Nurdan Haber

Amerikalıların verdiği sözün değerini biliyoruz… gülüp geçtik.

Amerikalıların verdiği sözün değerini biliyoruz… gülüp geçtik.
30 Aralık 2016 - 9:26

– Rusya’nın Afganistan Özel Temsilcisi Kabulov ile röportaj (1)

– “Donald Trump’ın Afganistan’a yeni bir Amerikan yaklaşımı getirmesini bekliyoruz. Sadece Rusya için değil Çin, İran, Pakistan gibi bölgedeki diğer önemli aktörleri de ilgilendiren bazı şeylere eğilmeli”

– “Obama’nın askerleri geri çekme sürecinin çok başında askeri uzmanlarımızın her şeyi hesap ettiğini çok iyi hatırlıyorum: Bu altyapıyı esas alarak, Amerika’nın günümüzde bu üslere yüz bin asker konuşlandırmak için 2 ila 4 haftaya ihtiyacı olacak”

-“Sadece son yirmi yıldır resmen soğuk savaşta değiliz, ancak çok daha uzun süre soğuk savaş yaşadık. “Soğuk Savaş” teknikleri ve teknolojilerini “Soğuk Barıştan” çok daha iyi biliyoruz. Bizim için sorun yok. Tüm zorluklara göğüs germeye hazırız. Biz hiçbir şekilde savaş istemiyoruz, ister soğuk olsun ister başka türlü”

– (Davud Han’ın yaptığı darbe) “Biz planlamadık. Bu bizim için bir başka sürpriz oldu. Çünkü biz o dönemde zavallı Zahir Şah’dan oldukça memnunduk. Zira kendisi alçak gönüllüydü, bizimle mükemmel işbirliği yapıyordu, bunu neden yapalım ki?”

– (Sovyetler’in Afganistan’a girmesi) Yanlış bir karardı. Bunu kabul ediyorum. İki kere yanlıştı hem de. Birincisi biz bunu yapmamalıydık. İkincisi de girdikten sonra oradan hemen çıkmalıydık”

MOSKOVA (AA) – Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Afganistan Özel Temsilcisi Zamir Kabulov, ABD’nin Afganistan işgalinin, Taliban, El Kaide ve bugün de DEAŞ sorununun, Sovyetler Birliği’nin geçmişte bu ülkeye yaptığı yatırımlar ve buradaki rolünün önemine işaret ettiğini söyledi.

Kabulov, AA Dünya Dillleri Yayın Yönetmeni Mehmet Öztürk’e değerlendirmelerde bulundu.

AA: İlk olarak röportaj talebimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim.

KABULOV: Burada küçük bir yorumum olacak, ne zaman Balkanlardan biriyle tanışsam ve konuşsam yüzünde Türk kanı görüyorum. Bu bir miras.

AA: Rusya’nın yayılmasıyla Osmanlı İmparatorluğu arasında bir paralellik görüyorum. Aynı zamanda demografik olarak yayılmışlar. Türkler Osmanlı İmparatorluğu döneminde yayılmış, Osmanlı İmparatorluğu insanların kendi dillerini konuşmasına izin vermiş ancak, Rusya ve Sovyetler birliği kendi dilini dayatmış. Belki ortak bir dil oluşturmak da iyi bir şeydir. Kast ettiğim şey Rusça.

KABULOV: Britanya İmparatorluğu ve bizim kötü bir alışkanlığımız var. Bazen Türk halkı üzerinde geçmişindeki imparatorluğun etkilerini görebiliyorum. Her tür yüzleri görebiliyorum, tek bir yüz, tek tip bir yüz yok, İngiltere’nin aksine. Orada neredeyse tek bir yüz tipi var.

AA: Rus ve Osmanlı imparatorlukları, diğer ırklara pozisyon vermişler. Bu nedenle imparatorluk olmuşlar. Aksi halde olamazlardı. Tabii, Sovyetler Birliği dönemine baktığımızda bunlar derin sorular. Sovyetler zamanında 1953-1963 yılları arasında Serdar Davud döneminde Afganistan’la ilk Sovyet işbirliği başladı, Sovyetler Birliği çok şey yaptı. Bizzat ben Afganistan’da Kabil, Tahar ve diğer bir çok yeri ziyaret ettim, bu kentlerde altyapının büyük bölümü Sovyetler döneminde yapılmıştı. Bilmiyorum belki de, bundan dolayı, Afganların Sovyetler’i övmesi gerekir, ama sonra işler tersine döndü. Sovyetler döneminde Afganistan’a yapılan yatırımların hacmi hakkında bir fikriniz var mı? Bunlar ekonomik sahada, Afgan ordusunun geliştirilmesi ve altyapı içindi. Şahsen Sovyetlerin çok şey yaptığını ve bu eserlerin günümüzde hala var olduğuna inanıyorum.

KABULOV: Yeni nesil Afganlar bunları hatırlamayabilir, öte yandan önceki nesiller bunu bilir, hatırlar. (Son dönemde Sovyetler açısından olumlu noktaya gelinmesine yardımcı olan) birçok faktör sayesinde şimdi de yeni nesiller yakın tarihi öğreniyorlar. Bu faktörlerden bazılarını müsaade ederseniz zikredeyim. Öncelikle ABD, sonra El Kaide, Taliban ve Mücahitler.

AA: Ve bugün de DEAŞ?

KABULOV: Elbette bugün DEAŞ. Bunların hepsinin olumsuzlukları Sovyetler Birliği’nin Afganistan’daki yapıcı rolünün hatırlanmasına yardımcı oldu. Dolayısıyla biz bütün bu unsur ve faktörlere minnettarız. Bazılarının düşmanı olsak da bazıları hala bizim ortağımız. Bununla ABD’yi kastediyorum. Yeni trendler görebiliriz, şu an sadece tahmin tabi. Bakalım, (Donald) Trump Afgan politikasını açıklasın, sonrasında sözlerini değil eylemlerini yargılarız.

AA: Afgan politikasını revize edecek mi sizce? Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

KABULOV: Bilmiyorum, ama kendisi dahil herkes Trump’ın bir iş adamı ve pragmatik biri olduğunu söylüyor. Eğer böyleyse, politikayı değiştirmeli. Amerikalıların müttefikleri ile (Afganistan’da) geçirdiği 15 yılda durum her geçen gün daha da kötüleşti.

KABULOV: ABD, 15 yılda tek başına 1 trilyon dolar harcadığını iddia ediyor. Nasıl harcadıklarını bilmem ama, paranın tamamı Afganistan’a gelmedi. Fark etmez, bu bizim paramız değil. Kendi paralarını kendileri saysın. Bizim için bu paranın Afganistan’a gelmesi önemli. Bir zamanlar Sovyetlerin yaptığına benzer işler için geldi. Ama nafile. Bu nedenle duruma baktığımızda Trump’ın bunu değiştirmek için bir şeyler yapacağını varsayıyorum. Bu neden böyle, Amerika neden bu kadar çok para, insan kaynağı ve diğer şeyler harcıyor ve sonuç olumsuz kalıyor? Bu yüzden bir şeyler yapılmalı. Tabii, herkes bunun için Rusya’yı suçluyor. Suçlamak kolay. Bu insanlar Rusya’yı suçlarken soğuk savaş döneminde yaşamadığımızı unutuyorlar. Sadece son 20 yıldır resmen soğuk savaşta değiliz ancak çok daha uzun süre soğuk savaş yaşadık. Soğuk savaş teknikleri ve teknolojilerini soğuk barıştan çok daha iyi biliyoruz. Bizim için sorun yok. Tüm zorluklara göğüs germeye hazırız. Biz hiçbir şekilde savaş istemiyoruz, ister soğuk olsun ister başka türlü. Donald Trump’ın Afganistan’a yeni bir Amerikan yaklaşımı getirmesini bekliyoruz. Sadece Rusya için değil Çin, İran, Pakistan gibi bölgedeki diğer önemli aktörleri de ilgilendiren bazı şeylere eğilmeli. ABD’nin Afganistan’daki savaşı neden kaybettiğinin kesin bir yanıtına sahip değiliz. Bu yenilginin sonunda, Barack Obama bir yandan Afganistan’daki asker sayısını azaltırken diğer taraftan Afganları BSA’yı (ABD-Afganistan Stratejik Ortaklık Anlaşması) imzalamaya zorladı. Önce bunu Hamid Karzai ile denediler, daha sonra yeni yönetime (Afgan topraklarında) dokuz Amerikan üssü verilmesini öngören sözkonusu anlaşmayı imzalattılar. Türkiye’de sadece bir üsleri var, Afganistan’da dokuz büyük, artı on askeri üssü kullanma hakları var. Bu neden böyle?

AA: Bu durum sizi rahatsız ediyor mu?

KABULOV: Elbette. Neden rahatsız edici olmasın ki? Neden Afganistan’da? Afganistan nerede, ABD nerede! Meksika’da benzer bir şey yapsak, bu ABD için rahatsız edici olmaz mı? Küba’da bunu tecrübe ettik. Sonuçlarını biliyoruz. Bunun modasının geçtiğini düşünüyorum. Tüm bunların, “aptalca”, Afganistan’da 15 yıldır süren terör karşıtı retorik ve eğitim için olduğunu söylemeye çalışıyorlar. Aptal ve beyinsiz insanlarla konuşmuyorsunuz. Bizler sebeplerin ne ve ne için olduğunu biliyoruz. Bu meselenin üzerine gidilmelidir. Rusya yalnız değil ve asla olmayacak. Bu durumu hiçbir zaman hoş görmeyecek.

AA: Afganistan’daki ABD işgalinin sebebi nedir?

KABULOV: Öncelikle çok çeşitli amaçları var. İran’dan kovulunca bu soruna sahip oldular.

AA: 1979?

KABULOV: Evet, İran’da 1979 İslam Devrimi. Asya’nın bu bölgesinde çok geniş bir alanı kontrol etme kapasitesine sahip, bölgedeki en büyük askeri üslerini kaybettiler. Afganistan bu yüzden uygun bir seçenekti. Çünkü Amerikalılar Pakistan’ın nükleer kapasitesiyle ilgili gerçekten endişeliydi. Birincisi askeri-politik, ikincisi ekonomik açıdan. Afganistan dünyadaki en büyük üç hidrokarbon rezervinin merkezinde; Basra Körfezi, Hazar Denizi ve Orta Asya. Afganistan bunların merkezinde, onlara erişmek için yakın konumda. İran, daha önce Şah döneminde bu amaca hizmet etti. Büyüyen Çin ve Rusya’nın canlanmasıyla böyle bir şeye ihtiyaç duydular. Gerektiğinde saldırmak için her şey var orada. Orada sahip olunan çok tehlikeli ve elverişli teknolojilerden haberdarız. Obama’nın askerleri geri çekme sürecinin çok başında askeri uzmanlarımızın her şeyi hesap ettiğini çok iyi hatırlıyorum: Bu altyapıyı esas alarak, Amerika’nın bu üslere yüz bin asker konuşlandırmak için 2 ila 4 haftaya ihtiyacı olacak. Uluslararası hukuk açısından bu bir işgal değil. Bir ülkenin hükümetiyle ikili anlaşması, meşru olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle saygı duymak zorunda kaldık. Ancak Afganları en başından beri Amerikalılar bu altyapıyı ulusal çıkarlarımıza karşı kullanırsa bunun ikili ilişkilerimiz üzerinde etkileri olabileceği konusunda uyardık. Onlar (Afganlar) Amerikalıların söz verdiğini söyledi. Tabii, Amerikalıların verdiği sözün değerini biliyoruz. Bu yüzden biz ve liderlerimiz gülüp geçtik. İşte hikaye budur.

AA: İkinci sorum 27 Aralık 1979’daki Sovyet ordusunun askeri müdahalesi hakkında. Davud zamanından beri Afganistan ile ilişkiler iyi olmasına rağmen, Sovyetlerin Afganistan’a askeri müdahalesinin arkasında yatan sebepler nelerdir?

KABULOV: İlişkiler Davud döneminden beri değil. İlişkilerimiz bir aşamada başladı ve sonrasında hiç kesintiye uğramadı. İlişkilerimiz, Emanullah Han hükümetini önce biz, sonra sizin (Türkiye), tanımamızdan itibaren başladı.

AA: 1919?

KABULOV: Evet, 1919. Biz Mayıs ayında ve sizde aynı yıl bizden biraz sonra Emanullah’ı egemen bir lider ve Afganistan kralı olarak tanıyan ilk iki ülkeydik. Afganistan ile ilişkilerimiz kesintiye uğramadı ancak 2. Dünya Savaşı’ndan sonra, 1953’te daha fazla gelişmeye başladı. Çünkü soğuk savaş dönemiydi. Amerikalılar İran’da Musaddık darbesini düzenledi ve İran’ı kendi maşalarına çevirdi. O sırada bunu başardılar. Bu yüzden Afganistan çok daha önemliydi. Haklısın, bölgede çok uzun yıllar geçirdim, geçmiş hakkında çok şey biliyorum ama gelecek hakkında hiçbir fikrim yok. Elbette Hindistan ve Pakistan’ın bağımsızlıklarını kazanması da bunu etkileyen bir faktör oldu. Aslında, Afganistan ile ekonomik etkileşim 50’li yılların başında başladı. Ancak bunun en büyük kısmı 60’lı yıllardı.1954’ten sonra 20 yıl Afganistan’a çok yardım ettik. Büyük projeler o döneme aittir. Zahir Şah’ın yönetimi sırasında. Davud, Kral tarafından görevden alınana kadar başbakandı. Daha sonra darbe yaptı.

AA: Darbeyi kendi başına mı yaptı?

KABULOV: Pekala, bizimle ilgisi yoktu. Biz planlamadık. Bu bizim için bir başka sürpriz oldu. Doğru, darbeye katılan pek çok askeri yetkili Sovyetler’de eğitim gömüştü. Ancak askerlerin hepsi, 1919 yılının başından itibaren Afganlar için iki büyük askeri eğitim merkezi olarak görülen bizden (Sovyetler) ya da sizden (Türkiye) mezun olmuştu. Afgan ordusuna bu eğitimi siz de verdiniz.

AA: Bazı subaylara

KABULOV: Elbette, biz ücretsiz ve daha iyi koşullar sunduk, bu yüzden pek çoğu Rusya’ya geldi. Sovyetler Birliği, Davut Han darbesinin arkasında değildi. Çünkü biz o dönemde zavallı Zahir Şah’dan oldukça memnunduk. Zira kendisi alçak gönüllüydü, bizimle mükemmel işbirliği yapıyordu, bunu neden yapalım ki? Bu yüzden talihsiz bir andı ve sonrasında pek çok subay, Davut Han tarafından kovuldu, çünkü korkuyordu ve yeni bir oyuna başlamak istedi, uluslararası bir oyuna! Askerler de rollerini yerine getirdiler. Şimdi Sovyetler Birliği, Komünist Parti politbürosunun neden bunu yaptığını (Afganistan’a askeri müdahalede bulunduğunu) anlamak için o zamanın algılarıyla düşünmek gerekir. Bu tam anlamıyla “Soğuk Savaştı”. İki kutuplu dünya idi. Komunist Parti ve lider kadrosu vardı. Herşeye bu prizmadan bakmak gerekir.

Amerikan maşası Şah’ın yanında Afganistan’ın da aynı safta yer almasının büyük sorun olacağı algısı vardı. Askeri üsler ve roket rampaları oldukça önemli idi. Teknoloji bugünkü kadar gelişmemişti. Sovyetler Birliği Komunist liderliği belki de Afganistan’ın Amerika tarafına geçme ihtimalinden endişeliydiler. Daha sonra “Ruslar Pakistan’a da girecek, sıcak sulara inmek istiyorlar “ gibi aptalca yorumlar yapıldı. Bununla ilgili tek bir doküman yoktur. Daha da ileri gidilmesini kimse tartışmadı. Ancak, her durumda Afganistan’da bulunmak önemli idi.

AA: Bu karar yanlış mıydı?

Kabulov: Evet yanlış bir karardı. Bunu kabul ediyorum. İki kere yanlıştı hem de. Birincisi biz bunu yapmamalıydık. İkincisi de girdikten sonra oradan hemen çıkmalıydık.

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )