Nurdan Haber

DAVA ADAMI NASIL YETİŞİR?

DAVA ADAMI NASIL YETİŞİR?
27 Ocak 2017 - 16:54

DAVA ADAMI NASIL YETİŞİR?

Erdoğan Esenkal

1962 yılında Zübeyir Gündüzalp’in İstanbul’a gelip Süleymaniye 46 numaralı medrese-i Nuriye de ikamete başlaması ile birlikte İstanbul’da Risale-i Nur hizmetleri ve külliyatın basımı yeni bir düzen, disiplin ve ivme kazanır. O yıllara ait bazı anekdotları aktararak, Zübeyir Gündüzalp’in, insanları idare etme ve dava adamı yetiştirmede ki, maharet ve muvaffakiyetine bir parça değinmek istiyorum.

Hamdi Sağlamer ağabey’den dinlediğim bir anı şöyledir;

-Sinan Omur Matbaası’nda entertip (dizgi) makinesinde çalışan aşırı solcu biri vardı. Ona Risale-i Nurları baskıya hazırlaması için çok titiz davranıp hiç tahrik etmemek lazımdı. Hâlbuki o kişi de çok sırnaşık biriydi. Davranış ve sözleriyle bizi çok taciz ediyordu. Bir şey desek hiç gecikmeden bizi ihbar edecek vaziyeti vardı. Ben de neredeyse kendisi ile kavga edecek durumdayım. Zübeyir Ağabey bir gün beni odasına aldı. “Hamdi kardeş, o kişi Risaleleri basıyor ve Nura hizmet ediyor. Sen ona hizmet etmekle ona değil, Risale-i Nur’a hizmet ediyorsun. Hatta matbaaya gittiğin her zaman ona bir paket sigara da al.”Dedi.

O solcu ve dine karşı adam çok sigara içermiş. Zübeyir Ağabey de müthiş sigara düşmanı birisi aslında. Ama ne yapacaksınız? Bu adamı sigara içmekten vazgeçirip düzeltmek zaman alacak bir şey ama Risale-i Nur’un baskısı her şeyden önemli ve acil. Risalelere ihtiyaç çok fazla, basılı kitapta o nispette çok az. O zamanlar baskı imkânı yok şimdi ki gibi. Mesela Sözler basılmış haberi gelir, sonra aradan 6 ay, bir sene geçer Mektubat basıldı haberi duyulur. Külliyatın tamamını kolaylıkla alabilmek ancak 80-85’li yıllardan sonra mümkün olabildi.

Zübeyir Ağabey, ‘sigara ver’ diyor ama Hamdi Sağlamer neden bunu yap dedi diye sorgulayabilir. Hamdi Ağabey onu yapar ama eğer aklı, mantığı ve kalbi yatmamışsa, ikna olmamışsa onu kerhen ve isteksizce yapar ve ders çıkaramaz. Zübeyir Ağabey öyle olmaması, hikmetini öğrenmesi, kafasında soru işareti bırakmamak için bazı örnek olaylarda anlatıyor, delillendiriyor ve onu ikna ediyor.

* * *

Hamdi Sağlamer gibi eski bir kabadayıyı, matbaada yapacağı hizmete öyle hazırlarmış ki, ta Eminönü’nden Cağaloğlu’na su getirtip o ustanın elini sabunlattığı oluyormuş. İşte davaya, amaca hizmet budur. Hedefin ne, gayen ne? Risale-i Nurların basılması. Niçin Risale-i Nurların basılması önemli? İnsanların imanlarının kurtulmasına vesile olması için önemli. Esas hedef ne? İnsanların imanının kurtulması. O zaman gayr-i meşru olmayan her fedakarlığı yapacaksın!

O yıllarda (27 mayıs İhtilali yeni olmuş, baskı ve zulüm çok şiddetli, eserler yasak) yapılan Neşir hizmeti çok kritik ve önemli. Matbaalarda çalışanlardan Risale-i Nura muarız çok. Zübeyir Ağabey’in uyarılarıyla onların daima huyuna-suyuna giderek hizmete zararlı olmalarını önlüyor, ufak tefek ikramlarla da fazla çalışmalarını sağlayarak o kişileri faydalı hale getiriyorlar.

Zübeyir Ağabey hizmette görevlendirdiği kişilere sahip çıkıyor ve arkasından onu destekliyor, hata yapmışsa, yanlışı varsa onu dolaylı yoldan, kırmadan, küstürmeden ikaz edip düzelttiriyor.

Bu prensibine uygun ve güzel bir misal vermek gerekirse; O günlerde Anadolu’dan faal ve fedakâr bir kardeş Süleymaniye’ye geliyor. Bir gün oda matbaaya gidiyor. Münasip olmayan bir ortamda, nutuk çeker gibi kendine göre Nurların tanıtımını yapmaya çalışıyor ve zafer kazanmış bir kumandan gibi ‘şunu getir, bunu götür’ edasıyla Hamdi Sağlamer’e adeta emrediyor. O da sonunda dayanamayıp, o kardeşi bir tenhaya çekerek “Seni buraya kim çağırdı? Haydi, git buradan” diye oradan kovuyor. Bu kardeş de; ‘Hamdi kardeş beni matbaadan kovdu’ diye Zübeyir Ağabey’e şikâyet ediyor.

Zübeyir Ağabey de ona; ‘Kardeşim, Hamdi kardeşten ben de çekiniyorum ve matbaaya gitmiyorum. En iyisi sen de gitme’ diye ikaz ediyor. Zübeyir Gündüzalp, tebessüm ederek böyle konuştuğunu Hamdi ağabey’e bizzat söylüyor.

İşte liderlik, rehberlik, idarecilik budur. Zübeyir Ağabey’in yanında o kadar farklı karakterde insanlar var ki; meczup, münzevi, depresif, asabi, agresif, daimi riyazet ve ibadetle meşgul tipler var; bunların yanında dünyada ve ülkemizde olup biten bütün sosyal, siyasi, ilmi, dini meseleleri takip ve analiz edebilen, bir müderris gibi Risale-i Nurları okuyup anlatabilen, hayatını Nurların neşir ve tebliğine adayan, muazzam şirket ve kamu kurumlarını yönetebilecek kapasitede müdebbir ve zekavette fedakarlar, fazilet ve hamiyet sahibi mücahid ruhlar, veli mertebesinde sıddık ve sadık şakirdler, her fıtrat ve kabiliyette insanlar Zübeyir ağabeyin yanında bir araya gelmiş.

Yani en âmî, ümmiden, en zirve, basiretli ve kurmay adama kadar hepsi Süleymaniye’de ki evde beraber kalıyor. Zübeyir Ağabey hepsini çatışma ve kavga ettirmeden, tartışıp, küstürmeden yönetiyor ve hizmet ettiriyor. İşte liderlik, önderlik, feraset bu.!

Zübeyir Ağabey, hizmette görevlendirdiği arkadaşların vazifesine kesinlikle başkasını da müdahale ettirmiyor. Her işin bir tek sorumlusu vardır. İki tane reis, iki tane başkan, iki tane idareci, iki tane padişah olmaz. “İktidar şerik kabul etmez”. Yani yönetim, yetki, yöneticilik ortak kabul etmez düsturunu esas alıyor. En alt düzeydeki sorumluluk da böyle, en yüksek düzeydeki sorumluluk da böyledir. Zübeyir Gündüzalp bu metodu uygulayarak, ihtilafları başlamadan önlemiş oluyor.

Son yılların moda deyimi ile PROAKTİF davranış yöntemini yıllar önce İnsan yönetiminde uyguluyor, vesselam.

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )