Kimyasal silah kullanmak Savaş suçlarından sayılıyor.

Ama misket bombası atmak suç değil, varillerle bomba atmak yine Savaş suçu sayılmıyor. Sivil hedefleri vurmak, çoluk çocuğu öldürmek suç sayılmıyor.

Gerçi suç sayılsa da sayılmasa da bir şey fark etmiyor. Bugüne kadar kaç tane savaş suçlusu cezalandırılmış ki, hem yıllar sonra yapılan yargılamanın ve verilen cezanın da pek bir ehemmiyeti kalmıyor.

Dinimiz savaşırken sivilleri öldürmeyin der. Kadınlara çoluk çocuğa, ağaçlara, hayvanlara dokunulmamasını emreder.

Zaten Suriye’de yaşananlar savaştan çok katliam görüntüsü veriyor. Arada bir kimyasal silahın kullanılması birazcık dikkatleri çekse de Sonuçta pek bir şey değişmiyor.

Suriye başlı başına Amerika’nın eseridir. Israrla Esed’i başta tutma çabası bu sonucu doğurdu. Ülke paramparça oldu Milyonlarca insan öldü, her gün her dakika savaş suçu işleniyor ama Amerika’nın hiç umurumda değil Yeter ki onun çıkarlarına halel gelmesin.

Zalim Avrupa’dan Amerika’dan Adalet beklemek, insanlık beklemek safiyane bir davranıştır.

Onlardan bugüne kadar bize hiçbir zaman dost Eli uzanmamıştır. Koyun postu giymiş kurt gibi her zaman düşman eli uzanmış ve her seferinde biz zarar görmüşüz.

Birkaç yıldır Kürtler maalesef Amerika’nın kendilerine dost elini uzattığını zannediyor. Bilinmelidir ki, bunun faturası acı olacaktır. Bizden söylemesi…

KÜRT DEVLETİ

SİNGAPUR’DA İSLAMİYET VE RİSALE-İ NUR HİZMETLERİ…

Bu aşamada Kürtler diyebilir ki her milletin Devleti var Bize neden çok görülüyor.

Marifet etnik bir devlet kurmak değildir. Adil, demokratik insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne riayet eden bir düzen kurmaktır.

İslam’ın Yüce emirleriyle terbiye olmuş Bediüzzaman Said Nursi’nin ifade ettiği gibi “meşrutiyet-i meşrua” ünvanına layık bir yönetim sistemi oluşturmaktır.

Ayrıca bizim genel arzumuz İslam birliğidir. Bölük pörçük olmuş darmadağın olmuş İslam devletlerinin tek çatı altında toplanmasıdır.

“Cemahir-i Müttefika-i İslamiye” diyor. Bediüzzaman Hazretleri. İslam Cumhuriyetleri Birliği…

Avrupa Birliği’ne benzer ama bize özel, İslam’a uygun, dinimizin reddetmeyeceği, Hatta kabul edeceği bir yönetim şekli ile İslam birliğini oluşturmaktır. İnşallah o günleri de görürüz.

Nurettin Huyut
05.04.2017
Ankara