FETÖNÜN YANINDA AĞABEYLERİN KARŞISINDA

Oldum olası kıymeti ve kerameti kendinden menkul, ışığı sönük mürekkep yalamış vazifeli cahiller, ne zaman gündemden düşseler veya ne zaman yeni bir kitap çıkaracak olsalar ya da
bir yerlerden talimat gelse, insanların teveccüh edip değer verdiği ve kendine değil Kurâna ve sünnete çağıran muhterem zatlara saldırarak bir nevi saçaklarına tutunup onu sevenlerin vereceğini hesap edip bekledikleri tepki ile bir leş kargası gibi habis duygular ve kahırlarla beslenirler..

İlle de ilgi mi çekeceksiniz; çıplak dans edin.. Ya da Cami duvarlarına bevledin..

Ama olmaz! Çünkü hem sizlerin bir meziyeti yok, hem risalelerin sırtından geçiniyorsunuz, mesleğin düsturlarından taviz vermeyen ve tahrif zırnık kadar bile izin vermeyen Ağabeyler varken bunu yapamazsınız..

Önce kendinize bir sorun;
” Saldırdığınız insanı milyonlarca insana sevdiren şey nedir.?”

Peki neden bu muhterem zatları küçük görüp aşağılamaya yahut insanların kalbinden silmeye, aşağı çekmeye çalışırsınız da onların seviyesine çıkmaya çalış(a)mazsınız!

Dünyanın siyaseti dahi etrafında dönen ve Amerikanın hedefe koyduğu ve İslam coğrafyasının kalbi olan Türkiyede en güçlü cereyan olarak tespit ettiği için fetö üzerinden musallat olduğu Nur dairesinde Üstad Hznin üç farklı vasiyet beyanında ismen Vekaletini beyan ettiği ve Kerametvari bir şekilde en son hayatta kalan Hüsnü Bayramoğlu Ağabeyimize ABD ile birlikte sizin de saldırmanız ve yıpratmaya çalışmanız biz Nur talebelerini daha da kenetliyor tesanüdü arttırıyor Elhamdülillah.

Birinin sevenleri şaibeli bir listedir içine menfaat karışabilir ama sevmeyenleri samimidir, riyasızdır.

Bugün umum Nur talebeleri adına ve dahi Üstad Bediüzzaman Hznin adına konuşabilecek tek bir isim var.

Siz şahısçılık ithamı ile absorbe etmeye çalışsanız da Üstad Hz. bu ŞAHSA tabi olmamızı istememiş ki, onun tam sadakat ile temsil ettiği düstur ve ESASLARA tabi olun demiş.

Teşbihte hata olmaz Tıpkı Kurân’da Allahu Tealanın Efendimize tabi olun beyanı gibi..

İşte “bugün elimizde Nurlar var, abiye gerek yok” diyen sizler; “elimizde Kurân var Rasule (S.A.V) gerek yok, o Kurâna aykırı birşey demedi ve yapmadı” diyen Mealistlerle aynısınız!

Evet Kurâna aykırı birşey yapmadı demek
BAŞKA Kuranın dışında bir şey yapmadı demek
BAŞKADIR!
Peygamber efendimiz (S.A.V) Kuranın dışında Kuranda olmayan binlerce amel yaptı ve binlerce söz ile ayetleri izah etti.

Aynen böyle de Üstad Hznin hizmetkarı ve talebesi ve Vekili olan Hüsnü Bayramoğlu Ağabeyimiz mesleğinin esasları hakkında tavizsiz temsil makamında bizlere örnek olan ve Risale-i Nur’lar ile Kurâna ve iman davasına nasıl hizmet edileceğini bize güncel hadiselerde dahi Nurlara istinad ile izah ediyor Allah ebeden razı olsun ondan.
Peki bu tam sadakat neden mi önemli?

Buna bir soru ile cevap bulalım inşallah.

Ağabeylerimizin olmadığı yerlerde siz ne yapıyorsunuz?

– Risale dersi diye Fetönün kitaplarını veya yeniasya gazetelerini okutuyorsunuz!
– Risale okunan yerlerde ise meal lügat veya izah diye yazılı tarifler ekliyorsunuz!
– Kızlı erkekli konferanslar düzenleyip bir cümle Nurlardan okuyup 1.5 saat kendi kafa fenerinizden satıyor aynalık değil perdelik yapıyor ve sözlü tahrif yapıyorsunuz!
– Dergi, gazete aboneliği veya kurban vs bağışlar ile olduğunuz yeri bir ticarethaneye çeviriyorsunuz!
– Üstad Hznin ifadelerinden bazı paragrafları cımbızla çekip 40 sudan geçirip 40 tevil ile siyasetinize alet ediyor ve 30 küsür yıl Üstad Hzne eziyet edip zindan ve sürgünlerde gezdiren CHP gibi din düşmanı partilerin propagandasını yapıyorsunuz!

– Merhum Kadir Mısıroğlu’nun 2. Fetö DEDİĞİ “Fetöye Paralel Mealistleri” örnek verdim ama bu sadece bir benzetme değil, vekalet kavramı üzerinden Ağabeyimize saldıranların Mealistlerle organik bağları var ve aynı TV kanallarında kadrolu çalışanı olduğunu bugün hep birlikte görebiliyoruz.

SİNGAPUR’DA İSLAMİYET VE RİSALE-İ NUR HİZMETLERİ…

Mealistler; tüm ehli sünnet cemaatlere ve özellikle Üstad Hzne ve Nur talebelerine #müşrik iftirası ile saldırırken kendine Nur talebesi diyip onların TV kanalında çalışması ne ile açıklanır acaba.?

Artık Ağabeylerimiz hem dünyanın dört yanındaki talebeler tarafından tanındı, hem de Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan ve kadrosu tarafından layık oldukları hürmeti görüyorlar Elhamdülillah.

Yine Ağabeylerimizin girişimi ile hem Fetönün okyanus ötesinden nurları sadeleştirme adı altında TAHRİF teşebbüsü engellendi, hem de Sayın Erdoğan Üstad Hznin VASİYETİNİ Ağabeylerden ÖĞRENEREK yerine getirdi ve Nur’ların orijinalini muhafazaya vesile olan DİYANETİN neşretmesi sağlandı.

Peki bugün her yeni kitabı çıkarken, veya gelen bir talimat ile alçakça Ağabeylerimize saldıran ve Nur talebelerini de şahısçı diye yaftalayıp susturmaya çalışan bu şahsiyetsizler, Fetönün bu tahrifi hakkında ne yapabilirdi!?

Kocaman bir hiç!

Peki Erdoğana ve oradan da diyanete ulaşıp eserlerin orada basılmasını ve orijinalini muhafazasını sağlayabilirler miydi.!?

Asla..!

Daha da önemlisi böyle bir kaygıları var mı.?

Kitapları çıksın, medyada Nur’ların cazibesini kullanıp kendilerine yer bulsunlar, Üstad Hznin sırtından rant devşirip dursunlar..

Hadsizliğinizi cevapsız bırakacak değiliz!

– Doktorsanız mesleğinizle,
– yazarsanız kelamınızla,
– Prof’sanız okukunuzla,
– TV programcısı iseniz sanatınızla gündeme gelin,

Reis ve tüm talebeler neden size değil de bu muhterem zatlara hürmet ediyor biliyor musunuz; siz grup grup ayırıp basit fitneler ile yenilebilir lokmalar haline getirmeye çalışırken Hüsnü Ağabey gibi kahraman ve muhterem Ağabeylerimiz ittihad için özel dersler ve gayretler ile milyonları bir araya getiriyor ve bir arada tutuyorlar.

Kurâna sünnete çağırmaktan ve mesleğimizin düsturlarını bize ihtar etmekten başka bir şey yapmayan 80 küsür yaşında bir muhteremi kıskanmayın, hatta siz de kulak verin, belki faydası olur.

Elbette dinlemeyebilirsiniz, herkese de nasip olmuyor zaten, ama sakın Fetö gibi karşısına geçmeyin! Karşınızda o zaman milyonlarca Nur talebesini bulursunuz..

“Biz Fetönün yanında değiliz” diyorsunuz da aynı şeyleri savunup aynı şeylere saldırıyorsanız Fetö sizin yanınızda demektir..

Unutmayın ;
Fetönün de düşman olduğu ve 45 yıl tahrif etmeye çalıştığı bu daireye taarruz veya ihanet edip iflah olanı tarih yazmadı daha.