Nurdan Haber

Sorularla Yaşarsan Cevaplarla Coşarsın!

Sorularla Yaşarsan Cevaplarla Coşarsın!
04 Mart 2018 - 5:02

Burnun yağmurlu bir günün toprak kokusunu unutalı yıllar oluyor.

Bahçelerden esen rüzgârlar saçlarını savurmuyor artık.

Tepelerde çiğdemler sen görmeden yeşeriyor, büyüyor, ölüyor.

Yeni doğan kuzular titrek bacaklarının üstüne kalkarak annelerini emmeye çalışırken yanlarında değilsin.

De bana, çiçek açan bir şeftali ağacını en son ne zaman gördün?

İncecik bitkilerden gıda emen iri karpuzlarla dolu bir tarlayı hayretle temaşa etmiş miydin?

Bu narin teller şu kocaman kütleleri nasıl besliyor, bu şirin karpuzun şekeri şu tatsız topraktan nasıl çıkıyor, dışı niçin yeşil de içi kırmızı diye sormuş muydun?

Özenle çekirdekler dizen, genlerinde kaderler yazan kim, dedin mi?

En son ne zaman kullandın hayret nidasını?

Kimlere hayret ediyorsun ya da nelere

Elindeki beş topu birbirine dokundurmadan beş dakika döndürene şaşarak bakıyor, fakat gezegenleri güneşin etrafında milyarlarca senedir birbirine çarptırmadan döndüren kudrete dönüp bakmıyorsun bile.

Resmini güzel yapanlara hayran oluyor, seni sen yapanı hatırlamıyorsun.

Eşsiz bir sanat eseri olan yüzünü görüyor ama görmüyorsun sanatkârını.

Sormuyorsun, kim?

İçindeki çocuk kan uykularda.

Sormayı çocuktan öğren.

Çocuk gözüyle gör dünyayı.

Bakışın neye dokunursa altın olacak o.

Güzelce bak ki, görebilesin güzellikleri.

Sorularla yaşarsan, cevaplarla coşarsın!

Küremizin kalbinde yanar bir nâr, adeta cehennem.

Üstü kabuklu bir ateş topunun üstünde yaşıyorsun.

Güneşin etrafında pervane misali dönen bir uzay gemisinde misafir yolcusun ama sormuyorsun, bindiren kim?

Ne korku hissediyorsun, ne kaygı, fakat sual etmiyorsun, bu emniyet niye?

Anne kucağında bir bebek kadar huzurlusun, rahatsın ama demiyorsun, bana bu güven hissi nereden geliyor?

Suallerle yürümeyen cevaplara varamaz!

Sen bir kovan olsan, arılar olsa gözlerin.

Konuversen yıldızlara, aylara.

Ak köpüklü dalgalara dokunsan.

Tırmansan tepelere, dağlara.

Hayret sedasıyla okusan baharın şiirini ve yaldızlı kasidesini yazın.

Hayran olsan incili çiçeklere, yeşim yapraklara, mücevher meyvelere, ibrişim dallara.

Yükselsen göklere, miraç yolu merdiven.

Yıldızlar dersen sema tarlalarından ve esma bahçelerinden.

Dinlesen rüzgârların türküsünü, kuşların cıvıltısını, yağmurların tıpırtısını!

İşitsen denizlerin haykırışını, bulutların narasını, taşların tıkırtısını.

Hepsi birer davet sesi.

“Biz de varız, bize de bak!” diyorlar.

Gören gözlerin nerde, nerde gözlerin senin?

 

Ömer Sevinçgül

 

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )