Nurdan Haber

NAYLON MEHDİLER VE İSA MESELESİ…

NAYLON MEHDİLER VE İSA MESELESİ…
23 Eylül 2015 - 4:59

Genç biri ile tanıştım; okyanus otesine yanık ve şuur kaybına uğramış biriydi. Pek mevzua girmek istemedim, peşinden koştuğu kişi için gözleri sıkı sıkıya kapalıydı… Bir süre sonra kendisi malum hadiseleri açtı… Bende bir süre dinledikten sonra mecburiyetten cevap verdim… Uzun uzun konuştuk ve anlattım… Sohbetin sonuna doğru şunları söyledim, bunu da siz muhterem okuyucularım ile paylaşmak istedim…

Dedim ki: “Bak kardeşim şu konuda bir anlaşalım; Allah Hz. İsa’yı istediği şekilde tekrar yeryüzüne indirir. Bunda bir terettübümüz yok. Fakat Allah bir kulunu nasıl göğe yükseltti ise aynı şekilde de indirir. Peygamber (sav)’in miraç yolculuğu ile Hz. İsa’nın Gittiği mesafe aynı değil. Biri sanki yan komşumuz, diğeri ise en uzak mesafede. Evet, Efendimizin gittiği yere göre Hz İsa’nın bulunduğu yer sanki elimizi uzatsak tutacağız gibi. Uzun bir mesafeden Efendimizi aynen yerine iade etmiş kudret, Hz. İsa’nın geri gönderilişinde, hâşâ sümme hâşâ şaşırıp kalsın, nasıl tekrar indireceğim? Der gibi…  Dur ben bunu filan babanın karnına koyup yeniden bir anneye yolculuk yaptırıp bu vesile ile dünyaya indireyim, hâşâ sümme hâşâ bu düşünce Allah’ı acizlik ile ithamdır. Mevla’m çıkardığı gibi indirir elbet.” Dedim.

Ayrıca günümüzde Hz. Meryem gibi bir anne yok ki! İlk gelişi babasız, mucize eseri olarak olsun, ikinci gelişi bir baba ile olsun… Yeniden ana rahmi serüveni, yeniden bebeklik dönemi… Bu kadar serüvene gerek kalmadan Allah göğe kaldırdığı gibi indirir. Başka misaller verecektim “Ağabeyi anladım sağ olun” dedi. Bende kafasındaki ikinci problem olan meseleye girdim:

“ Kardeşim şimdi mehdi beklemek biraz mehdiyi ve vazifesini hafife almak değil midir? Yine Anlaşalım her şeyin doğrusunu Allah bilir ve istediği zaman mehdiyi yollar. Yalnız Allah bize mantık vermiş, şuur vermiş; şimdi gelecek olan mehdi ne yapacak? Bütün reçeteler hazır… İslam adına her zulüm çekilmiş, Süfyan’ın ve deccalın beli kırılmış, küfür tepetaklak olmuş… Yani şimdi mehdi gelse minarelerde gümbür gümbür ezan okunuyor, camiler ahır değil… Devlet, zirvelerde Kur’an okutuyor ve başörtüsü hürriyetini yaşıyor… İman hakikatleri öyle izah edilmiş ki eğer kıyametin kopuşuna çok daha uzun bir zaman kalsa, bütün akıl sahiplerini ikna edecek şekilde… Yani kısaca bütün yasakların olduğu ve deccalın hükümran olduğu bir dönemde biri kalkmış Kur’an’a öyle sahip çıkmış ve zımdıkaya öyle bir kafa tutmuş ki, kafaların asıldığı bir zamanda ve saçları adedince korkmadan zalime kafa tutmuş bir yiğit, iman kahramanı. Şimdi böyle deccallar yok ve böyle cesur bir yürek yok. Yani zulmün çeşidini yaşarken, imanın zirvelerinde elinde reçeteler olan bir insan…” devam edecektim mahcup şekilde: “Biz bunları nasılda düşünemedik. Allah razı olsun” dedi. Ve muhabbetimiz İman hakikatleri ekseninde devam etti…

Elbette şimdi İslam adına olumsuz ve bizleri üzen hadiseler var ama yaklaşık yüz yıl önceki küfrün hâkimiyeti yok… Mevcut olumsuzluklar ise yanlış yerlerde yanlış şeyler aramaktan dolayı gerçeklerden uzaklaşmaktır… Biz sadece iman mücadelesinde devam edeceğiz; dışarıda bir sürü elinden tutulması gereken insanlar var…

Hazır yeri gelmişken önceden yazdığım: Kim Mehdi olamaz yazımı da burada paylaşayım…

Kim Mehdi olamaz

Önce birkaç kelam:

Farzlarında özensiz olanın, İmanı istikamet üzerinde olmayanın, tefekkürsüz aklı her zaman karışmaya müsait olanın, kulluğu kibar olmayanın bir defa neyine Mehdi meselesi… Zaten zayıf mizaçlar üzerinde hâkimiyet kurmak için, istediklerine rahat ulaşabilmek için bu Mehdilik yalanını kullanıyorlar… Planlarını geçekleştirmeyi, güç sahibi olmalarını, kendilerine körü körüne inanılması sağlıyor… Önce Peygamber (sav)’in şefaatini sağlayacak tertemiz bir Müslüman olmaya gayret etmeli. Şeytanların oyunu ile karışmayan bir akıl sahibi olmaya çalışmalı. Bu ise kuvvetli bir iman ile olur…  Zaten Allah layık olanı Mehdi olarak gönderir ya da göndermiştir…

Evet, kimler olamaz…

Sadece Yahudi’nin, Zift Aklın menfaat gördüğü ve sevdiği, Müslüman’ın ise tamamen zarar gördüğü birinden mehdi Olamaz…

Gerçeğinden, hakikat dolu sözlerinden,  kendi çürük sözü daha çok beğeni ve değer görmesini isteyen kibir devinden Mehdi olamaz…

Çalgı çengi ile karı kız oynatan, Estetik Cerrahi tezgâhından geçmiş kızları füze gibi etrafında dizen, melül melül baktıran, sevgilerini itiraf ettiren birinden Mehdi olamaz…

Allah dilememiş ise hiç kimse zorla, 24 saat uğraşıp, nerde ise yalvarırcasına Mehdi olamaz…

İnsanlığın imanı için endişe duymamış, hayatını Kur’an hakikatleri için feda etmemiş biri Mehdi olamaz…

Ulûhiyeti inkâr eden, bütün dinlere karşı çıkan büyük deccala ve İslam’a düşman olarak Şeriat-ı Muhammediye’yi ortadan kaldırmaya çalışmış küçük deccala karşı mücadele etmemiş, onların küfrü karşısında bütün delilleri ile iman esaslarını ispat etmemiş biri Mehdi olamaz…

Süfyana karşı cesurca en yüksek hakikatin iman ve namaz olduğunu haykıramamış birinden Mehdi olamaz…

Camiler ahır haline getirilirken ezan tangırtı haline getirilirken, Ayasofya tutsaklığa itilirken soğuk hücrelerde bunlar için gözyaşı dökmemiş ve her fırsatta devlete yapılanın yanlış olduğunu haykırmamış birinden Mehdi olamaz…

Allah için hücrelere düşmemiş, iman davası için zehirlenmemiş ve ufak bir sıkıntıda korkuya kapılıp yurtdışına kaçmış birinden mehdi olamaz…

Rahlesini karargâh, talebesini hakikat eri, İslam’ı ise yaşama gayesi yapmamış etrafındakileri ortalık karıştıran fesat ordusu haline getirmiş birinden Mehdi olamaz…

Herkese; Siyonizm’e, zift akıla, bütün şerli yapılara yanaşıp, Müslüman ve İslam menfaatine sırt dönmüş, küffar diyarlarında kâfirin dünya hâkimiyetine yardımcı olmuş birinden hiç Mehdi olamaz…

Uydurma peygamber rüyaları ile statlarda olimpiyat adına gelinlik kızları oynatandan Mehdi olamaz…

Onun bunun yatak odasını dikizleyen, özellerini çirkince arşivleyenden Mehdi olamaz…

Şantaj montaj âlimi olup, Levh-i Mahfuz’daki kayıttan korkmayandan Mehdi olamaz… 

Güçten, paradan doymayan egolarına yenik düşmüş, gerçek tevazünün kırıntısı dahi bulunmayandan Mehdi olmaz…

Yahudi’yi otorite görüp, anlı secde gören vatan idarecisine beddualar, küfürler yağdırandan, devletine kazık atandan Mehdi olamaz…

Kendi arzuları doğrultusunda devleti yıkmak için eli kanlı terörle cankuş olandan Mehdi olamaz…

Sahte gözyaşları ile insanların sevgisini kazanıp, onları söğüşleyen birinden Mehdi olamaz…

Kâfirle işbirliği halinde olarak attığı her adım Müslüman aleyhine olandan Mehdi olamaz…

Doymak bilmeyen ihtirasla her alana el atıp, oyunlar ile eline geçirmeye çalışandan, holding sahibi olandan, elindeki gücü küffarın sevinmesi için kullanandan Mehdi olamaz…

Bu böylece uzatılabilir. İnşallah devam yazılarda bunu ele almaya çalışacağım. Maksadımız naylon Mehdi’lerden uyanık olmaya çalışmak, Allah’ın doğrularına teslim olmak… Hayırlı bayramlar…

 

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )