Nurdanhaber-Haber Merkezi
Batmanlı Hacı Mirza Demir; ismini duymayan Nur talebesi yoktur sanırım.
Doğu ve güneydoğu illerinde, yüzlerce nur talebesinin risaleleri tanımasına, yetişmesine vesile olmuştur. Başta rahmetli Ali uçar olmak üzere ben bir çırpıda 10-15 kişi sayabilirim.
Işte… o hacı mirza ağabey dün beni aradı istanbulda olduğunu söyledi. Hacı mirza ismi, beni çok heyecanlandırır. Zira ben risaleleri tanımadan once Hacı Mirza ağabeyi tanımış ve onun benim üzerimde bıraktığı iyi etki ile yıllar sonra istanbulda Risaleleri tanımıştım.
Üsküdarda Dilruba Restorant’ta görüştük Hacı mirza ve çocukları ile… Henüz karşılaşıp oturmuştuk ki “Abdurrahman kardeş ben Aytimur ağabeyi görmek istiyorum” dedi. Bende ayağa kalktım ve “kalkın gidiyoruz” dedim.
Arabaya binip ver elini çavuşbaşı dedik. Dilruba restorandan 16 kilometredir Çavuşbaşı. Orada bir nur talebesi kardeşimizin ona tahsis ettiği villada kalıyor. Oraya vardığımızda akşam ezanına az bir vakit kalmıştı. Nihayet arabamızı park edip içeri girdik. Ben her zaman olduğu gibi Ahmet ağabeyin oturduğu yere yöneldim ama koltuğu boştu, bize kapıyı açan kardeşimize nerde Ahmet ağabey diye sorunca o da “10 dakika once hastaneye kaldırdılar” dedi bizde abdestlerimizi tazeleyip, tevekkelne Al-Allah dedik. Hastaneye vardık Ahmet ağabeyi hastane personeli tanıyor, Ahmet ağabeye gelenleride tanıyor. Hemen bize sordular;
–Ahmet bey’e mi geldiniz
-Evet
-9. Kat 2 nolu oda.
5 dakika sonra Ahmet ağabeyin odasında idik. Ahmet ağabey dinleniyordu. Refakatçı kardeşle biraz vakit geçirdikten sonra Ahmet Ağabeye akşam namazı için seslendik. Uyandı Hacı Mirza ağabeyi görünce çok sevindi. 5-10 dakikalık bir sohbetten sonra müsaade istedik. Her zamanki zerafetiyle Ahmet ağabey bana; “evdekilere selam söyle dua etsinler” deyince bende ona
“ağabey yarın sana bütün türkiye dua edecek” dedim. Fakat Ahmet ağabey yine aynı hassasiyet ve incelikle “haber yapma kardeşler üzülüyorlar. Benim bir şeyim yok. Azıcık belim ağrıyor.” Dedi.
Evet 92 yaşında bir melek , hayatının 70 yılından fazlası Risale-I Nura ve Bediüzzamana sadakat ve hizmetle geçmiş. Tek bir derdi var, hastalansada Risale-I nur, uyusada Risale-I nur, kalksada Risale-I nur. Çok şükür ki zihin melekeleri yerli yerinde. Herkesi ve her olayı isim ve eşhasıyla hatırlar. Ve nur talebeleri üzülmesin diye hastalığını gizler. Bir şeyim yok sadece bira z ayaklarım şişti diyerek gözle görünen için de üzülmememizi ister.
Üstadımızın yaşayan talebelerinden kaç kişi kalmış?
Ahmet Aytimur, Hüsnü Bayramoğlu, Abdullah Yeğin, Said Özdemir ve Mehmet fırıncı.
Sahi… onlar bizi sevip düşündükleri kadar, biz onları sevip düşünebiliyormuyuz? Onlara hak ettikleri, layık oldukları değeri verebiliyormuyuz. Üzerimizdeki haklarını, en azından, dua ile ödemeye gayret edebiliyormuyuz. Yani Anne ve babamıza dua ettiğimiz zaman onları hatırlayabiliyormuyuz?