Nurdan Haber

AYASOFYA’NIN EHEMMİYETİ VE BİR SIRR-I HİKMETİ

AYASOFYA’NIN EHEMMİYETİ VE BİR SIRR-I HİKMETİ
24 Temmuz 2020 - 10:26

AYASOFYA’NIN EHEMMİYETİ VE BİR SIRR-I HİKMETİ

Ayasofya’nın kiliseden camiye, camiden müzeye ve müzelikten yeninden camiye dönüşmesinin barındırdığı değer ölçülerini gözler önüne sermeye gayret edecek ve “hakkın hatırı âlidir, hiçbir hatıra feda edilmez” düsturunu rehber edinmeye çalışacağız:

Niyazi Beki(Prof. Dr.)

niyazibeki@gmail.com

Müslüman bakış açısına göre Ayasofya camiinin önemini anlatırken, özellikle bu konu üzerinde en fazla kafa yoran ve bir an önce cami olmasını isteyen asrın söz sahibi Bediüzzaman Said Nursi‘nin ifadelerine başvuracağız. Müslümanların en güvenilir temsilcilerinden biri olan Bediüzzaman’ın bu konudaki mütalaaları Müslüman kamuoyu nezdinde büyük değer ifade edecektir. Bu perspektiften konuya bakarken, Ayasofya’nın kiliseden camiye, camiden müzeye ve müzelikten yeninden camiye dönüşmesinin barındırdığı değer ölçülerini gözler önüne sermeye gayret edecek ve “hakkın hatırı âlidir, hiçbir hatıra feda edilmez” düsturunu rehber edinmeye çalışacağız:

1.İstanbul fethi sırasında Ayasofya’nın cami haline getirilmesinin anlamı:

Ayasofya’nın cami haline getirilmesi, fethin simgesi olduğu gibi, kilisenin müstebit tahakkümünü ortadan kaldıran ve Kur’an’ın hürriyet abidesi olan hâkimiyetinin ve İslam’ın galibiyetinin de bir belgesidir.

  1. Ayasofya’nın 1934’te müzeye dönüştürülmesinin gerçek saiki:

Fetihle birlikte Kilisenin camiye tahvil edilmesi, Hıristiyanlık âleminin İslam âlemine boyun eğmesinin, hem akla hem vicdana hükümlerini tevcih edip kabul ettiren Kur’an’ın istikbale hâkim olacağının bir sembolüdür.

Buna mukabil, camiin müzeye dönüştürülmesi, yeniden Haçlı kilisesinin İstanbul fethinden önceki konumuna yükselmesi ve yeniden tahakküm edecek bir pozisyon kazanmasının simgesi olmuştur.

  1. Kur’an’da Ayasofya’nın Kiliseden Camiye çevrileceğine dair işaretler olduğu gibi, onun mabet kimliğinden uzaklaştırılacağına dair işaretler de vardır.

İlgili ayetlerin meali şöyledir:

إِنَّا أَعْطَيْنَاكَ الْكَوْثَرَ

“Şüphesiz biz sana bitip tükenmez nimetler verdik”(Kevser, 108/1) mealindeki ayette Hz. Peygambere dini ve dünyevi fütuhatın ve hayırların lütfedildiğine vurgu yapılmıştır. Özet olarak hayr-ı kesire/pek çok hayır ve iyilikler ikram edilmiştir.

فَصَلِّ لِرَبِّكَ وَانْحَرْ

“Öyleyse, Rabbin için namaz kıl!”(Kevser, 108/2) mealindeki ayette ise büyük hayırların ve fetihleri şükrü olarak kulluk yapması ve kulluğun baş tacı olan namaz kılması emredilmiştir.

Bediüzzaman Said Nursi, Kevser suresindeki işaretleri –özetle-şöyle açıklamıştır:

a). Hayr-ı kesir/ bol hayır ve iyilik manasına gelen “El-Kevser” kelimesinden önceki “k” zamiri Hz. Peygambere(s.a.v) aittir. “el-Kevser”den sonra gelen ve “öyleyse/o halde” anlamına gelen “f” harfi ise, kevser cümlesini bir sonraki namaz cümlesine bağlayan bir atıf edatıdır. Dolayısıyla bu iki harfin de “el-Kevser” kelimesi ile yakın ilişkisi vardır. Bu sebeple Ebced ve cifir ilmine göre bu üç kelimenin matematik değerleri birlikte değerlendirilir. Buna göre bunların toplam ebced değeri (K:20, el-Kevser:757, F:80):857‘dir. Ki bu sayı İstanbul fethinin ve dolayısıyla Ayasofya’nın cami olmasının-hicri- tarihidir.

  1. b) فَصَلِّ لِرَبِّكَ وَانْحَرْ

“Öyleyse rabbin için namaz kıl!” mealindeki “فَصَلِّ لِرَبِّكَ” cümlesinin ebced değeri: 482’dir. Bu tevafuk Ayasofya’nın bir mabet/cami olarak 481-482 yıl hizmet vereceğine işaret etmektedir (1934-1453=481).

  1. Ayasofya tekrar cami olacak

Merhum Selahaddin Çelebi anlatıyor; “Üstad’ı ziyaretimin birinde Ayasofya hakkında düşüncelerini sormuştum. ‘Keçeli, keçeli’ diye güldü. Sonra birden ciddileşerek ‘Ayasofya, Hristiyanlığın, İslâmiyete devir ve tesliminin bir âbidesidir. Bunun için kilise iken cami olmuştur. Elbette tekrar camiye çevrilecektir‘ dedi” (Necmeddin Son Şahitler-1, s.119, Nesil Basım Yayın).

  1. Bediüzzamanın devrin yetkililerine Ayasofya’yı tekrar camiye/asli hüviyetine kavuşturmaları ile ilgili beyanları:

1950 yıllarında Demokrat iktidarına tavsiyesi şöyledir: “Ayasofya’yı tekrar camiye çeviriniz. Risale-i Nur’un serbestiyetini resmen ilân ediniz. ‘Eğer bunları yaparsanız, biz de sizlere resmen dua etmeye karar vereceğiz. (Necmeddin Son Şahitler, Son Şahitler-2, s.278).

“Ankara’ya bu defa geldiğimin mühim bir sebebi, İslâmiyet’e ciddî tarafdar Dâhiliye Vekili Namık Gedik’i görmek ve İslâmiyet’in kahramanı olan Adnan Bey’e ve Tevfik İleri gibi mühim zâtlara bir hakikatı söylemektir ki:

Hem Demokrat’a ezan-ı Muhammedî gibi çok kuvvet vermek ve Risale-i Nur’un neşrine müsaadesi gibi çok tarafdar olmak ve âlem-i İslâm’ı, hattâ bir kısım Hristiyan Devletlerini de memnun etmek için, Ayasofya’yı müzahrefattan temizleyip ibadet mahalli yapmaktır. Ben ise; bu mes’ele için, otuz sene siyaseti terkettiğim halde, bu nokta hatırı için Namık Gedik’i görmek istedim ve geldim. Adnan Bey, Namık Gedik ve Tevfik İleri gibi zâtlarınhatırı için başka yere gitmedim”(Emirdağ Lahikası-2, 236 ).

  1. Bediüzzaman’ın gözünde Ayasofya’nın önemi:

Hem bu kahraman milletin ebedî bir medar-ı şerefi ve Kur’an ve cihad hizmetinde dünyada pırlanta gibi pek büyük bir nişanı ve kılınçlarının pek büyük ve antika bir yadigârı olan Ayasofya Câmii…”(Şualar, 385).

“Ezan-ı Muhammedî’nin (A.S.M.) neşriyle Demokratlar on derece kuvvet bulduğu gibi; Ayasofya’yı, beşyüz sene devam eden vaziyet-i kudsiyesine çevirmek ve halen İslâm’da çok hüsn-ü tesir yapan ve bu vatan ahalisine âlem-i İslâm’ın hüsn-ü teveccühünü kazandıran, yirmisekiz sene mahkemelerin muzır cihetini bulamadıkları ve beş mahkeme de beraetine karar verdikleri Risale-i Nur’un resmen serbestîsini dindar Demokratlar ilân etmeli ve bu yaraya bir nevi merhem vurmalıdırlar. O vakit âlem-i İslâm’ın teveccühünü kazandıkları gibi, başkalarının zalimane kabahatleri onlara yüklenmez fikrindeyim. Dindar Demokratlar, hususan Adnan Menderes gibi zâtların hatırları için, otuz beş seneden beri terk ettiğim siyasete bir-iki saat baktım ve bunu yazdım.”(Emirdağ Lahikası-2, 176 ).

  1. Kur’an’ın işari yolla gösterdiği ihbar-ı gaybinevinden bir mucizesi:

Bilindiği üzere, Kur’an’da Rum suresi, açık ve işari yolla Rumların/Bizanslıların mağlubiyetini haber vermektedir. En son mağlubiyeti İstanbul’un fethi ile tahakkuk etmiştir. Çok harika bir tevafuktur ki:

a). İstanbul fethinin miladi olarak tarihi: 1453’tür.

  1. b) Bu fethin ay olarak tarihi ise Mayıs 29’tur.
  2. c) Rumların mağlubiyetini ilan eden Rum suresi Kur’an’ın 30. Suresidir. Kendisinden önceki sure olan Ankebut suresi 29. Sıradadır.
  3. d) İstanbul fetih gün 29 olduğu gibi, Ankebut suresinin numarası da 29’dur.
  4. e) Bu 29. Sure Mekke’de inmiştir. 29. Surenin son ayetinin sırası – Mekkimukattaat sistemine göre- 1453’tür. Yani hem 29 Mayısı hatırlatan, hem İstanbul fethinin miladi tarihini gösteren hem de Rumların mağlubiyetini haber veren Rum suresine komşu olan Ankebut suresinin gösterdiği bu tevafuk açık ifadeye yakın bir işarettir.(Geniş bilgi için bak. Niyazi Beki, Bedir Zaferi, Kudüs ve İstanbul’un Fethi, Alternatif Düşünce Yayınevi, İstanbul, 2007).

 

  1. BEDİ’ isminde çok harika bir tevafuk ve ilahî takdirin âşikâr bir cilvesi:

Araştırmalarımızda gördüğümüz kadarıyla, Türkiye’de ve İslam âleminde Ayasofya’nın yeniden cami olmasını isteyen, her fırsatta eserlerinde ondan bahseden, onu İslam’ın ikbal ve istikbali için manevi bir sembol olarak değerlendiren Bediüzzaman kadar bu konuya eğilen yok gibidir. Risale-i Nur Külliyatında Ayasofya’nın ismi yaklaşık, 30-40 defa zikredilmiştir. Bu ihlâs ve samimiyetin bir tezahürü olarak Ayasofya Camii, BEDİ’ kelimesinin ebced değeri olan 86 sene sonra camiye tekrar dönüştürülmüştür. Bu tevafuk hem Kur’an’ın işaretlerine mazhar olan Ayasofya’nın yeniden camiye çevrilmesinin simgesel değeri itibariyle çok bedi’/harika bir olay olduğunu hem de Bediüzzaman’ın–özellikle Nur dairesinde-ismiyle adeta özdeşleşen ve bu sebeple Bedi ismine çağrışım yapan bir hadise olduğuna işaret etmektedir.

Bu vesile ile Ayasofya Camiinin yaklaşık 500 senelik asli kimliğine tekrar kavuşturulması maksadına matuf katkı sağlayan herkesi tebrik eder ve şükranlarımı arzederim.

Allah’a emanet olun!

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )