Nurdan Haber

Kurban Kesiminde Sağlık ve Hijyen için Dikkat Edilecekler

Kurban Kesiminde Sağlık ve Hijyen için Dikkat Edilecekler
29 Ağustos 2017 - 16:40

KURBANIN HATIRLATTIKLARI

Bu yıl mübarek kurban bayramını 01-04 Eylül tarihleri arasında idrak edeceğiz. Hükümetimizin aldığı karar doğrultusunda on günlük bir tatil yapılacak. Bu vesile ile akrabalık ve kardeşlik bağları bir defa daha sağlamlaştırılacak. Çünkü Allah (C.C.) emrettiği için kurban kesen kişiler kurban etini başta fakirler, yetimler, öksüzler olmak üzere ihtiyaç sahiplerine dağıtacak ve aynı zamanda akraba, eş, dost ve arkadaşlarına da ikram etmek suretiyle dostluk ve kardeşlik bağları güçlendirilecek.

Kurbanlık hayvanların sağlıklı olması en temel şartlardandır. Kesilen kurban etinin ve sakatatlarının hastalık unsurlarını barındırıp barındırmadığının bilinmesi oldukça önemlidir. Bunun için hayvanların veteriner kontrolünde kesilmesi gerekir. Fakat her yerde veteriner hekim bulmak mümkün olmayabilir. Bu nedenle kurban kesen her fert, eline lastik eldiven giyerek kendisi aşağıda belirteceğim usulleri takip ederek kesilen hayvanı muayene edebilir.

Mesela hayvan kesildikten sonra öncelikle karkası genel bir inceleme ile muayene edilerek verem vb. hastalığa sahip olup olmadığı belirlenir. Eğer böyle bir durum varsa, etin imha edilmesi gerekir. Diğer taraftan karaciğer ve akciğer gibi sakatatların ellere lastik bir eldiven giyilerek incelenmesidir.

Eğer bu iç organlarda (karaciğer ve akciğer gibi sakatatlarda) çıplak gözle görülebilen büyüklükte sulu kesecikler mevcutsa, bunların da toprağa açılan derin çukurlara gömülerek, üzerine kireç tozu dökülüp, imha edilmesi gerekir. Çünkü bu sulu keseciklerin içinde kist hidatik denilen paraziter bir hastalığın larva (kurtçuk) denilen ve ancak mikroskopla görülebilen şekilleri vardır.

Eğer sulu kesecik içeren bu iç organlar kedi ve köpeklere verilirse veya rast gele çevreye atılırsa, bunlar kedi ve köpekler tarafından tüketilir ve onların ince barsaklarında ergin fert haline gelirler. Ergin fert haline gelen parazitler Köpeğin barsaklarındaki ergin ferlerin oluşturduğu yumurtalar, köpeklerin dışkıları vasıtasıyla dış ortama bırakılır. Rutubetli ortamlarda bir yıl canlı kalabilen bu yumurtalar, yakın çevredeki çeşitli otlara ve sebzelere de bulaşabilirler. O bölgede otlatılan koyun, keçi, sığır, deve gibi hayvanların kist hidatik yumurtaları ile bulaşmış bu otları yemeleri sonucu karaciğer, akciğer gibi organlarına yerleşerek çok ciddi sağlık problemlerine sebep olabilmektedir.

Çiğ olarak tüketilen sebze ve meyvelere bulaşmış kist hidatik yumurtaları, sebze ve meyveler iyi yıkanmadan tüketilmesi halinde insanlara da geçebilir.

Diğer taraftan bu etkenin köpek dışkıları ile doğrudan veya dolaylı olarak temas halinde olan insanlara da bulaşması mümkündür. Mesela köpekleri sevmek maksadıyla kucağımıza almak da önemli risktir. Çünkü köpeğin tüyleri arasına yerleşmiş olan dışkı kalıntıları içindeki parazit etkeni olan yumurtalar solunum yoluyla vücudumuza girebilir.

Aynı şekilde çiğ olarak tükettiğimiz marul, maydanoz, nane, roka gibi sebzelerin iyice yıkanmadan tüketilmesi halinde de bulaşma mümkün olabilir. Benzer durum köpek dışkıları ile kirlenmiş park ve bahçelerde oynayan çocuklar için de geçerlidir.

Diğer taraftan temizlik işlerinde çalışan işçiler de risk grubu içindedir. Çünkü bunlar görevlerini yaparken çıplak el ile sulu kesecikler içeren sakatatlarına, köpek kıllarına ve de dışkılarına dokunmalarıyla hastalık etkeni bulaşabilir.

Ellerimizi sabunlu su ile iyice yıkamadan sofraya oturduğumuzda veya temiz su ile iyi yıkanmamış meyve ve sebzeleri tükettiğimizde bu hastalık etkeni vücudumuza bulaşabilir.

Bu nedenle peygamber efendimizin bize emrettiği gibi yemekten önce ellerimizi yıkamamız gerekir. Böylece bir taraftan peygamber efendimizin sünnetine ittiba ettiğimiz için ibadet sevabı kazarken, diğer taraftan da sağlığımızı korumuş oluruz.

 

Kist hidatik etkeni insan vücudunda hangi hasarlara sebep olur?

Kist hidatik etkeninin yumurtaları vücudumuza alınırsa, karaciğer, akciğer ve beyine yerleşebilir. Bu organlarda sulu kistler oluşturur.

Kist hidatik denilen paraziter hastalık sinir sisteminde görülürse, klinik etkiler çok belirgin hale gelir. Kistin beyinde bulunduğu yere göre baş ağrısı, görme bozukluğu görülebilir.

Kemik iliğine yerleştiğinde, bilhassa kol ve bacak kemikleri zayıflar ve kırılgan hale gelir.

Omurgada olursa sırt ağrısı görülür. Tüm olguların %50-70’i karaciğerde olmaktadır.

Karaciğer yerleşiminde karnın sağ üst kısmında ağrı, bulantı, kusma ve bazen kaşıntı, sarılık gibi belirtiler görülebilir.

Kistin karaciğerdeki çevre dokulara mekanik baskısı sonucu tıkanma sarılığı, siroz, portal hipertansiyon görülebilir.

Kistin kan damarlarına açılması halinde anaflaktik şok ve ölüm görülebilir.

Genelde kist yavaş yavaş büyürken salgılarının kana karışması sonucu kaşıntı, ödem, astma gibi alerjik belirtiler de görülebilmektedir.

Kist bazen akciğerlere de yerleşebilir bu durumda öksürük, ateş, göğüs ağrısı, ağızdan kan gelmesi ve apse gibi ikincil bakteriyel enfeksiyonlar da görülebilmektedir.

Peritonda (karın zarına) yerleşirse, sindirim sistemi yakınmaları ve karın ağrısı gibi şikâyetler görülebilir.

Bazı durumlarda kalbin bilhassa sol karıncık bölgesine de yerleşebilir bu durumda kalp kapakçığı bozuklukları, perikardiyal bozukluklar (kalbi saran zar ile ilgili rahatsızlık), aritmi gibi belirtiler oluşabilir.

 

Kist hidatik etkeninin tedavisi mümkün müdür?

Hastalık etkeni genellikle küçük yaşlarda alınır ve erişkin yaşlarda ortaya çıkar. Ayrıca yukarıda anlattığım şekillerle her yaş grubundan insana da bulaşabilir. Hastalığın teşhisi başlangıçta oldukça zordur. Teşhis edildiğinde, mutlaka cerrahi müdahele ile ilgili organdan kistin temizlenmesi gerekir. Kist Hidatik (Hidatidozis, Kistik ekinokokkozis, KE)’in sebep olduğu paraziter hastalık, insan ve hayvan sağlığının yanı sıra, sebep olduğu ekonomik kayıplar nedeniyle de dünyanın birçok bölgesinde ve ülkemizde önemli bir halk sağlığı problemidir ve henüz bu hastalıktan korunmak için üretilmiş bir aşı mevcut değildir.

 

Kist hidatik etkeninden nasıl korunmalıyız?

Bu paraziter hastalık etkeninden korunmanın en iyi yolu eğitim yolu ile halkın bilinçlendirilmesidir.

Aşağıda belirttiğim tedbirleri uygulayarak riski en aza indirmek mümkündür. Şöyle ki;

  • Hayvan kesim yerlerinin kesinlikle veteriner kontrolünde olması,
  • Köpeklerin parazit ile enfekte olmalarının önlenmesi için hastalık etkenine sahip olan sakatatları köpeklere verilmeyip, derince açılan çukurlara gömerek imha etmek gerekir,
  • Okullarda, camilerde, yurtlarda, kışlalar vb. yerlerde bu konuda normal zamanlarda ve bilhassa kurban bayramı öncesi eğitimler verilmeli, bilgilendirici kamu spotları ile halkın aydınlatılması,
  • Belediye temizlik görevlilerinin kist hidatik konusunda eğitilmesi ve görevlerini yaparken mutlaka eldiven ve maske takmalarının sağlanması,
  • Lokantalarda yemek hazırlayan aşçı ve garsonların da bu konuda eğitilmesi,
  • Temiz olmayan suların içilmemesi, çiğ tüketilen sebze ve meyvelerin tüketimden önce iyice yıkanması,
  • Etlerin çiğ olarak tüketiminin önlenmesi,
  • Toplumun her kesimine yemeklerden önce ellerimizin sabunla yıkama alışkanlığının kazandırılması gerekir.
  • Köpeklerin sebze bahçeleri, çocuk oyun bahçeleri ve parklarda dışkılamalarının önlenmesi gerekir.

 

Kurbana ait sakatatların sağlıklı olup olmadığını anlamak için yapılan bir diğer muayene şeklinde ise, karaciğerdeki safra kanalları eldiven giyilerek bıçak veya ince uçlu makas yardımı ile açılır ve bu kanallar sıkıştırıldığında kanalların içindeki sıvı dikkatlice incelenir.

Eğer bu sıvı içinde karaciğer kelebeği denilen bir parazit varsa çıplak gözle görebiliriz. Bu durumda da karaciğer imha edilmelidir.

Kurban etlerinin mutlaka iyi pişirilerek tüketilmesi gerekir. Etler çiğ olarak tüketildiğinde, eğer ette tenyaların (barsak şeritleri) larva denilen kurtçukları varsa sindirim sisteminde bilhassa barsaklara yerleşirler sindirilmiş besinlerimize ortak olurlar ve metrelerce (yaklaşık 12 m) uzayarak barsakları tıkayabilir. Böyle bir durumda cerrahi operasyon gerekir. Karaciğer kelebekleri ve barsak şeritleri başka bir yazımızın konusu olacaktır.

Bu vesile ile başta aziz milletimiz olmak üzere Âlem-i İslam’ın Kurban Bayramını tebrik eder, barış, kardeşlik ve huzura vesile olmasını yüce Allah’tan niyaz ederim.

Selam, saygı ve sevgilerimle.

Prof. Dr. Ali ALAŞ

Necmettin Erbakan Üniversitesi Öğretim Üyesi

 

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )