Nurdan Haber

Eğitim Dosyası Yaratılış Raporu-8

Eğitim Dosyası Yaratılış Raporu-8
14 Mart 2018 - 7:00

 

EĞİTİM DÜNYAMIZIN YENİDEN İNŞASI DEĞERLENDİRME RAPORU

CEMİYETİN HUZUR VE SAADETİ, İNSANLARIN ALLAH VE AHRET İNANCINA DAYALI KUVVETLİ BİR EĞİTİM ALMASINA BAĞLIDIR

Dinin koyduğu bir takım kuralların insanın şahsi hayatında olduğu gibi, toplum hayatında da çok önemli rolü vardır. Bu kurallar o cemiyette asayiş ve huzurun teminini sağlar. Çünkü din yalnız imandan ibaret değildir.

Cemiyet hayatını ilgilendiren salih amel dahi dinin diğer bir kısmıdır. Katl, zina, hırsızlık, kumar, şarap gibi toplum hayatını zehirleyen pek çok büyük günahları işleyenleri onlardan men etmek için, yalnız hapis korkusu ve hükümetin bir polisinin görmesi düşüncesi kâfi gelmez. Herkesin yanında daima bir polis, bir hafiye bulundurmak da mümkün olmadığına göre, serkeş nefisler o pisliklerden ve kötülüklerden nasıl uzak tutulacaktır?

Beşerî kanunlarla bu kötülüklere önceden mani olmak mümkün değildir. Suç işlendikten, namus elden gittikten ve adam öldükten sonra kanun suçlunun yakasına yapışmaktadır. Hâlbuki dinen bunun tedbiri önceden alınabilir.

İşte bunun çaresi gençlere Allah ve ahret inancının verilmesiyle mümkündür. Kuvvetli bir iman dersi alan kimse salih ve güzel amelin mükâfatının cennet, kötü amelin neticesinin de Cehennem hapsi ve gazab-ı İlâhî olduğunu düşünür ve o fenalıktan kolayca kurtulur.

Toplumda yediden yetmişe her kesimin huzuru, rahatı, mutluluğu, birlik ve beraberliği, kardeşliği için cemiyetin Allah ve ahiret inancına olan ihtiyacını Bediüzzaman şöyle dile getirmektedir:

“Hem her bir şehir kendi ahalisine geniş bir hanedir. Eğer iman-ı ahiret (ahirete iman) o büyük aile efradında hükmetmezse, güzel ahlâkın esasları olan ihlâs, samimiyet, fazilet, hamiyet, fedakârlık, rıza-yı İlâhî, sevab-ı uhrevî yerine garaz, menfaat, sahtekârlık, hodgâmlık, tasannu, riya, rüşvet, aldatmak gibi haller meydan alır. Zâhirî âsâyiş ve insaniyet altında anarşistlik ve vahşet mânâları hükmeder; o hayat-ı şehriye (şehir hayatı) zehirlenir. Çocuklar haylâzlığa, gençler sarhoşluğa,  kavîler (kuvvetliler) zulme, ihtiyarlar ağlamaya başlarlar.

Buna kıyasen, memleket dahi bir hanedir ve vatan dahi bir millî ailenin hanesidir. Eğer iman-ı âhiret bu geniş hanelerde hükmetse, birden samimî hürmet ve ciddî merhamet ve rüşvetsiz muhabbet ve muavenet ve hilesiz hizmet ve muaşeret ve riyâsız ihsan ve fazilet ve enâniyetsiz büyüklük ve meziyet o hayatta inkişafa başlarlar.

Çocuklara der: “Cennet var, haylazlığı bırak.” Kur’ân dersiyle temkin verir. Gençlere der: “Cehennem var, sarhoşluğu bırak.” Aklı başlarına getirir.

Zâlime der: “Şiddetli azap var, tokat yiyeceksin.” Adalete başını eğdirir.

İhtiyarlara der: “Senin elinden çıkmış bütün saadetlerinden çok yüksek ve daimî bir uhrevî saadet ve taze, bâki bir gençlik seni bekliyorlar. Onları kazanmaya çalış.” Ağlamasını gülmeye çevirir.

Bunlara kıyasen, cüz’î ve küllî her bir taifede hüsn-ü tesirini (güzel etkisini) gösterir, ışıklandırır. Nev-i beşerin hayat-ı içtimaiyesiyle (insanların toplum hayatıyla) alâkadar olan içtimaiyyun ve ahlâkıyyûnların kulakları çınlasın! İşte, iman-ı âhiretin binler faidelerinden, işaret ettiğimiz beş altı nümunelerine sairleri kıyas edilse, kat’î anlaşılır ki, iki cihanın ve iki hayatın medar-ı saadeti yalnız imandır[37].”

Demek ki, hem dünya ve hem de ahret hayatının saadeti kuvvetli bir imanın verilmesiyle mümkündür. Çocukların ve gençlerin ailede yeterince bu iman derslerini alamadıkları da ortadadır. Bu bakımdan eğitimcilerin müfredat ve ders kitaplarını hazırlamada bu hususu göz önünde bulundurmaları gerekir.

 

SONUÇ

Eğitim dünyamızın yeniden inşası için ders müfredatları ve kitaplarının hazırlanmasında göz önünde tutulması gereken hususlar:

  1. Ders kitaplarındaki konular; fiilden fâile, eserden ustaya, sanattan sanatkâra intikal ettirecek şekilde işlenmelidir. “Ne güzel” yerine, “Ne güzel yapılmış” denmelidir.
  2. Müfredatın kazanımlar kısmında; tevhit dili, tevhit inancı ve tevhit mesajının verilmesi istenmelidir.
  3. Dini eğitim Anaokulu’ndan itibaren başlatılmalıdır.
  4. Kitaplarda, menfi milliyetçilik ve ırkçılığın zararları çok iyi anlatılmalı, ayrımcılığın zararları akıl, mantık, tarih, din ve bölge gerçekleri açısından işlenmelidir.
  5. Kitaplar, ateizmi esas alan pozitivist felsefeden ve şüpheci düşüncelerden arındırılmalıdır. Kâinata mânâ-yı harfiyle ve Allah hesabına bakmak lâzımdır. Nimete bakıldığı zaman Mün’im, san’ata bakıldığı zaman Sâni, sebeplere bakıldığı vakit Müessir-i Hakikî zihne ve fikre gelmelidir. Bunun için fennî konular tevhit inancı ile yoğrularak verilmelidir.
  6. Kitaplarda geçmişle geleceğin köprüsü olan millî dil kullanılmalı, uydurukça kelimeler yer almamalıdır.
  7. Müfredatta ve ders kitaplarında Allah’ın ismi yerine, O’nun isimlerinden olmayan “Tanrı” kelimesi kullanılmamalı, Cenab-ı Hakk’a ait olan “Yaratır, Yarattı, Yaratıcı, Yaratıcılığı” gibi ifadelere insanların fiillerinde yer verilmemelidir.
  8. Din dersleri orta öğretimde mecbur olmalı, hangi dini tercih edeceği seçime bırakılmalı, öğrenciler dinsiz bırakılmamalıdır.
  9. Ders kitaplarında kültürümüze ve inancımıza uymayan ahlakı bozucu müstehcen resimlere yer verilmemelidir.
  10. Ders kitapları Millî Eğitim Bakanlığı tarafından kurulacak komisyonlara bizzat hazırlatılmalıdır. Böylece tevhit inancını esas alan ruh kitaplara kolayca yansıtılabilir.
  11. Müfredata göre hazırlanmış kitapları ders verecek öğretmenlerin hizmet içi eğitim kurslarıyla intibakı sağlanmalıdır.
  12. Yabancı dildeki kitaplar, kendi ülkemizde ve kendi kültürümüze göre hazırlanmalıdır.
  13. Felsefe ve sosyoloji gibi sosyal dersler ve müfredatı, fertlere emniyet ve asayişi temin edecek müsbet davranışı kazandıracak şekilde tanzim edilmelidir.
  14. Hayata ümitle ve lezzetle baktırmak için ders konuları; “Güzel gören güzel düşünür. Güzel düşünen hayatından lezzet alır” bakışını kazandıracak tarzda işlenmelidir.
  15. Din Kültürü ve Ahlak bilgisi dersleri ile Din dersleri, farklı inanç ve kanaatte olanlara hoşgörü ile bakacak ve karşıdakini tekfir etme yoluna gitmeyecek tarzda şekillendirilmelidir.
  16. Kitaplarda seçilen resimler Anadolu insanını yansıtır tarzda olmalı. Mesela, anne resminde sadece tesettürsüz olan değil, bütün renkleri yansıtır tarzda olmalıdır.
  17. Müslüman âlimlerin icatlarına kitaplarda yer verilmelidir.
  18. İsraf sefahatin, sefahat sefaletin kapısıdır”. Hakikatince kitaplarda, israf, iktisat, kanaat, şükür gibi kavramlar sıklıkla işlenmelidir.
  19. Ders kitaplarında hayatın bir “mücalede” değil, “yardımlaşma” olduğu ifadesine ve manasına yer verilmelidir.
  20. Bâtılı iyice tasvir etmek sâfi zihinleri idlâldir.” Kaidesince, fena şeylerle meşguliyet fena tesir eder, fena iz bırakır. “Menfilikleri öğrenerek mücadele edeceğim” gibi saf bir niyetle başlayıp menfi şeylerle meşgul ola ola dinî bağları ve dinî salâbet ve sadakati eski haline nazaran gevşemiş olanlar olmuştur. İnanç konusunda böyle olduğu gibi, sigara ve uyuşturucu bağımlılığı ve ahlakî olmayan bir takım davranışların ve kötü alışkanlıkların tasviri teşvik edici hükmüne geçmektedir. Bu bakımdan ders kitaplarında menfilikleri tasvir etmeden müsbeti verilmelidir.

 

 

Dipnot: [37] Nursi, B. S. Şuâlar. Envar Neşriyat, İstanbul, 1995, s. 226-227.

 

Bitti:

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )