1969 yılında Süleymaniye medresesinde Said Nursi hazretlerinin talebesi rahmetli Zübeyir Gündüzalp ağabeyin yanında hizmet eden Ahmet Emin Dernekli Ağabey, son günlerde kendisi tarafından anlatılan Zübeyir Ağabey ile arasında geçen bir soru cevap hatırasını bazı art niyetli kişilerin yanlış mana vererek paylaşılması üzerine bir açıklama yayınladı. İşte o yazısı..
İşte Üstadımız;
“Şimdi bütün talebelerin fevkinde diyerek değil, benim en yakınımda hizmetimde olup bir derece tam tarz-ı hareketimi bilenler ve yakından görenler içinde, dört-beş adamı mutlak vekil yapıyorum. Ben ölsem veya hayatta şuursuz kalsam, Nurlara karşı hizmetimin tarzını bilerek tam yapabilsinler. Şimdilik Tahiri, Sungur, Ceylan, Hüsnü ve bir-iki adam daha mutlak vekilim olarak vasiyet ediyorum.” demekle o ağabeylerimizin sadakat ve ihlaslarına istinaden onları tarzına mutlak vekil tayin etmiştir.
Bahse konu olan hatıram şöyle;
Emirdağ -2 lahikası yeni basılmıştı. Tashihinde çalıştığımız için orada geçen mutlak vekil kavramı ne anlama geldiğini merak ettim ve düşündüm. Zübeyir Abi Süleymaniye’deki ikinci kattaki odasındaydı. Kendisine şöyle bir soru sordum:
“Mutlak vekil ne demektir?” verdiği cevap şöyle oldu:
“Mutlak vekil hamallık ve hizmetkarlıktır. Taarruz olur, mahkemeye celp ederler. Çıkar Nurların müdafaasını yaparız. Eğer “Ben Üstadın vekiliyim, şuyum, buyum.. bundan sonra beni dinleyiniz diye bir söz benden duyarsanız Dr. Macit ile Dr. Mehmet Akay’a vasiyet ettim. Bir iğne vurun, öldürün.. katil olmazsınız. Hakkımı helal ediyorum.”
Birinci Nokta : Zübeyir abi de benden “Ben Üstadın vekiliyim, şuyum, buyum.. bundan sonra beni dinleyiniz” diye başlıyan cümlesinin manası,
–“Üstadı değil! Beni dinleyin” ifadesinin, üstada ihanet olduğunu ifade ediyor. Yani sadakatinin gereği, böyle bir ihanet bende görürseniz, böyle yaparsınız diyor.
Not: Mutlak kelimesi üstadın tarzında Mutlak Vekil demektir.
Ahmet Emin Dernekli
Risale Ajans