Nurdan Haber

Said Özdemir kimdir?

Said Özdemir kimdir?
26 Şubat 2016 - 11:50

BİR ZAMANLAR SAİD ÖZ­DE­MİR İÇİN 25 KERE DAVA AÇILMIŞ, 9 KERE HAPİS YAPMIŞ, ODASINA ZEHİRLİ YILAN BİLE ATILMIŞTI

Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri ta­ra­fın­dan “Ri­sa­le-i Nur Na­şi­ri” ola­rak va­zi­fe­len­di­ri­len Mehmed Said Öz­de­mir, Risale-i Nur’da ge­çen adıy­la “Til­lo­lu Said,” 1930 Siirt/Til­lo do­ğum­lu­dur. Said Özdemir ağabeyin annesi merhume Hediye Hanım 25 yaşında iken Tillo’da tifo hastalığı sebebiyle vefat eder. Küçük Said, o zaman beş yaşındadır. Babası Osman Efendi Münire hanımla ikinci evliliğini yapar. Said Ağabey ikinci annem dediği Münire anneyi de öz annesi gibi benimsemiş ve sevmiştir.

1938’den iti­ba­ren An­ka­ra’da ya­şa­yan Said Özdemir, Di­ya­net İş­le­ri Baş­kan­lı­ğı bünyesinde “An­ka­ra Ge­zi­ci Vaiz­li­ği” dâhil muhte­lif va­zi­fe­ler yapmış ve emek­li ol­muş­tur. Said Ağabey Risale-i Nur’u, Diyanet İşleri Başkanlığı’nda kitaplar tedkik edilirken 1953 senesinde tanıyor ilk defa. O sırada Diyanet’te vazifeliydi.

Üs­tad haz­ret­le­ri­ni ilk de­fa Nurları tanıdığı 1953 yılında Ispar­ta’da, şim­di mü­ze olan ev­de babası Osman Özdemir ile beraber zi­ya­ret eder. 1956’da Atıf Ural, Mus­ta­fa Türk­me­noğ­lu, Meh­met Emin Bi­rinci gi­bi ağabeylerle be­ra­ber, Hz. Üstad’ın em­riy­le Söz­ler kitabını ye­ni harfler­le matbaada tab ettirirler. Daha sonra da Üs­tad Said Nursi’nin ver­di­ği sa­lâ­hi­yet­le tab işlerine de­vam eder.

Bediüzzaman ile sayısız de­fa­lar­ gö­rü­şen Said Özdemir’e, Hz. Üs­tad he­men her se­fe­rin­de neş­ri­ya­tın ehem­mi­ye­ti­ni telkin eder. Bu hususta, Said Nursi’nin parmak izini taşıyan noterden tasdikli bir belge var elinde. Ayrıca Hz. Üstad’ın bizzat kendi el yazılarıyla ‘Tillolu Said’ olarak yazıp varis tayin ettiği talebelerindendir. Said ağa­be­y, Ri­sa­le-i Nur Na­şi­ri ola­rak, “İh­lâs Nur Neş­ri­yat” ve “nur.gen.tr” internet si­te­si ile bü­tün dün­ya­ya çeşitli dillerde neş­ri­ya­t hizmetlerine de­vam et­mek­te­dir. Bir keresinde ilk defa olarak Ankara Hacı Bayram Camii’nden canlı olarak Risale-i Nur okumuştur. Hz. Üstad haber alır ve otomobilin radyosundan bu dersi dinler. Üstad çok memnun olur ve “Said beraat etti” diyerek iltifatta bulunur. Ertesi gün ise bazı gazeteler, “Dün gece Nurcular cihad ilan ettiler” diye manşet atar… En zorlu günlerde cesaretle Devlet radyosunda Risale-i Nur reklamı dahi yaptırmıştır. Reklam bir gün sonra Celal Bayar’ın emriyle kesilmiştir. Bediüzzaman Hazretlerinin iki Ankara ziyareti vardır. Her seferinde de Said Özdemir Ağabey Hz. Üstad’la yakından ilgilemiştir.

Said Özdemir, tam dokuz kere med­re­se-i Yûsu­fi­ye­de hapis yatar, 25 kere de hakkında dava açılır. Meşhur Ulucanlar Cezaevi’ne en çok girenlerdendir. Evi defalarca baskınlara maruz kalmıştır. Bir keresinde de, İzmir/Çeşme’de görevli iken odasına öldürmek için zehirli yılan atılır…

Said Özdemir ağabeye sayısız ziyaretlerimiz oldu. Bu fırsatla kendisine sorularımız oldu ve neredeyse bütün önemli hatıralarını kaydetmiş olduk. İşte kısa bazı bölümler:

Ömer Özcan

SAİD ÖZDEMİR, BEDİÜZZAMAN’IN KENDİSİNE VERDİĞİ NOTER TASDİKLİ VEKÂLETİN HİKÂYESİNİ ANLATIYOR:

1953 senesinde oldu bu vekâlet verme işi. Biz Risale-i Nurları basmaya başladık. Maliyeden beni çağırdılar; “Siz ne hakla basıyorsunuz bu kitapları?” dediler. Dedim: “Bediüzzaman hazretlerinin izni var.” “Ne malum izni var?” diye cevap verdiler. “Doğru” dedim. Gittim Üstad’a: “Efendim, maliye soruyor benden, sizin izniniz var mı?” dedim. Üstad: “Hay, hay. Zübeyir daktiloyu getir” dedi. Zübeyir ağabey daktiloyu getirdi ve Üstad yazdırdı. Şöyle:

“Ben gayet hasta ve perişan olduğum için gayet müstekım ve sadık vekil istiyordum, Cenab-ı Hakka hadsiz şükür olsun ki, bana tam bir hakiki kardaş, müstekım ve sadık Tillolu Saidi verdi.”

“Ben onu hakiki ve her cihetle bana ve Risale-i Nura hizmet için tevkil ediyorum. O, ne yapsa ben yapıyorum gibi kabul ediyorum.”

Gayet hasta Said Nursi

8 Ekim 1953 (Noter sayısı: 427028)

Üstad’ımız parmak izinin altına kendi eliyle yeni yazıyla adını yazmaya uğraştı, pek yeni yazı yazamıyordu… Mührünü -parmak izi- bastı. Parmağını mürekkebe batırdı, sonra kâğıda bastı. Eski yazı ile ismini açığa yazdı. Sonra notere gittik, tasdik ettirdik.

Said Özdemir Ağabey, sorumuz üzerine Bediüzzaman tarafından kendisine verilen noter tasdikli vekâletin hikâyesini, vekâleti göstererek anlatıyor

 

ÜS­TAD’IM, RAD­YO­DAN Rİ­SA­LE-İ NUR OKU­YA­CA­ĞIM

1957 se­ne­si Be­rat Kan­di­li… Ha­cı Bay­ram Ca­mii’nde “On Ye­din­ci Mek­tup” ile Tarih­çe-i Ha­yat’tan “Ey âlem-i İs­lâm uyan! Kur’an’a sa­rıl…” mev­zu­la­rı­nı oku­dum. Nak­len ya­yın ya­pıl­dı. Rad­yo, 10 da­ki­ka za­man ver­di­ği hal­de ben 20-25 da­ki­ka ka­dar oku­dum.

Ön­ce­den Üs­tad’a tel­graf­la: “Üs­tad’ım, rad­yo­dan Ri­sa­le-i Nur oku­ya­ca­ğım” di­ye ha­ber ver­miş­tim. Üstad’ımız Is­par­ta’day­dı. Ara­ba­ya in­miş, rad­yo­yu aça­rak din­le­miş. Çok mem­nun ol­muş ve “Said be­ra­at et­ti” di­ye­rek il­ti­fat­ta bu­lun­muş. Er­te­si gü­nü Ulus Ga­ze­te­si, “Dün ge­ce Nur­cu­lar ci­hat ilân et­ti­ler” di­ye büyük bir manş­et at­mış. Sa­dun Tan­ju di­ye bi­ri­si ha­ka­ret etmiş. Mah­ke­me­ye ver­dik. O da bi­zi mahkemeye ver­di.

 

KUR’AN TU­TAN BİR EL, HİÇ­BİR MA­SU­MUN ZA­RA­RI­NA SEBEP OLA­MAZ

Üs­tad Haz­ret­le­ri, em­ni­yet ve asa­yi­şi bo­zu­cu hiç­bir ha­di­se­de bu­lun­ma­mış­tır. Ken­di­si çok va­kar­lı olduğundan en ufak sö­ze ta­ham­mül et­mez­di. Ama bir bek­çi­nin, bir mü­ba­şi­rin haka­ret­le­ri­ne ta­ham­mül edip sab­re­di­yor­du. Et­ra­fı­na: “Bi­zim ve­si­le­miz­le bu mem­le­ket­te bir hadi­se ola­maz. Çün­kü em­ni­yet ve asayiş bo­zu­lur­sa ma­sum ve maz­lum­lar da za­rar gö­rür. Kur’an tu­tan bir el, hiç­bir ma­su­mun za­ra­rı­na sebep ola­maz” di­ye bi­ze dai­ma söy­ler­di.

Hat­ta An­ka­ra’ya iki de­fa gel­di. Bi­rin­ci­de Bey­rut Pa­las’ta mi­sa­fir et­tik, üç gün kal­dı. Dışa­rı­da jan­dar­ma­lar, po­lis­ler, em­ni­yet ko­ri­do­ru­nun içi­ne al­dı­lar. Üs­tad Haz­ret­le­ri şöy­le de­di: “Kar­de­şim! Ne se­bep­le bu ter­ti­bi alı­yor­lar? San­ki biz bir ha­di­se mi ya­paca­ğız? Be­nim si­ze vasi­ye­tim, be­ni bu­ra­da par­ça par­ça et­se­ler, yi­ne em­ni­yet ve asa­yi­şe do­ku­na­maz­sı­nız. Çün­kü umum za­rar gö­rür, ma­sum ve maz­lum­lar da za­rar gö­rür. Biz hiç­bir ma­su­mun za­rar gör­mesi­ne ha­yat­ta se­bep ola­ma­yız.

 

Feyzi Allahverdi, İsmail Demir ve bazı Ankara Nur Talebelerinin Kurban Bayramı tebriki için Said Özdemir ağabeye yaptıkları ziyaret 2004 ANKARA

 

ODA­MA BÜ­YÜK BİR YI­LAN AT­MIŞ­LAR­DI

Ri­sa­le-i Nur hiz­met­le­rin­den uzak­laş­tır­mak için bi­zi İzmir-Çeş­me’ye müf­tü ya­pa­rak sür­dü­ler. Ama Çeş­me, se­fa­hat ye­ri, ca­mi­le­re kim­se gel­mi­yor. Kay­ma­kam, be­le­di­ye rei­si daha be­ni tanı­mı­yor. On­la­ra de­dim: ‘Camile­re kim­se gel­mi­yor; be­le­di­ye ho­par­lö­rü­nü ve­rin, ora­dan va­az ede­lim.’ El­ham­dü­lil­lah ora­da herkesin du­ya­ca­ğı şe­kil­de Ri­sa­le-i Nur­la­rı oku­muş ol­duk. Amma 10-15 gün son­ra bi­zim dos­ya­mız ge­lin­ce an­la­mış­lar ki, kay­ma­kam ‘Ta­mam’ de­di.

An­ka­ra’da İh­lâs ga­ze­te­si çı­ka­rı­yorduk, Ce­mal Gür­sel ka­pat­tır­dı. İz­mir’de Uhuv­vet’i çıkart­tık, onu da kapat­tı­lar. Zül­fi­kâr’ı çı­kart­tık. O za­man Ago­ra’da bir med­re­se tut­tuk. Kay­maka­ma emir ver­miş­ler ki arkasından kur­şun atı­la­cak adam di­ye… Hat­ta o za­man oda­ma bü­yük bir zehirli yı­lan at­mış­lar. Al­lah’tan ya­ka­la­dık, ba­şı­nı ez­dik at­tık… ‘De­di­ler bu yı­lan bi­zim bu­ra­lar­da ol­maz, dı­şa­rı­dan at­mış­lar, ay­nı gün de do­kto­ra izin vermiş­ler.’

Ah­met Fey­zi Ağa­bey, ga­ze­te­de (Faruk) Gü­ven­türk Pa­şa’ya ce­vap ve­ri­yor­du. ‘Sen Türk’ün pa­şa­sı de­ğil, malum zih­ni­ye­tin ma­şa­sı­sın!’ di­ye… Pa­şa ta­biî bi­ze çok kız­mış ki be­ni gön­der­mi­yor… Em­ni­ye­te, ka­ra­kol­la­ra ha­ber ve­ri­yor, bı­rak­tır­mı­yor­du. Ben Se­fe­ri­hi­sar’a gel­dim, bir yük kamyo­nuy­la An­ka­ra’ya gel­dim. An­ka­ra’ya ha­ber gel­di­ğin­den bi­zi içe­ri al­dı­lar.

Bir zamanlar ölsün gitsin diye İzmir’de odasına zehirli yılan atılan Said Özdemir, seneler sonra aynı İzmir’e Hüsnü Bayram ağabeyle beraber büyük bir külliyenin, İzmir Risale-i Nur Dersanesinin temel atma merasimine iştirak etmişlerdi. 16 Mayıs 2015

Ömer Özcan, Ağabeyler Anlatıyor

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )