Nurdan Haber

Bediüzzaman’ın Vekilleri ve Vekaletin Ehemmiyeti

Bediüzzaman’ın Vekilleri ve Vekaletin Ehemmiyeti
19 Nisan 2020 - 18:31

Bir zatın geçen günlerde yazmış olduğu bir yazıyı okudum. Yazısında da bir çok şeyler
sormuş. Bizde size bu meseleleri Risale-i Nur’da geçen kısımlardan, ilgili kısımları yazalım istedik.
Evvela, mutlak vekil vefat ederse demiş.. Oysa ki ecelin ne zaman geleceğini biz bilmediğimizden
mutlak vekil ağabeyden önce sana da bana da gelebilir. ’’ : ‘’Ecel mukadderdir, tagayyür etmez.’’ Çok
ağır hastaların başında ağlayanlar ve sıhhatleri yerinde olanlar ölmüşler, o ağır hastalar şifa bulup
yaşamışlar. (Lem’alar –S.210)

Bir Müslüman yalnız Kur’an bana yeter dese bir fırka-i dalleye girer. Ama Kur’an’la birlikte hâdislere ve
Sünnet-i Seniyyeye ittiba etse Ehl-i Sünnet ve Cemaat olur.
Saniyen: Sizin Risale-i Nur’daki lahika mektuplarıyla iştigalinizin ve okumanızın az olduğu
sorularınızdan anlaşılıyor. Çünkü Peygamber Efendimiz (S.A.V.) bir hadis-i şerif meallerinde’’insanlarla
iyi geçinmek aklın güzelliğinden, güzel soru sormak ilmin güzelliğindendir.’’ buyurmuşlar.
Sorularınızın cevapları aslında Risale-i Nur Külliyatın’da mevcuttur. Biraz Müdafaa ve Lâhika
mektublarını okursanız. Orada yazılı olduğunu görürdünüz.

Kastamonu Lâhikasın’da ahir zamandan haber veren hadis kısmında, ‘’Risale-i Nur Talabelerinin 1542
tarihine kadar devam edeceğine ve bir hizb-ül makbul olacağı’’ yazılmaktadır. Ayrıca Hizmet
Rehberinin mukaddeme kısmında ise ‘’hizmet-i Nuriyede bulunacak Kur’an Şakirtleri kıyamete kadar
bu düsturlar muvacehesinde hareket etsinler’’ yazılıdır. Nasıl ki Peygamberimiz (S.A.V.) efendimiz bize
iki şey bırakıyor ‘’biri Kitabullah, biri de Âli Beyt’tir. Çünkü Sünnet-i Seniyyenin medarı,muhafızı ve her
cihetle iltizam etmesiyle mükkelef olan Âl-i Beytttir.’’ Madem Risale-i Nur dairesi, şahs-ı manevi-i Al-i
Beytin dairesidir. Hazret-i Mehdinin en has ordusudur.’’ Üstadımız bu sünnete tam ittiba etmiş.
Bizlere de Kur’an-ı Azimüşşan’ın hakiki ve kuvvetli bir tefsiri olan Risale-i Nur’u ve Âl-i Beyt olarak da‘’ Benim en yakınımda hizmetinde olup bir derece tam tarz-ı hareketimi bilenler ve yakından
görenler içinde, dört-beş adamı mutlak vekil yapıyorum. Ben ölsem veya hayatta şuursuz kalsam ,
Nurlara karşı hizmetimin tarzını bilerek tam yapabilsinler. Şimdilik Tahiri,Sungur,Ceylan,Hüsnü ve bir-iki adam daha mutlak vekilim olarak vasiyet ediyorum.’’(Emirdağ II-233)

Üstadımız üçüncü Said döneminde kendi medresesinde yanına aldığı bu müntehab ve sadık ve fedakar ağabeylerimize Kur’ani Meslek ve Meşrebini ve hizmet tarzını bu yanında kalan
ağabeylerimize hüve hüvesine tatbik ve tahkim etmiştir. Ta ki Cemaat-ı Nur istikametten ve tarzından
ayrılmasın. Zübeyir Gündüzalp (R.A.) ağabeyimiz şöyle buyurmuşlar ‘’nasıl Hazreti İsa (A.S.) dini
havarileri vasıtasıyla intişar etti. Öyle de Üstadımızın Meslek ve Meşrebi de hizmetkarları tarafından intişar edecektir.’’ Hatta o sıddıkıyet makamında bulunan ağabeyimiz ‘’Risale-i Nur’un imani
meselelerini okuyanın imanı inkişaf eder. Müdafa ve Lahika mektublarını okuyan dava adamı
olur’’ buyurmuşlar.

Bizler Mutlak vekil Ağabeylerimize mana-i ismi ile değil mana-ı harfi cihetiyle bakıyoruz .Hürmet edilmesi
gereken zatlara hürmet göstermek fıtri bir haldir.
Üstadımız Said Nursi Hazretleri meslek-meşrebin ve tarzın muhafazasında ve Risale-i Nur’ların kendisinin
tashih edip ve kendisinin tab ettirdiği gibi basımı ve sıhhatıne uygun olması ve tayinatların dağıtılması
ve tesanüdün muhafazasına dair bir çok vazifeler vermiştir. O tam halis sadakat ve sarsılmaz bir
sebata haiz vekil ağabeylerimiz vazifelerini tam yaptılar. O mutlak vekil Ağabeylerimiz , Üstad’dan
aldıkları ders ile bizleri ve umum cemaati ikaz etmeselerdi, lügatlı, altta Kur’an mealli, indeksli, biografili, on üç cilt olan külliyatı iki cilte indiren ve en sonra da sadeleştirme adı altında sahteleştirilen kitapları Risale-i Nur diye okuyacaktık. Hafazaallah!

Üstadımız bu müntehab olan sadakatli, sebatkar ve fedakar olan Vekil Ağabeylerimize kendi
medresesinde hüve hüvesine tarzını hakkalyakin gösterip vazifelendirmese o zaman güldürerek ders
anlatımı, ağlayarak ders anlatımı, izahlı ders anlatımı, roman ve hikayelerden ders anlatımı, panel,
platform, sempozyum gibi faaliyetleri asıl hizmet zannedecektik.
Üstadımız Said Nursi Hazretleri Barla Lâhikasında Hulusi ve Sabri Ağabeylerin hâssası ve meziyetlerini
anlatırken ’’Ve hizmet-i Kur’an’da arkadaşlarım içinde talebelik ve kardeşlik ve arkadaşlığın üç hâssası var ki, bu iki zât üçünde de birinciliği kazanmışlar.

Birinci Hâssa:
Bana mensub her şeye malları gibi tesahub ediyorlar. Bir Söz yazılsa, kendileri yazmış ve te’lif etmiş gibi zevk alıyorlar, Allah’a şükrediyorlar. Âdeta cesedleri muhtelif, ruhları bir hükmünde hakikî manevî vereselerdir.
İkinci Hâssa:
Bütün makasıd-ı hayatiye içinde en büyük, en mühim maksadları, o nurlu Sözler vasıtasıyla Kur’an’a hizmet biliyorlar. Dünya hayatının netice-i hakikiyesinin ve dünyaya gelmekteki vazife-i fıtriyelerinin en mühimmi, hakaik-i imaniyeye hizmet olduğunu telakkileridir.

Üçüncü Hâssa: Ben kendi nefsimde tecrübe ettiğim ve eczahane-i mukaddese-i Kur’aniye’den aldığım ilâçları, onlar da kendi yaralarını hissedip o ilâçları merhem suretinde tecrübe ediyorlar. Aynı hissiyatımla mütehassis oluyorlar (Barla – 21)’’ buyuruyor. Elhamdülliah mutlak vekil ağabeylerimiz bu hâssaya maliktirler.
Cemaatimize, bu hizmetin tarzı ve Meslek Meşrebi , Vekil Ağabeylerimiz gerek yaşantılarıyla,gerek
derslerde, gerek medresedeki halleriyle, gerek sorulan suallere Üstad ve Risale-i Nur’dan cevap vermeleriyle bizlere istikametle bu hizmetin kıyamete kadar ne şekilde gideceğini hal ve kal dilleriyle göstermişlerdir.  Vesselam

İzmir Nur Talebeleri Namına
Abdullah Gezer (İzmir Nur Cemaati Vakıflarından)

 

Bir zatın geçen günlerde yazmış olduğu bir yazıyı okudum. Yazısında da bir çok şeyler
sormuş. Bizde size bu meseleleri Risale-i Nur’da geçen kısımlardan, ilgili kısımları yazalım istedik.
Evvela, mutlak vekil vefat ederse demiş.. Oysa ki ecelin ne zaman geleceğini biz bilmediğimizden
mutlak vekil ağabeyden önce sana da bana da gelebilir. ’’ : ‘’Ecel mukadderdir, tagayyür etmez.’’ Çok
ağır hastaların başında ağlayanlar ve sıhhatleri yerinde olanlar ölmüşler, o ağır hastalar şifa bulup
yaşamışlar. (Lem’alar –S.210)

Bir Müslüman yalnız Kur’an bana yeter dese bir fırka-i dalleye girer. Ama Kur’an’la birlikte hâdislere ve
Sünnet-i Seniyyeye ittiba etse Ehl-i Sünnet ve Cemaat olur.
Saniyen: Sizin Risale-i Nur’daki lahika mektuplarıyla iştigalinizin ve okumanızın az olduğu
sorularınızdan anlaşılıyor. Çünkü Peygamber Efendimiz (S.A.V.) bir hadis-i şerif meallerinde’’insanlarla
iyi geçinmek aklın güzelliğinden, güzel soru sormak ilmin güzelliğindendir.’’ buyurmuşlar.
Sorularınızın cevapları aslında Risale-i Nur Külliyatın’da mevcuttur. Biraz Müdafaa ve Lâhika
mektublarını okursanız. Orada yazılı olduğunu görürdünüz.

Kastamonu Lâhikasın’da ahir zamandan haber veren hadis kısmında, ‘’Risale-i Nur Talabelerinin 1542
tarihine kadar devam edeceğine ve bir hizb-ül makbul olacağı’’ yazılmaktadır. Ayrıca Hizmet
Rehberinin mukaddeme kısmında ise ‘’hizmet-i Nuriyede bulunacak Kur’an Şakirtleri kıyamete kadar
bu düsturlar muvacehesinde hareket etsinler’’ yazılıdır. Nasıl ki Peygamberimiz (S.A.V.) efendimiz bize
iki şey bırakıyor ‘’biri Kitabullah, biri de Âli Beyt’tir. Çünkü Sünnet-i Seniyyenin medarı,muhafızı ve her
cihetle iltizam etmesiyle mükkelef olan Âl-i Beytttir.’’ Madem Risale-i Nur dairesi, şahs-ı manevi-i Al-i
Beytin dairesidir. Hazret-i Mehdinin en has ordusudur.’’ Üstadımız bu sünnete tam ittiba etmiş.
Bizlere de Kur’an-ı Azimüşşan’ın hakiki ve kuvvetli bir tefsiri olan Risale-i Nur’u ve Âl-i Beyt olarak da‘’ Benim en yakınımda hizmetinde olup bir derece tam tarz-ı hareketimi bilenler ve yakından
görenler içinde, dört-beş adamı mutlak vekil yapıyorum. Ben ölsem veya hayatta şuursuz kalsam ,
Nurlara karşı hizmetimin tarzını bilerek tam yapabilsinler. Şimdilik Tahiri,Sungur,Ceylan,Hüsnü ve bir-iki adam daha mutlak vekilim olarak vasiyet ediyorum.’’(Emirdağ II-233)

Üstadımız üçüncü Said döneminde kendi medresesinde yanına aldığı bu müntehab ve sadık ve fedakar ağabeylerimize Kur’ani Meslek ve Meşrebini ve hizmet tarzını bu yanında kalan
ağabeylerimize hüve hüvesine tatbik ve tahkim etmiştir. Ta ki Cemaat-ı Nur istikametten ve tarzından
ayrılmasın. Zübeyir Gündüzalp (R.A.) ağabeyimiz şöyle buyurmuşlar ‘’nasıl Hazreti İsa (A.S.) dini
havarileri vasıtasıyla intişar etti. Öyle de Üstadımızın Meslek ve Meşrebi de hizmetkarları tarafından intişar edecektir.’’ Hatta o sıddıkıyet makamında bulunan ağabeyimiz ‘’Risale-i Nur’un imani
meselelerini okuyanın imanı inkişaf eder. Müdafa ve Lahika mektublarını okuyan dava adamı
olur’’ buyurmuşlar.

Bizler Mutlak vekil Ağabeylerimize mana-i ismi ile değil mana-ı harfi cihetiyle bakıyoruz .Hürmet edilmesi
gereken zatlara hürmet göstermek fıtri bir haldir.
Üstadımız Said Nursi Hazretleri meslek-meşrebin ve tarzın muhafazasında ve Risale-i Nur’ların kendisinin
tashih edip ve kendisinin tab ettirdiği gibi basımı ve sıhhatıne uygun olması ve tayinatların dağıtılması
ve tesanüdün muhafazasına dair bir çok vazifeler vermiştir. O tam halis sadakat ve sarsılmaz bir
sebata haiz vekil ağabeylerimiz vazifelerini tam yaptılar. O mutlak vekil Ağabeylerimiz , Üstad’dan
aldıkları ders ile bizleri ve umum cemaati ikaz etmeselerdi, lügatlı, altta Kur’an mealli, indeksli, biografili, on üç cilt olan külliyatı iki cilte indiren ve en sonra da sadeleştirme adı altında sahteleştirilen kitapları Risale-i Nur diye okuyacaktık. Hafazaallah!

Üstadımız bu müntehab olan sadakatli, sebatkar ve fedakar olan Vekil Ağabeylerimize kendi
medresesinde hüve hüvesine tarzını hakkalyakin gösterip vazifelendirmese o zaman güldürerek ders
anlatımı, ağlayarak ders anlatımı, izahlı ders anlatımı, roman ve hikayelerden ders anlatımı, panel,
platform, sempozyum gibi faaliyetleri asıl hizmet zannedecektik.
Üstadımız Said Nursi Hazretleri Barla Lâhikasında Hulusi ve Sabri Ağabeylerin hâssası ve meziyetlerini
anlatırken ’’Ve hizmet-i Kur’an’da arkadaşlarım içinde talebelik ve kardeşlik ve arkadaşlığın üç hâssası var ki, bu iki zât üçünde de birinciliği kazanmışlar.

Birinci Hâssa:
Bana mensub her şeye malları gibi tesahub ediyorlar. Bir Söz yazılsa, kendileri yazmış ve te’lif etmiş gibi zevk alıyorlar, Allah’a şükrediyorlar. Âdeta cesedleri muhtelif, ruhları bir hükmünde hakikî manevî vereselerdir.
İkinci Hâssa:
Bütün makasıd-ı hayatiye içinde en büyük, en mühim maksadları, o nurlu Sözler vasıtasıyla Kur’an’a hizmet biliyorlar. Dünya hayatının netice-i hakikiyesinin ve dünyaya gelmekteki vazife-i fıtriyelerinin en mühimmi, hakaik-i imaniyeye hizmet olduğunu telakkileridir.

Üçüncü Hâssa: Ben kendi nefsimde tecrübe ettiğim ve eczahane-i mukaddese-i Kur’aniye’den aldığım ilâçları, onlar da kendi yaralarını hissedip o ilâçları merhem suretinde tecrübe ediyorlar. Aynı hissiyatımla mütehassis oluyorlar (Barla – 21)’’ buyuruyor. Elhamdülliah mutlak vekil ağabeylerimiz bu hâssaya maliktirler.
Cemaatimize, bu hizmetin tarzı ve Meslek Meşrebi , Vekil Ağabeylerimiz gerek yaşantılarıyla,gerek
derslerde, gerek medresedeki halleriyle, gerek sorulan suallere Üstad ve Risale-i Nur’dan cevap vermeleriyle bizlere istikametle bu hizmetin kıyamete kadar ne şekilde gideceğini hal ve kal dilleriyle göstermişlerdir.  Vesselam

İzmir Nur Talebeleri Namına
Abdullah Gezer (İzmir Nur Cemaati Vakıflarından)

 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )