Ünlü fizikçi Stephen Hawking, “insanlığın dünyayı 100 yıl içerisinde terk etmesi gerektiğini” söyledi.

Nedenini şöyle Açıklıyor, “iklim değişikliği, astroid çarpması, salgın hastalıklar ve aşırı nüfus.

04.05.2017 BBC’nin yeni belgeseli

Bediüzzaman Said Nursi ise 100 yıl önce dünyanın ölümü ile ilgili şunları söylemiş:

1- “Beşerin fesadı dahi Azrail gibi Arz’ın kalbine kadar pençesini sokup Arz’ı imatesine işarettir. Demek beşer, bir taraftan Arz’ın şifası için bir ilâç iken, diğer taraftan ölümünü intac eden bir zehirdir.”
İşarat-ül İ’caz(RNK) – 224

2- “Bir anda bir seyyare veya bir kuyruklu yıldızın emr-i Rabbanî ile küremize, misafirhanemize çarpması; bu hanemizi harab edebilir.”
Şualar(RNK) – 38

3- “fıkrası dahi; makam-ı cifrîsi bin beşyüz kırkbeş (1545) olup, kâfirin başında kıyamet kopmasına îma eder.”
Kastamonu (RNK) – 27

Bu üçüncü iddiasının sonunda “gaybı Allah’tan başka kimse bilmez” şerhini koymuş. Yani kesin bu tarihte olacak anlamı çıkarılmamalı…

Ben sadece 3 tanesini buraya aktardım. Aslında daha birçok buna benzer ifadeleri var.

Hicri takvime göre 1438 de olduğumuz düşünülürse 1545 ten düştüğümüzde; Dünya’mızın tam 100  küsur yıl gibi bir ömrü kalmış demektir. Yani Hawking’den 100 yıl önce dünyamızın yaşanmaz bir hal alacağını ve her yıldız gibi onun da bir ömrü olduğunu, günü geldiğinde vefat edeceğini bildirmiş.

Ancak; Bediüzzaman Said Nursi ile Stephen Hawking bir noktada farklı düşünmekte ve inanmaktadırlar. O da; insanların nereye gitmeleri hususundaki tavsiyeleridir.

Stephen Hawking başka bir Yıldızı hedef gösteriyor. Yani bir cihetle Meçhulü hedef gösteriyor. Henüz böyle bir yıldız, hayat dolu bir yıldız keşfedilmediğine göre, hem en yakın yıldızın bir milyon ışık yılı uzaklıkta olduğu düşünülürse Ulaşılması zor bir hedef.

SİNGAPUR’DA İSLAMİYET VE RİSALE-İ NUR HİZMETLERİ…

Ama Bediüzzaman Said Nursi onun gibi Ulaşılması zor Bir Meçhule davet etmiyor. Belki; İki kere iki dört eder derecesinde varlığını ispat etmiş olduğu; “…Kadîm-i Bâki’nin makarr-ı saltanat-ı ebediyesine..”
B.Cevab Veriyor – 242  Davet ediyor ve “orayı kazanmaya çalışınız diyor” teşvik ediyor.

Ünlü fizikçi Sahipsiz bir dünya, geleceği olmayan bir insanlık ve adeta yetim bir  nesilden bahsedip kara bir tablo çizerken;

Bediüzzaman Said Nursi müthiş bir düzenden, kudreti sonsuz bir zatın varlığından ve ebedi saadetten bahsederek müjdelerle dolu mutlu bir tablo çiziyor.

Stephen Hawking’i dinleyen bir kişi müthiş bir kıyametten insanlığın sonsuza dek yok olma ihtimalinden ve Karıncalar gibi ezilip gideceğini düşünürken;

Bediüzzaman Said Nursi’yi dinleyen ise: ebedi bir cennete gideceğini ve orada bütün sevdikleriyle beraber olacağını en önemlisi gücü her şeye yetecek olan bir Allah’a kavuşacağını düşünür daha dünyada iken cenneti yaşayabilir.

Birisi korku dolu bir dünya, dehşet verici bir son ve akıbet de yok olup gitme;

Diğeri Sevinç dolu bir dünya ömür boyu mutlu bir hayat ve sonunda ebedi Saadet…

Aklı başında olan elbette Bediüzzaman Said Nursi’yi dinler. Ve onun gösterdiği yolda yürür.

Aklını yitirmiş olan da; karanlık bir gelecek sunan Stephen Hawking’i dinler.

Nurettin Huyut

11.05.2017