Nurdan Haber

Modaya Uymak

Modaya Uymak
01 Nisan 2017 - 11:05

Güneydoğuda görev yaptığım yıllardı. Öğrencilerim çoğunlukla fakir tabakadandı. Okul için gerekli elbiseyi zor buluyorlardı. Pantolon varsa, çorap yok; kazak varsa, gömlek yoktu. Palto zâten lükstü. Ayakkabı, lastik veyâ plastikti. Bunlar o kadar önemli değildi. Nasıl olursa idâre ederdi. Ama ceket ve kravat mecbûriydi; o, istisnâsız her göğüsten sarkacaktı. Bir gün, gömleği olmayan, yakasız bir kazak giymiş ve kravatını doğrudan boynuna bağlamış olarak sınıfa giren öğrenciyle ilk karşılaştığımda gülmek mi, ağlamak mı lâzım geldiğini kestiremedim.

Yıllar sonra, ayağında “blucin”, sırtında “ekose” yün gömlek, üstünde spor kadife ceket giyip üzerine ille de kravat takan medenî şehir çocuklarını görünce, tereddütsüz kahkahayı bastım! Anadolu halkı, boş yere bu kravata: “Medeniyet yuları” demiyor! O garip bez parçası olmadan medenî olunmuyor, besbelli… Yâhû kardeşim, şu Avrupalıyı taklit ediyorsun, anladık! Bârî, adam gibi taklit et! Bak, onlar neyin üstüne ne giyiyorlarsa; neyi ne zaman yapıyorlarsa, o şekilde davran. Yoksa, işte böyle “altı kaval, üstü şeşhâne” duruma düşer ve anlayanların nazarında maskara olursun…

Bu zavallı millete neler yapılmış! Daha doğrusu, neler yapılmamış? Târihî ve coğrafî vaziyeti, kültürü, alışkanlıkları, iktisâdî yapısı düşünülmeden; sırf birilerinin keyfi öyle istiyor diye, bin yıllardır süren ve cemiyet içinde benimsenip, âdetâ bir hayat felsefesi hâlini alan giyim-kuşamı, müstebit ellerle değiştirilmiş… Yalnızca bir zamanı kast ettiğim sanılmasın. Osmanlı Devletinin Avrupa’ya hayran ricâli tarafından, onların ilimde ve fende ilerlemelerinin tek sebebi kılık-kıyâfetleri imiş gibi addolunarak, millet şekilden şekile sokulmaya başlanmış… Sultan II. Mahmud, askerî kıyâfetleri Avrupalılar gibi yapmak istediğinde, danışmanlarından olan hakperest bir Avrupalı komutanın îtirâzı ile karşılaşmıştı. O zât, gerek hareket kàbiliyeti, gerekse iktisâdî bakımdan Osmanlı askerinin giydiği kıyâfetin daha uygun olduğunu îzâh etmeye çalışmıştı. Fakat, Avrupa mukallitliği ile makamlarını dolduran ve başarısızlıklarını perdelemek için, kendi görevleri ve sorumlulukları dışındaki alanlarla meşgul olunmasında fayda mülâhaza edenler, o dost sesi gürültüye boğdular. Kıyâfette “modernleşme”nin temelleri atılmış oldu. Eh, her atılan temelin hayırlı netîceler doğurması diye bir kàide yok ya!..

Yuvarlanmaya başladıktan sonra, kuyunun dibine ulaşmak mukadder: bugüne kadar gelmişiz… İşte, şimdilerde Avrupa Birliği’ne girmek için hazırlandığımız – yoksa çırpındığımız mı demeli – bu günlerde kendiliğimizden bütün Avrupa modasını eskilerin “tehâlük” dedikleri şiddette bir istekle zâten uyguluyoruz.

Boynunda mezür, elinde makas bulunan bir sihirbaz, bütün insanlara, yakın gözlüklerinin arkasından istihzâ ile bakarak kumanda eder: “Etekler uzayacak. Uzat!”, “Üç adet düğme takılacak. Tak!”, “Paçalar daralacak. Daralt!” Biz şaklabanlar, bu uzaktan komutları mağaza vitrinlerinden, podyumlardan, gazete ve dergi sayfalarından duyar, ânında emri îfâya başlarız… Bu renk, bu yaka, bu darlık, bu yırtmaç, bu cep bana, bize uyar mı? Hiç düşünmeyiz. Bizler, düşünen değil; emirleri uygulayan medenî topluluklarız. İlimde, fende, teknikte ileri gidememiş olabiliriz; bunlar önemli değildir. Modada, dünyânın hangi ülkesi ile ve hangi milleti ile yarıştığımıza bakın Siz!..

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )