Nurdan Haber

Varoluş mucizesi (Senaryolu Belgesel Metni)

Varoluş mucizesi (Senaryolu Belgesel Metni)
09 Mart 2017 - 15:05

Varoluş mucizesi (Senaryolu Belgesel Metni)

Tabiat Risalesi Açılımları Belgesel Projesi için yazılan senaryolu belgesel metni

Geçtiğimiz günlerde Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr.Nadir Çomak hocamızın, “Kızıl Tilki Belgeseli ve Mana-yı Harfi Dili / Bir Belgesel ve Ders Kitabı Dili Denemesi” isimli bir yazısı yayınlandı. Hocamız şu soruyu soruyor: “TRT belgesel kanalında yayınlanan Kızıl Tilki belgeselinde kullanılan determinist dil yerine, mana-yı harfi dili kullanılsa, anlatım ve mana nasıl değişirdi?” ve daha sonrasında bir deneme metni paylaşıyor bizlerle. (İlgili yazının ismini internette aratarak yazıya ulaşabilirsiniz.)

Bizim de bu anlamlı deneme vesilesiyle aklımıza geldi ki, tam üç sene öncesinde kaleme alınan ve maalesef bizde saklı kalarak ortaya çıkamayan bir belgesel projesinin deneme metnini hocamız gibi paylaşalım ki, en azından belki bu yönde çalışacaklara bir hareket ve ilham noktası olur. Belki de bu projeye yeniden hayat vermek için teşebbüs edecekleri haberdar etmiş oluruz.

Öncelikle bu çalışma hakkında bazı bilgilere yer vermek istiyoruz. Daha sonra belgesel çalışmasının proje planını ve senaryolu belgesel metnini paylaşacağız. Bu konuda çalışmayı düşünen kardeşlerimize yardımcı olmak için ise belgesel metni hazırlamaya yardımcı olacak bazı kaynakların ve burada yer verdiğimiz metnin belgesel metni hazırlamaya uygun metin formatında kaydedildiği dosyanın bulunduğu klasörün adresini yazıyoruz: goo.gl/hNIUou Bu adresteki “Belgesel Çalışması Taslak Metni” klasörü içinden dosyalara ulaşabilirsiniz.

Dünya çapında meşhur tabiat ve bilim belgesellerinin büyük firmalarca yapıldığı ve dev bütçelerle çalışıp, yaratıcıyı yok sayıp evrimden bilimsel gerçek olarak bahsettiği bir dünyada yaşıyoruz. Meşhur astronom Carl Sagan’ın 1980 tarihli Cosmos isimli popüler bilim belgeseli bilimi milyonlarca kişiye sevdirdi ama çok aldandı ve çok aldattı. Bu belgeselin modern versiyonu olan 2014 Cosmos belgeselinden çarpıcı bir cümle aktaralım ve bilim adına bakınız nasıl bir propaganda yapılıyor görelim. Belgeselin bir bölümünde aynen şöyle deniliyor: “Her canlı doğa tarafından yazılmış ve evrimce düzenlenmiş bir başyapıttır!” Ayrıca bu belgesel evrimin bilimsel olduğunu, yaratıcının safsata ve masal olduğunu açık açık söylüyor. Hem bu belgesel daha bölümleri yayınlanmaya devam ederken, yüzmilyonlarca insanın diline dublaj olarak çevriliyor ve ülkemizde olduğu gibi pek çok ülkenin ulusal kanalında yayınlanmaya başlıyordu. Küresel bir propaganda söz konusuydu yani.

İşte biz de çok arzu ettik ki, bizim de böyle bir dünya içinde iman hakikatlerini en akademik, modern bir tarz ile insanlarımıza ulaştırabileceğimiz güçlü yapımlarımız, belgesellerimiz olsun. Neyi ne kadar yapabileceğimiz hakkında bir fikrimiz bile yoktu aslında. 3-4 sene öncesinde bu kardeşiniz daha önce Youtube’a bir video bile yüklememiş, Photoshop’un yüzünü görmemiş, video kurgu programlarını ise hiç tecrübe etmemiş biriydi.

Belgesel projemizin ve bu projenin hayata geçmemesiyle çok boyutlu bir eğitim projesi olarak ortaya çıkan Risale-i Nur Eğitim Programı’mızın kısa tarihçesi şöyle: Üç sene önce Tabiat Risalesi Açılımları seminerlerimiz vesilesiyle bir belgesel metni yazmamız talebinde bulunuldu. “Keşif Gemisi” ismini vermeyi tasarladığımız bu belgeselin, metnini yazdığımız ilk bölümün ismi ise: “Varoluş mucizesi” idi.

Kader-i ilahinin hikmetine akıl sır ermez ki, bu belgesel çalışması vücut bulmadı ama ondan çok daha fonksiyonel, faydalı ve beklenen maksadı daha mükemmel karşılayan yarı belgesel tarzındaki Tabiat Risalesi Açılımları seminerlerini, görsel/interaktif kitabını ve en nihayetinde ise görsel destekli ve akademik nitelikli olması itibariyle alanında dünya çapında bir ilk olan “Keşif Yolculukları Risale-i Nur Eğitim Programı”nı ihsan etti.

Bu çalışmalara ulaşmak için aşağıdaki adreslere müracaat edebilirsiniz:

http://www.youtube.com/c/EdizSözüer

https://risaleinuregitimprogrami.com/gorselinteraktif-kitap-calismalari/

Neticede kader-i ilahi, belgesel projesinde “görselleri satın mı alacağız yoksa animasyon mu olacak?” sorunlarını ve her ikisinin de ciddi paraya yani sponsora ihtiyacı olmasını ve klasik belgesel formatının, tevhidle ilgili hakikatleri gerekli detaylarıyla aktarmaktaki yetersizlik dezavantajını, görsel destekli akademik seminer tarzını kullanmaya ve geliştirmeye devam etmemiz ve akabinde bu seminer sunumlarını, görsel/interaktif kitaba dönüştürmemiz ile, aynı maksadı fazlasıyla ve daha mükemmel karşılayan fakat negatif yönleri olmayan bir şekle çevirdi.

Çünkü görsellleri ve videoları eğitim amaçlı bir seminer oldugu için serbest kullandık (ki aslında genelde telif hakkı olmayan materyaller kullandık çoğunlukla) ve tüm detaylarıyla hakikatlerin anlatılması kapısı da açık kaldı. Tabiat belgesellerinde görseller esas, metin yan unsur oluyor. Halbuki biz bu hakikatleri anlatırken görseller destek amaçlı ve metin asıl unsur oldugundan (ve olması gerektiğinden) klasik belgesel formatına çok uymuyor. O nedenle böyle olması çok daha hikmetli oldu diye düşünüyoruz. Allah’a binlerce kez hamdolsun.

Hikmet-i ilahinin derin sırları ve inayeti bununla da kalmadı. Sonraki aşamada, “Olağanüstü Bir Hazinenin Keşif Yolculuğu: Risale-i Nur İzah Metinleri” isimli kitap çalışmamızın, sistematik bir biçimde ve görsel destekli seminerlerle işlenmesiyle, görsel destekli ve akademik nitelikli “Keşif Yolculukları Risale-i Nur Eğitim Programı”mımız ortaya çıktı ve kitap çalışmamız, eğitim programının temel/kaynak kitabı ve ders müfredatı oldu.

İlk önce Risale-i Nur İzah Metinleri olarak ortaya çıkan metinler, daha sonra görsel destekli ve akademik temelli “Tabiat Risalesi Açılımları” seminerleriyle işlenmeye başlanmıştı. Yani aslında kitabın ortasından…

Daha sonra kitap içeriğinin izahlı ve görsel destekli bir eğitim programına dönüştürülerek, kitabın başından sonuna sistematik bir sıra takip edilerek seminerleştirilmesi ve yapılan seminerlerin videolarının video kanalına yüklenmesiyle, yazılı metinlerin “görsel bir kitap” şekline dönüştürülmesinin ilk adımı atılmış oldu.

Görsel destekli derslerimiz devam ederken aklımıza şöyle bir fikir geldi: Yazılı metinler ve görsel destekli video dersler ayrı ayrı yerlerde bulunuyor. Acaba bu ikisini nasıl bir araya getiririz ve birlikte servis ederiz?

Bu sorunun cevabı, bizi dünya çapında alanında bir ilk olan ve daha önce hiç teşebbüs edilmemiş bir çalışmaya götürdü: Görsel/İnteraktif Kitap!Powerpoint sunumlarımızda kullandığımız konu anlatımlı şemalar, metin vurguları ve etkileyici resimlerden oluşan 2000’e yakın görsel ve 170 adet konu ile ilgili çarpıcı video ile ders videoları, sunum dosyalarından alındı, geliştirildi, işlendi ve bir sanatçı hassasiyetiyle nakış nakış işlenerek titizlikle kitap metni içine entegre edildi. Bu aynı zamanda izahlı ve görsel destekli olarak inşa edilen bir eğitim programının, çok boyutlu bir hizmet ve eğitim projesi olarak kullanıma sunuluşunun da hikayesidir.

Böylelikle benzerine rastlayamayacağınız bir pekiştirme yöntemiyle yazılı, sesli, görsel ve izahlı bir şekilde, farklı mana açılımlarıyla ve hissederek, Risale-i Nur’dan en üst düzeyde istifade etme ve anlama imkanı ortaya çıkmış oldu.

Şimdi ise (dua edin ki hayata geçirmeyi Allah nasip etsin) Allah’a iman hakikatinin, mantık ve bilim zemininde akademik olarak ispatının yapıldığı Tabiat Risalesi Açılımları çalışmamızı, dünya dili olan İngilizceye çevirmek ve hem metin kitap hem görsel/interaktif kitap olarak servis etmek gibi büyük bir projeyi gerçekleştirmeye çalışıyoruz.

Belgesel Çalışmasının Proje Planı

Proje: Keşif Gemisi(Belgesel ismi)-Varoluş mucizesi(bölüm ismi)

Konu: Canlı-cansız eşyanın varoluş ve işleyiş mekanizmalarının açıklamasında kullanılan “maddi sebepler—kendi kendine oluşum ve tabiat” üçlüsünün kavramsal özelliklerinin incelenmesi, bu üç yolun ve alternatif dördüncü yol olan bir yaratıcının kabulünün bilimselliğe uygunluğunun araştırılması.

Amaç: Varoluşa dair soruların insan tarafından merak edilmesinin önemi konusunda bilinçlendirmek, bu konuda yaratıcı haricinde ortaya koyulmuş tezlerin temel özellikleri ve bilimselliği uygun olmayan mahiyetlerinin sağlam bir mantık kurgusu ile ortaya konularak, izleyiciye konu hakkında düşünsel bir altyapı oluşturmak ve bu dünyanın insan için özel olarak inşa edilmiş olmasının bize ne anlam ifade edeceği hakkında düşünceye sevk ederek ilgili konuları öğrenme ve araştırma isteği oluşturmak.

Kapsam: Varoluşa dair ele alınan konuların sağlam bir mantık kurgusu içinde, ikna edici, anlaşılır ve etkileyici bir üslupla ve görsel desteklerle takdim edilmesi.

Hedef Kitle: Varoluşa dair soruların cevaplarını merak eden her kesim potansiyel hedef kitle olarak düşünülmekle birlikte, özelde ve öncelikli hedef kitleler: akademik ve bilimsel düşünce insanları. Risale-i Nur eserlerini okumaya yeni başlayacak özellikle genç insanlar. Risale-i Nur’u farklı açılımlar ile daha iyi anlamak arzusunda olanlar. Kısaca, konuya özel ilgi duyanlar. Bu anlamda, çalışmaların öğretici nitelikte olması ve popülerlik kaygısının düşük düzeyde tutulması öngörülmektedir.

Senaryolu Belgesel Metni

(“Keşif Gemisi” isimli belgesel projesinin “Varoluş mucizesi” isimli ilk bölümünün metnidir)

1-Uzay boşluğunda uzaktan görünen dünya görüntüsü.

Anlatım (Dış ses): Uzaktan mavi bir inci gibi görünen Dünya.. Hayata gözümüzü açtığımız andan itibaren kendimizi içinde bulduğumuz mavi gezegen.

2-Büyük bir şehir ve işe koşturan insanların ve yoğun trafiğin görüntüsü.

Anlatım (Dış ses): Monotonlaşan hayatımız içinde sıradan görünen ve soru sormadan içinde yaşamaya alıştığımız dünyaya ve kendimize, dışarıdan gelen bir gözlemcinin gözüyle baktığımızda göreceğimiz manzara, neye benzeyecektir?

3-Dünyanın atmosferinden içeri giren küçük bir uzay gemisiyle gelen uzaylı canlandırması.

Anlatım (Dış ses): Acaba bu gezegene kendi isteği ve haberi olmadan gönderilmiş yabancı bir uzaylı gibi değil miyiz?

4-Anne karnındaki karanlığın içindeki bebeğin görüntüleri. Doğduğu anda gördüğü insanları, tanımadığı yabancılar olarak algıladığının tasviri.

Anlatım (Perde içi): Gerçekten de öyle görünmüyor mu? Anne karnındaki karanlığın içindeyken, birdenbire daha önce hiç görmediğimiz acaip bir yerde, hiç tanımadığımız başka başka canlılarla karşılaşmış buluyoruz kendimizi.

5-Bir ada görüntüsü. (belki adaya düşen bir uçakla geliş ve adada hazırlanmış ziyafet sofraları)

Anlatım (Perde içi): Bir adaya baygın bir vaziyette götürülen ve gözleri bağlı olarak bırakılan bir insanın, gözünü açtığında ilk sorması gereken; “ben neredeyim? beni buraya kim ve neden gönderdi?” sorusu olmayacak mıdır? O insan için bu sorunun cevabından daha önemli bir şey olabilir mi? Acaba aynen tam da bu şekilde gönderildiğimiz dünyayı anlamlandırma çabamızdan daha önemli bir iş düşünülebilir mi?

6-Newton, Kepler, Galileo gibi bilim adamlarının ve bir teleskopla izlenen galaksi görüntüleri.

Anlatım (Dış ses): Bütün bilimlerin temel olarak yapmaya çalıştığı şey, kâinatın işleyişini ve bu işleyişin ne maksada hizmet ettiğini anlamaya çalışmaktır.

7-Dünyanın içinden çıkıp hızla uzaklaşan ve samanyolundan geçip diğer galaksilere giden hızlandırılmış bir görüntü.

Anlatım (Perde içi): “Nereden geldik? Nereye gidiyoruz ve biz kimiz? Burada ne yapıyoruz?”

8-Tekrar dünyaya ve dünyanın detay güzelliklerine geri dönen görüntüler. (Çekici tabiat manzaraları, insan vücudu ve beyin korteksi görselleri, tekrar dünya gezegeni görüntüsüne dönüş ve anlatımın son cümlesine denk getirilen parlak bir ışık görselinin dünya üzerinde görünmesi, her tarafı ve ekranı kaplaması)

Anlatım (Dış ses): Bu soruların cevabının bizim için ifade ettiği anlamın neden bu kadar önemli olduğu, fiziksel yapısının zayıflığı yönüyle çok önemsiz bir canlı olan insanın, akıl ve idrak yönüyle çok yüksek bir kıymet kazanmasıyla açıklanabilir. Dünyanın bizim için özel olarak inşa edildiğinin kesin olarak anlaşılması, burada, kendimize yapılan bu özel muameleyi görmek ve takdir etmek için bulunduğumuz gerçeğini de beraberinde getirecektir. Ve gerçekten böyleyse, içinde bulunduğumuz hayat ve dünya, çok farklı bir ışıkla aydınlanacaktır ve kâinata bambaşka bir gözle yeniden bakabileceğiz. Her birimiz “Bu dünya benim bir evimdir ve benim için böyle hazırlanmış.”diyebileceğiz.

9-Yavaş yavaş kararan ekrandan sonra, 19.yüzyıl’a ve o döneme ait bilim adamlarının görüntülerine geçiş. (belki Darwin ve Lamarc’ın resimleri)

Anlatım (Dış ses): 19. yüzyılın ortasından itibaren bazı bilim adamları, maddenin hareketiyle ortaya çıkan farklı şekil ve çeşitlilikteki oluşumları açıklamak ve bilimsel sebeplere dayandırmak iddiasıyla bir takım teoriler geliştirdiler.

10-Üç maddeli bir şema görseli. (şimdilik 4.madde gözükmeyecek)

Anlatım (Dış ses): Bu iddialarda, maddenin varlığı ve eşyanın oluşumu, üç temel nedene dayandırılarak açıklanmak isteniyordu: 1-Maddî sebepler. 2-Maddenin kendinden kaynaklanan özellikleri. 3-Tabiat.

11-Dünyanın harikalığını hızlı ve çarpıcı olarak tasvir eden tabiat ve yaşam çeşitliliği manzaraları.

Anlatım (Perde içi-yukarda bahsedilen görselden hemen önce): Etrafımızda olan bitenler hakkında doğru düşünebilmek ve sağlıklı sonuçlara varabilmek için, öncelikle nasıl bir şeyin açıklamasını yapmaya çalıştığımızın farkında olmamız gerekiyor.

Anlatım (Perde içi-yukardaki görselden hemen sonra): Misafir bir gözlemci olduğumuz bu dünya, ne kadar harika ve şaşırtıcı oluşumlara sahne oluyor. Bu mucizeler diyarı, kendi ihtişamına yakışan olağanüstü bir açıklamayı hak ettiğini fısıldıyor sanki insanoğluna.

12-Tekrar üçlü şemamız görünüyor. Bu sefer 4. ihtimal (yaratıcı) da ekleniyor.

Anlatım (Dış ses): Peki ya eşyayı açıklamak için kullanılan bu üç ihtimalin gerçekleşmesinin imkânsızlık derecesinde zor olduğu ortaya çıkarsa? Üstelik eserleri ve etkileriyle varlığı anlaşılabilen gizli bir işleyicinin, yani dördüncü ihtimalin, zorunluluk derecesinde gerekli olduğu keşfedilirse? Böyle aklî bir yolu yok saymakta ısrar etmek, varoluşu açıklama yolculuğunda bizlere ne ifade edecektir?

13-Üç noktada sorulacak soruların kısaca bir tabloda alt alta gösterilmesi.

Anlatım (Perde içi): Bir olayın meydana gelmesinin gerçek sebebini açıklayacak iddianın, üç noktada sorulan sorulara verdiği cevapların incelenmesi gerekir. Birinci Nokta: Meydana gelen olay veya eşya hangi özelliklere sahiptir? İkinci Nokta: Olayın sebebi olduğu iddia edilen şeyde, bu olayı meydana getirecek kabiliyet mevcut mudur? Üçüncü Nokta: Sebep ve neticenin, olayın olduğu anda ve yerde birliktelikleri gözle görülüyor mu? Tıp ve biyokimya gibi bilimler, canlıları oluşturan elementlerin çok ince ve özel ölçülerle bir araya geldiklerini ve son derece sistematik düzenlerle çalıştıklarının yazılı ve onaylı ifadeleri olmakla, birinci sorunun cevabını vermektedirler. Yine de canlıların yapısal özelliklerini ve canlılığın dayandırıldığı sebepleri, farklı bir bakışla yeniden inceleyeceğiz ve üçüncü noktayı en sona bırakacağız.

14-Temel kavramların alt alta sıralandığı bir tablo görünüyor.

Anlatım (Dış ses): İlk önce etrafımızdaki eşyanın işleyişini açıklamak için kullanılan temel kavramları inceleyerek, bu meşhur “tabiat, tesadüf, sebepler ve kanunlar” denen şeylerin gerçekte ne oldukları hakkında net bir bakış kazanmaya çalışacağız.

15-Tabiat görüntüleri. (canlı ve cansız eşya)

Anlatım (Dış ses): Tabiat denilen şey, insanların tamamını ifade etmek için kullanılan “insanlık” kavramı gibi, maddî âlemin tümünü ifade etmek için kullanılan soyut bir kavramdır. Maddenin, belirlenebilir düzenli kanunlara uygun işleyişi ve çeşitli durumlardaki davranış şekli demektir. Eşyanın varoluşunu tabiatla izah etmek demek, eşyayı yine kendisiyle açıklamaktan farksızdır.

16-Tabiat kanunlarını temsil eden görüntüler. (yerçekimi kanunu, termodinamik kanunu vs. bazılarının isimlerinin ekrandan geçmesi.)

Anlatım (Dış ses): Tabiat kanunları da çok farklı değildir. Belirli bir düzenlilikte hareket eden maddenin, hareketindeki düzenliliği nedeniyle belirlenebilen, somut varlıkları bulunmayan hareket prensiplerine verilen isimlerdir. Bununla aslında maddenin kendisinden başka bir şeyden bahsetmediğinizin farkında olmak çok önemli.

17-Büyük bir yolcu uçağının önce dıştan görünümü, sonra kontrol paneli ve sonra uçağın yapım aşamasındaki görüntüleri.

Anlatım (Dış ses): Büyük bir yolcu uçağı hayal edelim. Önce bu uçağın oluşumunu, havanın kaldırma gücüyle, termodinamik kanunuyla ya da uçağın parçalarının tesadüfen bir araya gelmesi ile açıklamaya çalışmanın, hatta uçağın kendi kendine oluştuğunu iddia etmenin ve o uçağı tasarlayan mühendisi ya da üretici fabrikasını hiç hesaba katmamanın veya inkâr etmenin, gerçeği ifade etmenin ne kadar uzağında kaldığını hayalimizde canlandıralım.

18- Bir kuş sürüsü veya görkemli bir tek kuş, havada süzülürken görünüyor.

Anlatım (Dış ses): Artık şimdi, bir uçaktan çok daha ileri bir uçuş sistemine sahip olan ve binlerce türü, yüz milyonlarca ferdi bulunan kuşların mekanizmasını tabiat kanunlarına dayandırmanın, gerçeklikten bin kat daha uzak düştüğünü farketmemiz gerekiyor.

19-Her parçası canlı olduğu tasvir edilen bir uçak görseli.

Anlatım (Dış ses): Herkesin kabul ettiği gerçek şudur: o yolcu uçağı, kendisini bir araya getiren parçalardan yapılmıştır. Fakat o parçalar: ‘bir araya gelelim de bir uçak oluşturalım’ diyemezler. Kâinatın içindeki maddî sebeplerde de, kendi başlarına düzenli bir iş görme özelliği yoktur. Eşyayı sadece maddî sebepler ve tabiatla nasıl açıklayabiliriz? Aslında sebepler, kanunlar, tabiat, ve yaratıcı arasında bir tercihte bulunmamız da gerekmiyor. Çünkü hepsi bir arada çalışıyorlar. Bir uçağı termodinamik kanunundan ayrı düşünemediğiniz gibi, mühendisini hesaba katmadan açıklayamazsınız da.

20- Dr. John Lennox’un görüntüsü.

Anlatım (Dış ses): Oxford Üniversitesi’nde matematik profesörü Dr. John Lennox, tabiat kanunlarıyla ilgili çok çarpıcı değerlendirmelerde bulunuyor: “Bilim adamları matematiksel kanunlar içeren teorileri doğal olayları açıklamak için oluştururlar. Ancak teoriler ve kanunların kendileri bu doğal olayları yaratamazlar. Teoriler ve kanunlar belirli şartlar altında gerçekleşen şeylerin matematiksel açıklamalarıdırlar. Bir tabiat kanunu, tanımlayıcı ve öngörücüdür. Ancak yaratıcı değildir.”

21-Newton ve yerçekimi ile ilgili görüntüler.

Anlatım (Dış ses): “Newton’un yerçekimi kanunu, yerçekimini veya yerçekiminden etkilenen maddeyi yaratamaz. Hatta Newton’un kendisinin de farkına vardığı gibi, bu kanun yerçekimini açıklamaz bile. Bilimsel kanunlar ne bir şey yaratabilirler ne de bir şeyin gerçekleşmesine sebep olabilirler.”

22-Istakayla topa vuran bir insan eşliğinde, bir bilardo topunun, bilardo masasının üzerinde hareketli görüntüsü. (profesyonel “3 top Bilardo” oyuncusu Semih Saygıner’in kısa videosu kullanılabilir.)

Anlatım (Dış ses): “Newton’un hareket kanunu hiç bir zaman bir bilardo topunu, bilardo masasının üzerinde hareket ettirmemiştir. Bilardo topu, ancak bir bilardo sopasının insan kasları tarafından kullanılmasıyla hareket ettirilebilir. Kanunlar, bizim topun hareketini incelememizi ve araya başka olaylar girene kadar izleyeceği yolu görmemizi sağlarlar. Ancak bu kanunlar yaratmak şöyle dursun, topu hareket bile ettiremezler.”

23-Aritmetik işlemleri ile ilgili görseller ve bir toplama makinesi görüntüsü.

Anlatım (Dış ses): “Nasıl ki, bir aritmetik kuralı olan 1+1=2 sizin elinize para vermez ve sadece biriktirdiğiniz paranın miktarını bildirir. Öyle de, kanunların bir şey meydana getirebileceğini düşünmek, toplama işlemi yaparak para kazanabileceğinizi düşünmekten farksızdır. Matematik kanunlarının kendi başlarına kâinatı ve yaşamı yarattığı katı bir tabiatçı dünya, tamamen bilim kurgudan ibarettir. ”

24-Mekanik bir tasarım örneği olarak bir saatin içten görünüşü.

Anlatım (Dış ses): Tasarım, birden çok parçanın belli bir maksatla düzenli olarak bir araya getirilmesidir. Acaba bu özellikleri en mükemmel şekilde gösteren her canlının, akıllı bir tasarım ürünü sayılması gerekmez mi?

25- Kanatları açık durdurulan bir kuş görseli üzerinde uçuş sistemi özelliklerinin, teker teker yazılı olarak belirmesi ve anlatıcının bu maddeleri perde içi işaretleyerek takdimi.

Anlatım (Perde içi): İşte bir kuşun uçuş sistemi: Uçmak maksadıyla tasarlanmış görünen içi boş hafif kemikler, bu kemikleri hareket ettirecek güçlü göğüs kasları ve havada tutunmayı sağlayan tüyler, aerodinamik kanatlar ve yüksek enerji ihtiyacını karşılayacak metabolizma. Neresinden bakarsanız bakın, bu sistemin bir tasarım ürünü olduğunu kabul etmek, en mantıklı olandır. Tasarım ise, o tasarımı yapabilecek kabiliyette bir tasarımcıyı arattırır. Akıllı bir tasarımı oluşturanın, nasıl yapacağını bilmesi, yapmayı tercih etmesi ve bunu gerçekleştirecek güce sahip olması gerekir.

26-Atılan zarlar, kumarhanelerde kullanılan kollu oyun makineleri ve dönen rulet görüntüleri.

Anlatım (Dış ses): Şimdi de en az tabiat kadar meşhur olan tesadüf kavramını inceleyelim. Hiç hesapta yokken planlanmamış bir olayın gerçekleşmesini ifade eden tesadüfte, irade ve şuur yoktur. Dolayısıyla ortada bir hedef de, elde edilmesi düşünülen bir fayda da yoktur. Yani, meşhur tesadüfümüz, görerek, bilerek ve birileriyle haberleşerek ortaklaşa iş yapmak gibi özelliklere sahip değildir. Nasıl olur da pek çok fayda ve gayeleri bulunan ve ancak bilerek, görerek yapılabilecek işlerin tesadüfe dayandırılması, aklın kabul edeceği bir açıklama olarak görülebilir?

27-Karışıklığı ifade eden bir görsel üzerinde aşağıdaki maddelerin yazılı olarak belirmesi.

Anlatım (Dış ses): Canlılığın oluşumu için öne sürülen su, güneş, rüzgâr, çekim kuvveti, elektromanyetik kuvvet, toprak, sıcaklık, soğukluk gibi karışık fiziksel unsurlar ise, kendi kendilerine belli bir düzen altına girme özelliği göstermiyorlar. Hepsinin ortak özellikleri ise: Körlükleri, yani görerek iş yapma kabiliyetinden mahrum olmaları. Sağırlıkları, yani diğerinin ne yaptığını bilerek hareket etmek için birbirleriyle haberleşme imkânlarının olmayışı. Cahillikleri, yani bilerek iş yapmaktan aciz olmaları. Cansızlıkları, yani kendi varlıklarından habersiz olduklarından, daha önce var olmayan ve yeni özelliklere sahip bir oluşumu meydana getirmeyi öngörememeleri. Şuursuzlukları, yani düşünme yetenekleri olmadığından, fayda ve zararları gözeterek tercihte bulunamamaları. Hâlbuki ne ilginçtir ki, bu sebeplere bağlı olarak meydana gelen neticeler, tasarım harikası ürünler olarak ortaya çıkıyor. Demek eşya o sebeplerden yapılıyor, fakat eşyayı o sebepler yapmıyor, başkası o sebepleri kullanarak eşyayı yapıyor.

28-İzleyiciye hatırlatmak için tekrar “üç nokta”da sorulan sorularımızın alt alta sıralanması.

Anlatım (Dış ses): İlk iki nokta hakkında, yani meydana gelen eşyanın özellikleri ve onu meydana getirdiği iddia edilen sebeplerin kabiliyeti ile ilgili incelememizi tamamladık. Şimdi Üçüncü Noktada eşzamanlı birlikteliği inceleyeceğiz.

29-Üçüncü noktaya özel ayrı bir sahnenin açılması ve “sebep ve netice arasında gözle görülen bir zaman-mekan birlikteliği-eşzamanlı birliktelik” kavramlarının yazılı olduğu bir şema gösterilir.

Anlatım (Dış ses): Normal şartlarda sebep ve netice arasında gözle görülen bir zaman-mekan birlikteliği aranır. Fakat bu tek başına yeterli değildir. Bir olayın gerçekleşebilmesi için bir şeyin varlığının şart olduğunu görmemiz, o olayın gerçekleşmesi için gerekli tek şartın, o şeyden ibaret olduğunu göstermez.

30- Bir televizyonun açma düğmesine basılarak açılmasının gösterilmesi.

Anlatım (Dış ses): Örneğin, bir televizyonun açılmasının, açma düğmesine basma şartına bağlı olduğunu görmemiz, televizyonu yapan ve çalıştıranın o düğme olduğunu göstermez.

31- Televizyon üreten fabrika ve elektronik mühendislerinin gösterilmesi.

Anlatım (Dış ses): Televizyonu yapan ve çalıştıranın o sihirli düğme olduğuna inanmak, ancak televizyonu üreten fabrikalardan ve elektronik mühendislerinden ve televizyon içindeki çok sayıdaki elektronik parçanın varlığından, kısaca medeniyetten habersiz olmakla veya yüzeysel düşünmekle mümkün olabilir.

32-Tabiat manzaralarının hemen sonrasında1, insan vücudu ve bazı canlıların iç organlarının anatomisinin karmaşıklığını2 gösteren görseller.

Anlatım (Dış ses): Sanatlı bir görselliğe1, düzenli bir şekil bütünlüğüne2 sahip olan her bir canlının da, bazı maddî sebeplerle birliktelik şartına bağlı olarak vücuda geldiğini görmemiz, eşyayı meydana getirenin o sebepler ve tabiat olduğunu göstermez. Acaba eşyayı basit ve şuursuz sebeplerin yaptığına inanmak, o sihirli düğmeye inanmaya benzemiyor mu ve gözümüz önünde yapılan canlı makinelerin harika dizaynıyla varlığını gösteren muazzam bir ilahî ilim ve teknolojinin varlığından habersiz olmak, gerçeklikten ne kadar uzak düşen bir inanıştır?

33- Gama ışınları, elektrik akımı ve elektro manyetik kuvvetle ilgili görseller. (Önce Pc, Tv ve elektrikli soba görüntüleri ve daha sonrasında bir mıknatısın adeta sihir gibi bir topacı havada asılı olarak döndürmesi ile ilgili bir görselle anlatımın canlandırılması sağlanabilir. Video linkleri 1-http://www.youtube.com/watch?v=iHTm7zUiiH0 2-http://www.youtube.com/watch?v=VylZJrep1MM )

Anlatım (Dış ses): Eşzamanlı birlikteliğin gözle görülme şartının bir istisnası, etrafımızda olduğu halde dokunmadan işleyen, göze görülmeyen etki sahibi sebeplerdir. Eşyayla aynı mekânda bulunduğu halde etkisi çıplak gözle gözlemlenemez. Gama ışınları, elektrik akımı, elektro manyetik kuvvet gibi. Böyle bir durumda gerçek sebep, perde arkasında ve görüş sahanızın dışında olan gizli bir işleyicidir! Böyle sebeplerin varlığını nasıl anlarsınız? Örneğin elektrik akımını görmediğiniz halde varlığından nasıl emin olursunuz? Eşya üzerindeki eserlerini, tesirlerini gördüğümüz için değil mi? Bir şey var ki bilgisayarınızı, televizyonunuzu, elektrikli sobanızı çalıştırıyor. Mıknatısla havada asılı durarak dönen şu topaca bir bakın!

34- Richard Dawkins’in resmi ve arkasından elektromanyetik kuvveti simgeleyen görüntüler. (Mıknatısların elektro manyetik alanla şekillerinin eşyaya etkisinin yer aldığı görseller. Demir tozlarının videosu: http://www.youtube.com/watch?v=ZazPBWQexgk )

Anlatım (Dış ses): Ateizm taraftarı Richard Dawkins, bir yaratıcı fikrini neden beğenmediğini şu gerekçeyle anlatıyor: Diyor ki: “Bir yaratıcı düşüncesi kabul edilemez. Çünkü görünmüyor. Bir yaratıcı düşüncesini kabul ettiğimizde, biz tekrar başladığımız noktaya geri dönüyoruz ve bilinmeyen ve daha karmaşık bir sebep ile izah etmeye çalışıyoruz. O yüzden kabul edilemez.” Hâlbuki bir oluşumu elektromanyetik kuvvet ile izah etmeye çalıştığımızda da tekrar geri dönmüyor muyuz? Üstelik elektromanyetik kuvvet de görünmeyen ve gerçek mahiyeti bilinmez bir meçhul değil mi? Ayrıca elektromanyetik kuvvetin bilimsel açıklamaları, başladığımız noktadan daha karmaşık noktalara götürüyor bizi. Peki bunun nasıl bilimsel olabildiğini sormamız gerekmiyor mu?

35-Zoom yapılan bir monitörde sadece yazılan yazılar görünüyor. Daha sonra ekrandan uzaklaşılıyor ve klavye ile yazan eller görüş alanına giriyor.

Anlatım (Dış ses): Geldiğimiz noktada, maddiyat cinsinden olmayan ve kâinatın içinde maddeten bulunmayan ilahî bir kudret elinin maddenin parçacıklarına etkisinin, maddî eşyanın oluşumunun ve şekillenmesinin manevî ve gerçek sebebi olabileceğini, maddî dünyamızdan bir örnekle anlamaya çalışalım. Örneğin bu yazılan yazılar bilgisayar ekranında ortaya çıktığı halde, gerçekte ekranın dışında bulunan bir insanın elleriyle yazılıyor. İşte, ekran ve yazıların eşzamanlı ve gözle görünen birlikteliklerine rağmen, aralarında gerçek bir sebep-netice ilişkisi bulunmuyor. Hâlbuki bundan iki yüz sene önce, birine o ekranı gösterebilseydiniz, o yazıları, ekranın kendisi yazıyor zannedecekti! Çünkü o yazılar, ekranda meydana çıkıyor ve üzerinde görünüyor! Bu noktada, ekranı etki sahibi bir sebep zannetmekten kurtulmak için, o ekranın yazı yazma kabiliyetine sahip olup olmadığının incelenmesi gerekiyor.

36-Klavyeden ve Pc’den geçip monitöre ulaşan bir elektrik akımının canlandırılması.

Anlatım (Dış ses): Yazının kaynağının ekranın dışında olması ve yazıların, bilgisayardan gönderilen, maddî bir vücudu olmayan ve gözle görülmeyen elektrik sinyalleri aracılığıyla ekranda belirmesi, hâdiseyi ekranın içinden seyreden birine göre sebebi manevî olan bir olaydır denilebilir. Çünkü gerçek sebep, maddî gözle görünmüyor.

37- Ekranın içinde küçük insancıklar canlandırılıyor.

Anlatım (Dış ses): Çizgi filmlerdeki gibi ekranın içinde küçük adamcıklar olduğunu düşünün. Ekranın yazma kabiliyetine sahip olmadığını idrak edebilen küçük adamcıklar, görüş alanlarının kısıtlılığından, olayın gerçek sebebinin maddî değil, manevi olduğuna hükmedeceklerdir. Demek ki, maddî bir âlemde olduğumuz halde, çıplak gözle görünmediğinden ancak etkileri ile ve yaptığı işle tespit edilerek varlığına hükmedilen elektrik sinyalleri gibi manevî sayılabilecek bir sebebin eşyaya maddeten etki etmesiyle, eşyanın maddî şekli değişebiliyor. Elektrik diye bir isim verilerek, bu kuvvetin yaptığı her şey izah ediliyor. Bunun doğruluğunu nereden biliyoruz? Gözle görünen ve tespit edilebilen somut bir iş yapıyor, değil mi? Dolayısıyla varlığına hükmediliyor. Bir yaratıcının varlığı için, aynı çıkarımın geçerli olabileceğini farketmemiz gerekmiyor mu?

38- Sahnedeki görüntünün pc ekranından çıkıp, büyük bir çerçeve içine alınmış ihtişamlı galaksi görsellerinin olduğu bir görüntüye yerleştiğinin ve madde parçacıklarıyla birleşerek bu görüntüyü oluşturduğunun (galaksi görüntülerinin piksel piksel kademeli olarak belirmesiyle) canlandırılması.

Anlatım (Dış ses): O ekran, nasıl ki yazıların sadece bir görünme yeri ise; kâinat da, ilahî kudret kaleminin yazılarının göründüğü üç boyutlu, yüksek çözünürlüklü dev bir ekran gibi düşünülebilir. Ekrandaki yazılar ise, düzenli ve sanatlı olarak şekil verilen tüm eşyadır. İlahî kudretin yönlendirmesiyle şekil alan madde parçacıkları ise, kalemin ucundaki mürekkep gibidirler.

39-Bir tuvalde çalışan ve sadece kalemi görünen ressam görseli. (anlatıcı, tuvalin başında gözlemci olarak bulunup perde içi anlatım yapabilir.)

Anlatım (Perde içi): Bir ressamın, perde arkasından, bize sadece kalemi görünecek şekilde çalıştığını farz ettiğimiz durumda, o resmi bir ressamın yaptığını nereden anlarız? Ressam görüş alanımızın dışında diye, resmi boya ve fırçadan mı bilmeliyiz? Hâlbuki incelediğimizde görürüz ki, o boyaların ve fırçanın kendi kendine işleme ve sanat kabiliyeti bulunmuyor. İşte bu durum bize, o sanat kabiliyetine sahip bir ressamı arattırır ve varlığını sanki görmüşüz gibi aklen kabul ettirir.

40-Sahne değişiyor ve bu sefer tuvalin yanında duran, elleri olmayan kötürüm ve kör bir adam beliriyor.

Anlatım (Perde içi): Bu temel örneğe başka bir açıdan da bakabiliriz: Sanattan anlamayan, resim kabiliyetinden mahrum, elleri olmayan kötürüm ve kör bir adamın, resim yapılırken tuvalin yanında görünmesi, resmin yapıcısını arayan biri için ne anlam ifade etmelidir? Acaba sadece tuvalin yanında görünüyor diye, onu resmin yapıcısı olarak mı görmeliyiz? Yoksa başka birini mi aramalıyız?

41- Yaşam çeşitliliği ve güzelliklerini gösteren çarpıcı videolar.

Anlatım (Dış ses): Bu basit kıyastaki resimden milyonlarca kat daha harika olan ve ancak ileri bir teknoloji ve yüksek bir bilgi ürünü olabilecek ve büyük bir aklın tasarım kabiliyeti ve sanatçı yüksek bir ruhun estetik hassasiyeti ile vücuda gelebilecek gelişmişlikte ve sanatlı olarak yapılan bu canlıları, “önüne aldığını dağıtan ve karıştıran büyük tabî unsurlar yapmıştır” diye kabul etmek, büyük bir hezeyandır. Bizler böyle bir düşüncenin, ancak eşyanın varoluşunun gerçek sebebi olan olağanüstü bir yaratıcıyı kabul etmek istememekteki ısrardan kaynaklanabileceğini ve hakikatlerin arayıcısı olan bilimsel düşünceye, insan onuruna ve insanın yüksek idrak kabiliyetine böyle asılsız fikirlerin yakışmadığını ve onlarla bu kâinatın izah edilemeyeceğini düşünüyoruz.

42-İhtişamlı yıldız, galaksi ve gezegen görüntüleri.

Anlatım (Perde içi): Herkes gibi bizim de aklımızın hayret içinde kaldığı, devasa büyüklükte, ihtişamlı ve canlı bir tablo olan bu güzel kâinat, acaba güzelliğine ve mükemmelliğine yakışan bir açıklamayı hak etmiyor mu? İnsanlığın yüksek ruhu, bu şaşırtıcı kâinatı açıklayan doğru ve tatmin edici bir cevap istiyor.

43-Büyük ölçekli bir kâinat görüntüsü ile dünya gezegenindeki yaşam çeşitliliğinin ve tabiat manzaralarının içiçe geçirilmesi ve hepsinin hızlı çekimde toplanıp, dünyadan uzaklaşıp kâinatın kıyısında duran bir gözlemcinin soyut varlığının canlandırılması.

Anlatım (Dış ses): Bizler olağanüstü olayların açıklamalarının da olağanüstü olmasını gayet olağan görüyoruz ve bu büyük soruların cevabını; tabiat tuvalinde, zerreler mürekkebiyle, aklın daha mükemmelini hayal edemeyeceği bu güzel kâinat tablosunu resmeden ilahî sanatkârın varlığında buluyoruz ve O’nu hürmetle takdir ediyoruz. Bu büyük eserini hayranlıkla seyretme şerefini bize vermesine, bizi kendisine anlayışlı birer muhatap kılmasına ve eserleriyle kendini bize tanıttırmasına karşılık O’nu tanımak ve tanıttırmakla karşılık vermeyi en temel insanlık görevimiz olarak görüyor ve kabul ediyoruz.

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )