Nurdan Haber

Üstad’ın yerine evrad okuyanlar

Üstad’ın yerine evrad okuyanlar
06 Ağustos 2018 - 8:00

Emin Bey, Şark aşiret beylerinden. Kastamonu’da Bediüzzaman’a hizmet etmişti. l943’de Denizli’de dokuz ay mevkuf kaldı. O da diğer Nur talebeleri gibi berâat etti. l967 yılında Van’da bir trafik kazasında yanarak şehid oldu.

Aziz Şehid Emin Bey

Memleketi olan Van’da ona “Yemen Bey” diyorlar. Üstad’ı Emin Bey olarak değiştirmişti. ismini. Nur talebeleri de “Çaycı Emin Ağabey” demekteydiler. Doğu Anadolu’dan sürgün olarak Kastamonu’ya gönderilmişti. Nasrullah Camiinin şadırvanında bir çay ocağı kurarak çaycılık yapıyordu.

Emin Beyin Kastamonu’ya gelişinin üzerinden on yıl kadar geçmişti. Yıllar ne çabuk geçiyordu? Ama bu çabuk geçen yılları , bir de vatanından ayrı düşmüş olan gurbetzedelere sormak gerekti. Emin Bey bitmeyen gurbet yıllarını sayıp duruyordu.

Yıl: 1936

Nasrullah Şadırvanına, ilk defa gördüğü yaşlı bir insan gelmişti. Bir bekçinin doldurduğu testinin başında nezaret ediyordu. Kıyafeti bir hocayı andırıyordu. Sarıklı, cübbeli… Kastamonu’da, bir Osmanlı Şeyhülislâmın heybetiyle, fütursuz dolaşıyordu, hem de 1936 yılında.

Emin Bey ihtiyarsız olarak kalktı, doğru yanına yaklaşarak selâm verdi.
“Sen nerelisin kurban?”
“Beni takip ediyorlar, bana yaklaşma, sana zararım dokunur.”
İşte bu hasbilik, bu samimiyet, Emin Beyin gönlünü tutuşturmaya yetmişti. Nasıl tekrar görüşebilir, diye çırpınıp duruyordu.

İsterseniz gelin geçen gün başladığımız Emin Beyin hatıralarının devamını kendi ağzından dinleyelim:

 Üstad’ın yerine evrad okuyanlar

“Üstad, zaman zaman çok şiddetli hastalıklar geçiriyordu. Benimle Mehmed Feyzi yanında kalmıştık. Ateşler içinde yanıyordu. Sonra biraz yatağa uzandı. Bayılmış kalmıştı. Biz de biraz yattık. Sonra uyandığımda bir dua, bir münacat ve niyaz sesleri geliyordu. Hazin bir seda odayı kaplamıştı. Ben, Allah Allah dedim. Üstad çok şiddetli hastaydı, bu okuyan kim acaba?’

“Feyzi kardeşime seslendim: ‘Acaba bu okuyan kimdir?’ diye. Feyzi Efendi, ‘Sus, katiyyen sesini çıkarma’ dedi. Ben kalkarak Üstad’ın yanına vardım. Aynen yattığı gibi baygın vaziyette uyuyordu. Sonra o ses kesildi. Sabaha bir saat kala yine her zamanki gibi kalktı, giyindi, abdest aldı Seccadenin başına geçti… Dua, ibadet… Cevşen… Kur’an’la başbaşa… Sonra bize dedi:

“Ben Cenab-ı Hakka şükrediyorum. Ben evradımı, vird ve dualarımı tamamlayamamıştım. Birisi benim evradımı tamamladı.’

Şahit Emin Bey, konuşmalarının burasında diyor ki:

“Ben ve Mehmed Feyzi kardeşim hayretler içinde kalmıştık. Üstad’dan gördüğüm bu hal, imanım gibi gerçektir. Bir kelime hilaf yoktur.’

“Üstad, sabahleyin, ‘Allah’a şükür hastalığım geçti. Beni zehirlediler. Bir meyve vermişlerdi bana… Beni onunla zehirlediler.’ dedi. Bu rahatsızlığı on-on beş gün kadar devam etti.

 

(Necmettin Şahiner’in ‘Son Şahitler’ kitabının, ikinci cildinden derlenmiştir…)

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )