Nurdanhaber-Özel
Ekrem Kılıç
Yazlarını ilçe merkezinde geçirmek zorunda olanlar için en kötü hâdise, geceleri ortalığı istîlâ eden sivrisinekler idi. Kızılırmak kenarlarındaki ovada pirinç ekimi yapılırdı. Çeltik tarlaları su dolu tutulduğu için çok miktarda sivrisinek ürerdi. Bunlar geceleri insanları çok râhatsız ederdi. Üstelik, sıtma mikrobu aşıladıkları için tehlikeli idiler. Sineklerden sakınmak için, evlerin pencereleri önüne saksılar içinde, fesleğen denen reyhan bitkisi konurdu. Pek lüzumlu olmadıkça, pencereler açıkken ışık yakılmazdı. Geceleri râhat bir uyku için en gerekli malzeme cibinlik idi. Kasabanın içi hem ırmağın nemi, hem orta yerinde dönümlerce yer kaplayan cesîm kaya kütlesi sebebiyle sıcak olurdu. Cibinliğin içi sıcak, dışı sinek hücûmuna mârûz idi. Bağlar, 5-10 km. uzakta ve tepelerin eteklerinde olduğundan hayli serin ve sivrisineksiz idi. Halk, bu sıkıntılardan kurtulmak için o mesâfeyi yürüyüp her gün kasabaya gidip gelmeyi göze alırdı. Hani, buna da değerdi!
Yaz ve ramazan rehâveti ikindiden sonra halkın üzerine iyice çökerdi. Çarşıda işler, cuma ve ilçenin pazarı olan gün hâriç, zâten pek durgun olurdu. Birkaç yabancı memurun dışında yabancı âile yoktu. Onlar da hem yaz sıcağından, hem ramazan yorgunluğundan kurtulmak için izinlerini bu vakitlere denk getirirlerdi. Dolayısı ile yaz ikindilerinden sonra akşamı beklemeksizin işyerleri tâtil edilir ve serinlikte bağlara doğru yola koyulunurdu.
Sıcaktan, susuzluktan, açlıktan, sigarasızlıktan, orucun verdiği halsizlikten bitkin bir vaziyette bağına ulaşan erkekler iftara kadar bir köşede dinlenip kendilerine gelmeye çalışırlardı. Çocukların dikkatli olmaları gereken zamanlardan biri, belki en önemlisi bu sıralar idi. Çünki, sabırlarını tüketmek üzere olan babalar, ağabeyler bu vakitlerde çok sinirli ve kırıcı olabilirlerdi.
Günün bütün yorgunluğu içilen ilk yudum suda, yenen ilk lokma yemekte, çekilen ilk nefes sigarada duman olur giderdi. Tiryâkilerin nefes alması ile çocuklar da râhat bir nefes alırlardı.