Türk toplumunun her geçen gün kendi öz benliğinden ve kültüründen uzaklaşması, aile yapısının bozulmasını da beraberinde getiriyor. Batı’dan özenilerek bir medeniyetmiş gibi Türk aile yapısına sokulmaya çalışılan, doğum günü kutlaması, baby shower partisi, kız istemede söz masası ve şatafatlı mevlidler her geçen gün artıyor.

Türk aile yapısı üzerinde yüzyıllardır bir baskı olduğunu belirten Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar, Akit’e yaptığı açıklamada şunları dile getirdi: “Geçmiş yıllarda olduğu gibi 10-15-50 yıl önce zaten Türkiye’nin dini anlayış ve düşüncesinden koparılıp, başka bir hayata döndürülme senaryoları vardı. İhtilaller, devrimler gibi çeşitli şeylerle Türkiye’nin dini anlayış düşüncesini koparmayı başaramadılar. Ama Türkiye’deki aydın geçinenler, yazılı ve görsel yayınlarında tamamen aile yapısını modern ve çağdaşlık safsatasıyla bozmaya çalışıyorlar. Bugün bizden gibi görünen muhafazakar kanallar da aynısını yapmaya çalışıyor. Ahlaksızlığı, edepsizliği ve her türlü şeyi normal göstermeye çalışıyor. Bu milletin dini ile, örfü-adeti ile hiç çaktırmadan bir modern savaş yürütülüyor.”

Ahlaksızlığın önüne geçilmeli

Devletin güvenliğiyle, aile yapısıyla ilgili olan bakanlıkların ahlaksızlıklara karşı adım atması gerektiğini belirten Bayraktutar, şöyle devam etti: “Ahlaksızlıkların, edepsizliklerin önüne geçilmesini istiyoruz. Bu milletin gençlerinin kurtarılmasını istiyoruz. Bu da iktidar partisinin ortaya atacağı veya yapacağı adımlarla olur. Yoksa biz  CHP’ye ve diğer partilere kalırsak, onların böyle bir dertleri yok.”

SİNGAPUR’DA İSLAMİYET VE RİSALE-İ NUR HİZMETLERİ…

Nesillerimiz elimizden gidiyor!

Din-Bir-Sen Genel Başkanı Yusuf Özdemir de şunları söyledi: “STK’lar ve toplum olarak, öze dönüş projesi başlatmamız lazım. Çocuklarımıza geçmişimizi, tarihimizi, ananelerimizi ve kültürümüzü iyi bir şekilde işlememiz gerekir. Aynı zamanda da devlet erkanına büyük görevler düşüyor. Bu noktada öze dönüş projesi adı altında durmadan, yorulmadan milli manevi değerlerimizi genç kuşaklara anlatmamız gerekiyor. Nesilleri biraz olsun dönüştürelim. Nesiller elimizden gitti gidiyor.”