Nurdanhaber – Haber Merkezi
Mezkûr âyetin her bir cümlesinin heyetindeki vech-i intizam:
Evet kat’iyeti ifade eden وَاِذَا قٖيلَ لَهُمْ deki اِذَا kötü ve fena şeyleri men’ ve nehyetmek lâzım ve vâcib olduğuna işarettir.
Fâilin terkiyle sîga-i meçhul ile zikredilen قٖيلَ kötü bir şeyi nehyetmek, farz-ı kifaye olduğuna işarettir.
Menfaat ve lütfu ifade eden لَهُمْ deki ل yapılacak nehiylerin tahkir ve tahakküm suretiyle değil, ancak nasihat tarzı ile lâzım olduğuna işarettir.
لَا تُفْسِدُوا şöyle bir kıyas-ı istisnaîye işarettir ki: “Böyle yapmayın, aksi takdirde karışıklıklar meydana gelir. İnsanlar arasında itaat rabıtası kesilir. Adalet ihtilale inkılab eder. İttifak ve ittihadın ipleri kırılır. Fesat doğmaya başlar. Öyle ise böyle yapmayın ki, fesat olmasın.”
فِى الْاَرْضِ nehyi tekid, zecri idame ettiriyor. Çünkü nasihat muvakkat olduğu için inzicarın devamı lâzımdır. Bu da vicdanın heyecana getirilmesiyle olur. Bu dahi ya şefkat-i cinsiyenin uyandırılmasıyla veya nefret-i umumiyeye maruz kalmak korkusuyla olur. Evet فِى الْاَرْضِ kelimesi her iki ciheti de temin eder. Zira “arz” kelimesi lisan-ı haliyle:
“Sizin bu fesadınız nev-i beşere sirayet eder. “
“Nev-i beşerin bilhassa fakir fukara, masumların sizlere kötülüğü nedir ki onlara karşı böyle fenalıkta bulunursunuz? “
“Şefkat-i cinsiyeniz yok mudur, ne için merhamet etmiyorsunuz?”
“Pekâlâ, teslim ettik ki sizin şefkat-i cinsiyeniz yoktur. Hiç olmasa nefret-i umumiyeden korkunuz.” diye onları ikaz ediyor.
Sual: Onların maksatları umum insanlar değildir. Ne için onların fesadı bütün insanlara sirayet etsin?
Cevap: Evet, siyah bir gözlüğü takan adam her şeyi siyah ve çirkin görür. Kezalik basiret gözü de nifak ile perdelenirse ve kalp küfür ile peçelenirse bütün eşya çirkin ve kötü görünür. Ve bütün insanlara belki kâinata karşı bir buğz, bir adavete sebep olur. Hem de küçük bir dişin kırılmasıyla büyük bir makinenin müteessir olduğu gibi, bir şahsın nifakıyla heyet-i beşeriyenin intizamı müteessir olur.
Zira adalet, intizam, İslâmiyet, itaatle olur.
Maalesef onların serptikleri zehirler tabakadan tabakaya intikal ede ede, bu zillet, sefaleti ismar etmiştir.
(İşârât’ül-İ’câz fî Mezann’il-İ’câz Sh: 102) (Y)