Nurdanhaber – Prof. Dr. Sıtkı GÖKSU
Kuzey Kıbrıs’a 2012 yılında ve 2018 yılında olmak üzere 2 defa gittim. Kıbrıs’ı ve bizim deyimimizle şehirlerini onların deyimi ile kazalarını ziyaret ettim. Başta söylemek gerekirse Kuzey Kıbrıs bir öğrenci cenneti. Veya bacasız endüstri olarak burada tüm dünyadan öğrencilerin de geldiği üniversitelerin yoğun olduğu bir ada. Bir eğitim kurumu. Kuzey Kıbrıs’ın nüfusu 350 000 civarında. Üniversitelerde okuyan öğrenci sayısı 70,000
Başkent Lefkoşa’dan başlayarak Kıbrıs’a gitmek için nedenlerimizi sıralayalım.
Lefkoşa:
Dünyanın bölünmüş başkentlerinden biri olan Lefkoşa’nın ilk yerleşim yeri diğer kadim şehirlerde olduğu gibi surların içinde yer alıyor. Sur içindeki çok sayıda tarihi yapı ve daracık sokakların arasında canlı bir şehir havası kesin olarak görülmesi gereken bir yer yapıyor. Lefkoşa’da ziyaret edilecek yerler arasında ilk sırada, başta Selimiye Camisi var. Hemen o civarda Bursa’daki Koza Hanına benzeyen Büyük Hanı unutmayalım. Ayrıca Arap Ahmet Camii, Girne Kapı, Tarihi Venedik Sütunu, Bedesten, Saçaklı ev, Lefkoşa Mevlevihanesi-Mevlevi Müzesi, Barbarlık Müzesi, Haydarpaşa Camii, Lefkoşa Surları, Derviş Paşa Konağı- Etnografya Müzesi, Taş Eserler Müzesi, Sultan Mahmut Kütüphanesi sayılabilir.
Gazimağusa:
Bu şehrin kalesi çok zor alınmış. Kalenin etrafına hendek kazılmış ve hendek su ile doldurulmuş. Bu kalenin ve Kıbrıs’ın 1571 yılında 50 000 şehit verildiği bildiriliyor. Yani Gazimağusa kalesini görüp ve Canbulat Bey ile ilgili hatıraları dinlemek veya okumak gerekiyor. Lala Mustafa Paşa Camisi 1299 yılında kilise olarak yapılmış. Caminin girişinde sol tarafta cami ile yaşıt anıt ağaç mutlaka görülmesi gerekenlerden. Cümbez Ağacı veya Tropikal İncir 1298 yılında dikildiği sanılıyor. İskana kapalı olan “Kapalı Maraş” bölgesi uzaktan görülebilir. İçine girilmesine izin verilmiyor. Namık Kemal’in sürgün olarak kaldığı Namık Kemal Zindanı ve Müzesi, Sinan Paşa Camii , Othello Kalesi , Mağusa Surları , St. Barnabas manastırı ve türbesi, İskele’de Altıkum Plajı, İskele’de Zafer Burnu. Haritada dikkatimizi çeken Kıbrıs’ın kuzey doğusunda bıçak gibi uzanan burundur.
Güzelyurt:
Güzelyurt’a çilek mevsiminde giderseniz dalından çilekleri kendiniz koparıp satın alabilirsiniz. Güzelyurt Doğa ve Arkeoloji Müzesi görülecek yerlerden. Bölgede çıkan arkeolojik eserler sergileniyor. Özellikle altın bir taç var ki Kıbrıs’ta çıkarılmış en değerli parçalardan biridir. Ayrıca müzenin alt kısmında yine bu bölgede yaşayan hayvan örnekleri doldurulmuş halde sergileniyor.
Lefke:
Özellikle İngilizler ve diğer yabancı ülkelerden çok müridi olan, kendisi de sağlığında çok iyi İngilizce konuşabilen Şeyh Nazım-ı Kıbrisi’nin dergahını ve türbesini ziyaret edebilirsiniz.
Girne:
Mavi Köşk, Karaoğlanoğlu Şehitliği, Hz. Ömer (RA) türbesi. Bu Hz. Ömer halife olan Hz. Ömer bin Hattab değil bir başka sahabi olan Hz. Ömer. Son seyahatimizde çok güzel çevre düzenlemesi yapıldığını gördük. Girne’de görülecek yerlerden Girne Yat Limanı, Girne Kalesi, St. Hilerion Kalesi, yakın bölgedeki Kantara Kalesini de düşünmelidir. Kantara Kalesi, Kıbrıs’taki Beşparmak Dağları’nda bir kale. Adanın kuzey kıyısıyla Mesarya Ovası’nı kontrol edebilmek için inşa edilmiş. Karayoluyla Gazimağusa şehrinin 42 km kuzeyinde yer alıyor. Beşparmak dağları adını oradaki bir kayanın yumruk yapılmış bir ele benzemesinden alıyor.
Kıbrıs’a gitmişken endemik kuşları, endemik bitkileri, el işlerini, deniz kaplumbağalarını, Kıbrıs Eşeğini, görebilirsiniz. Mutfak olarak hellim peyniri yemeyi ve satın almayı, şeftali kebabını, fırın kebabını, ekmek kadayıfını, kolokası, pirohuyu, ceviz macununu da hatırlatalım.
