Nurdanhaber – Haber Merkezi
Sual: Münafıkların istihzası, devamı ifade eden ism-i fâil sîgasıyla olduğu halde; Cenab-ı Hakk’ın mukabil istihzası, teceddüdü ifade eden fiil-i muzari sîgasıyla yapıldığında hikmet nedir?
Cevap: Tazip, tahkirler; tebeddül ve teceddüd ile tesirleri çoğalır. Zira bir çeşit üzerine devam eden bir elemin tesiri gittikçe azalır. Tazelendikçe tesiri çok olur. Bu manayı ifade eden, ancak fiil-i muzaridir. İsm-i fâil ise yalnız devamı ifade eder.
وَيَمُدُّهُمْ فٖى طُغْيَانِهِمْ يَعْمَهُونَ
Yani “Dalalet esbabına tevessül etmekle, dalaletin talebinde bulunmuşlardır. Allah da onlara dalalet vermiştir.”
Allah tarafından yardımın yapılmasını ifade eden يَمُدُّ kelimesi, abdin hâlık-ı ef’al olduğunu iddia eden İtizal mezhebinin reddine işarettir. Ve onların lisan-ı hâl ile istekleri üzerine Allah’ın onlara yardım ettiğine delâlet eden يَمُدُّ nün tazammun ettiği يَسْتَمِدُّ cümlesi; abdin elinde bir şey yok, hep Allah’tan olduğunu iddia eden mezheb-i Cebr’in reddine işarettir. Zira onlar sû-i ihtiyar ve arzularıyla istemişler, Allah da onların istediklerini vermiştir.
طُغْيَانٌ kelimesinin هُمْ zamirine izafesi; tuğyan cinayeti onların ihtiyarıyla husule gelip, cebir ile alâkadar olmadığından “Bizler Allah’ın cebriyle bu tuğyanı yapıyoruz.” diye mazeretlerinin reddine işarettir. طُغْيَانٌ unvanı ise onların zararı, tufan gibi bütün mehasin ve kemalâtı tahrip ettiğine îmadır.
يَعْمَهُونَ Yani “Tuğyan ve dalaletlerinde mütehayyir ve mütereddid şahıslardır. Ne meslekleri var ve ne muayyen bir maksatları vardır.”
***
(İşârât’ül-İ’câz fî Mezann’il-İcâz Sh: 117 -118) (Y)