kadar basit…
Yıllar önce Hindistan’da taksimizin şoförü ısrarla bizi bir Hindu tapınağına götürmek istemişti. Vazgeçiremedik, peki diyerek götürdüğü tapınağı ziyaret ettik.
Gördüklerimden bir insan olarak utanmıştım. Çünkü bazı hayvanları ayaklarından bağlamışlar, etrafında saygı duruşunda bulunuyorlardı. Hele bir tavuk vardı ki gülmeden de edemedim. Garip hayvan çevresindeki insanlara alık alık bakıp çevresine bırakılan yemleri yiyordu.
İşin kötüsü aynı camiye girer gibi ayakkabılarımızı çıkarmıştık. Öyle giriliyormuş. Tabii ki çoraplarımız berbat olmuştu. Çünkü her yer hayvan pisliği ile dolu idi. Hayvanları suçlamıyorum zira onların tuvalet alışkanlıkları yok. Sadece kediler pisliklerini gömüp ortadan kaldırır. Lakin bu insanlara ne demeli?
Yine Hindistan’da sokak aralarında dahi Krişna, Vişnu ve Brahma heykellerine rastlamıştım. Burada Hindu’lar heykelin önündeki taşa alınlarını koyup secde ediyorlardı. Keza dev Buda heykelleri önünde serfüru edip taştan yapılmış heykellere de ibadet ediliyordu. Bunlar Hindu’lardan biraz farklı olan Budistlerdi. Onlarda da reenkarnasyon inancı vardı. Böyle yaptıkları takdirde iyi bir insan olduklarını ve öldükten sonra daha üst sınıftan birisi olarak doğacaklarına inanıyorlardı.
Haliyle bu insanları görüp halime şükrettim. Zira ben sadece Allah’ın önünde secde ediyor Allah’tan başka ibadet edilecek hiçbir şeyin olmadığına inanıyordum. Zavallı aciz insanlara veya onu temsil eden taş parçalarına ibadet etmekten koruduğu için Rabbime sonsuz şükürler olsun.
Şimdi gelelim bizdeki putperestlere özenen insanlara. Hindulara bir yere kadar saygı duyulabilir zira yaygın bir şekilde böyle bir inanç var. Lakin kendisine “Elhamdülillah Müslümanım” diyen bir insan, nasıl heykeller önünde başını eğip serfüru eder, işte bunu anlamakta güçlük çekiyorum. Hayatının önemli bir kısmını dini değerlere karşı çıkmış ve onları ortadan kaldırmak için büyük çaba göstermiş olan M. Kamal karşısında böylesine bir duruş hiç Müslümana yakışır mı?
Hürriyetin tanımını yaparken Batılılar kısaca; “başkasına zarar vermeyecek kadar özgür olmak” şeklinde izah ederler. “Başkasının özgürlüğü başladığında seninkisi biter, onun haklarına tecavüz edemezsin” derler. Peki, yol kesip trafik sıkışıklığına sebep olmak hatta maazallah otoyollarda durarak kazalara sebep olan bu putperestleri nereye koyacağız? Anlayıveren beri gelsin, vesselam…
Nurdanhaber – Haber Merkezi
10 Kasım sabahı yine bir dini ayinine rast geldim. Saat 9’u beş geçe arabasından inen Kamalistler, ölüm yıldönümü nedeniyle saygı duruşunda bulunuyorlardı.
Kimsenin ibadeti, dini ritüelleri ile uğraşmak gibi bir niyetim yok. Neticede ülkemizde din ve vicdan özgürlüğü var. Kim nasıl ibadet ederse etsin, neye tapınırsa tapınsın kendi bileceği bir şeydir. Lakin eğer yeşil ışık yanıyorken durup trafiği tıkıyorsa ve otoyol gibi süratli akan yollarda durup dikiliyor ise işte bunu yapmak insan haklarını ihlaldir. Eğer M. Kamal’ı çok seviyorlar ise arabalarını emniyet şeridine çekip nasıl saygı duruyorlarsa dursunlar, buna itiraz etmem, onların sorunudur.
Yine aynı sabah, trafiği kontrol eden bir polis memurunun yanına gelerek sordum; “Memur bey saat 9’u beş geçe trafikte durmak suç mudur?”. Gayet soğukkanlılıkla cevap verdi; “Trafikte her zaman durmak suçtur!”. Bu kadar basit…
Yıllar önce Hindistan’da taksimizin şoförü ısrarla bizi bir Hindu tapınağına götürmek istemişti. Vazgeçiremedik, peki diyerek götürdüğü tapınağı ziyaret ettik.
Gördüklerimden bir insan olarak utanmıştım. Çünkü bazı hayvanları ayaklarından bağlamışlar, etrafında saygı duruşunda bulunuyorlardı. Hele bir tavuk vardı ki gülmeden de edemedim. Garip hayvan çevresindeki insanlara alık alık bakıp çevresine bırakılan yemleri yiyordu.
İşin kötüsü aynı camiye girer gibi ayakkabılarımızı çıkarmıştık. Öyle giriliyormuş. Tabii ki çoraplarımız berbat olmuştu. Çünkü her yer hayvan pisliği ile dolu idi. Hayvanları suçlamıyorum zira onların tuvalet alışkanlıkları yok. Sadece kediler pisliklerini gömüp ortadan kaldırır. Lakin bu insanlara ne demeli?
Yine Hindistan’da sokak aralarında dahi Krişna, Vişnu ve Brahma heykellerine rastlamıştım. Burada Hindu’lar heykelin önündeki taşa alınlarını koyup secde ediyorlardı. Keza dev Buda heykelleri önünde serfüru edip taştan yapılmış heykellere de ibadet ediliyordu. Bunlar Hindu’lardan biraz farklı olan Budistlerdi. Onlarda da reenkarnasyon inancı vardı. Böyle yaptıkları takdirde iyi bir insan olduklarını ve öldükten sonra daha üst sınıftan birisi olarak doğacaklarına inanıyorlardı.
Haliyle bu insanları görüp halime şükrettim. Zira ben sadece Allah’ın önünde secde ediyor Allah’tan başka ibadet edilecek hiçbir şeyin olmadığına inanıyordum. Zavallı aciz insanlara veya onu temsil eden taş parçalarına ibadet etmekten koruduğu için Rabbime sonsuz şükürler olsun.
Şimdi gelelim bizdeki putperestlere özenen insanlara. Hindulara bir yere kadar saygı duyulabilir zira yaygın bir şekilde böyle bir inanç var. Lakin kendisine “Elhamdülillah Müslümanım” diyen bir insan, nasıl heykeller önünde başını eğip serfüru eder, işte bunu anlamakta güçlük çekiyorum. Hayatının önemli bir kısmını dini değerlere karşı çıkmış ve onları ortadan kaldırmak için büyük çaba göstermiş olan M. Kamal karşısında böylesine bir duruş hiç Müslümana yakışır mı?
Hürriyetin tanımını yaparken Batılılar kısaca; “başkasına zarar vermeyecek kadar özgür olmak” şeklinde izah ederler. “Başkasının özgürlüğü başladığında seninkisi biter, onun haklarına tecavüz edemezsin” derler. Peki, yol kesip trafik sıkışıklığına sebep olmak hatta maazallah otoyollarda durarak kazalara sebep olan bu putperestleri nereye koyacağız? Anlayıveren beri gelsin, vesselam…